Bu arada o gördüğüm 20K mı?? Nasıl mutluyum anlatamam! Ben bu hikayeyi yazarken okunacağını düşünmeden, sadece istediğim için yazmıştım. Okuyan, yorum yazan, vote atan herkese çok çok teşekkürler! Hepinizi çok seviyorum! 💕😻
And there's certain things that I adore
Ve taptığım bazı şeyler varAnd there's certain things that I ignore
Ve aldırmadığım bazı şeyler varBut I'm certain that I'm yours
Ama ben şüphesiz seninimCertain that I'm yours
Şüphesiz seninimCertain that I'm yours
Şüphesiz seninim***
''Annem bir balo düzenliyor, sık sık yapar ve pek sever böyle işleri. Benim pek huyum değildir, mühim olmadıkça çoğu vakit gitmem lakin bu sefer farklı. Sen... benimle baloya gelir misin? kavalyem olur musun Hilal?''
Ummadığı balo teklifi karşısında şaşkınlıkla irkildi genç kız. Sual edeceği şeyin alelade bir istek olduğunu düşünmüştü evvela, lakin kendinden taviz vermesi, kendine gelip geçici bir mutluluk için müsaade etmesi vaziyetini normal bir hale getirmiyordu. Esirdi, esir olarak kalması lazım gelirdi zira kardeşleri ve büyükleri onun için çabalarken, babası harbin ortasına atılmışken ve annesi yüreği yana yana onları beklerken kendisi eğlencelerde sürtemezdi. O vakit ailesinden çok kendine ihanet etmiş olurdu. Hakiki benliğinden uzaklaşır ve hiç tanımadığı bir kıza dönüşürdü ve Hilal'in en son isteyeceği şeydi aşk uğruna benliğini kaybetmek. Aşık oldu diye kişiliğini, karakterini kolayca bir kenara atmazdı, atamazdı. İnadıyla, sivri diliyle, kalemiyle, düşünceleriyle ve cesur kalbiyle Cevdet kızı Hilal'di o ve böyle kabul görmeyecekse hiç kabul görmemeyi yeğlerdi. Leon'da onu bu haliyle sevmemiş miydi zaten? tüm keskin yanlarına rağmen kabullenmemiş miydi onu? şu ana kadar vazgeçmediyse uzaklaştırmak adına harcadığı onca çabaya rağmen, Hilal'i Hilal olduğu için sevmişti demek ki. Başka bir izahatı olamazdı genç kız için vaziyetin. Gözlerine hafif bir buğu çökerken, kendisi de geriye doğru adımladı.
''Leon... ben yapamam. Baloya gelemem, zinhar mümkün değil.''
Leon şaşkınlığının incelttiği ses tonuyla konuştu. Kabul edeceğini düşünmüştü. Bir balodan hiçbir zarar gelmezdi. Neden reddettiğini de anlayamamıştı zaten. Atina'da kimse onu tanımıyordu ve üstelik esir alındıkları da sadece yüksek rütbeli birkaç asker tarafından biliniyordu. Baloda onu görenler Leon'un çoğu vakit koluna taktığı alelade kızlardan biri diye düşünürlerdi sadece. Oysa kısacık bir valsle onlara Hilal'in sıradan bir kızdan fazlası olduğunu gösterebilirdi Leon zira dans, aşk dolu iki çiftin birbiriyle ahenklerinden doğmuş bir sanattı.
''Neden? neden gelmeyesin? alt tarafı mütevazi bir organizasyondan ibaret. Kimse seni tanımıyor bile Hilal.''
''Mesele kimsenin beni tanıyıp tanımaması değil Leon! umurumda da değil. Tanıyorlarmış, tanımıyorlarmış beni ilgilendirmiyor. Lakin yapamam, biraz anla beni.''
''Burada anlamam gereken ne var Hilal? izah et bana zira gelmek istemeyişine bir türlü aklım ermiyor.''
''Pekala, izah edeyim Teğmen. Seninle henüz çok yeni olan birlikteliğim ve sana olan aşkım bir yana Leon, ben hala burada bir esirim. Ne olursa olsun, ne yaşarsak yaşayalım hakikati hiçbir şey değiştiremez. Babam benim için cephede canı burnunda savaşırken, annem geleceğim diye yolumu gözlerken, içten içe yüreği yanıyorken hemde... ben balolarda, eğlencelerde dans edip güler yüz gösteremem.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kupa Kızı ve Sinek Valesi
FanfictionHilal o sabaha babasının ve annesinin yolunu gözleyerek uyanmıştı, evinden ve memleketinden koparılıp, hiç bilmediği bir şehre esir düşeceğini nereden bilebilirdi? Leon'un bugüne dek tek gayesi babasını gururlandırmak, onun gözüne girmekti. Fakat A...