1| Üvey Bela

70.4K 2.8K 1.7K
                                    


Öncelikle merhabalar! Siz hikayeyi okumadan önce uyarmalıyım ki şu an okuyacağınız hikaye düzenlenmiştir. Hâlâ sıkıntıları vardır -affola- mutlaka evet ama en azından varolan mantık hatalarını veya göze aşırı batan yazım yanlışlarını gidermeye çalıştım. Okuduğunuz için teşekkür ederim! 🖤




İyi okumalar💙

Londra'dan Incheon'a iniş yapan uçağımdan indim ve o çok çok özlediğim Kore havasını içime çektim. Burayı oldukça özlemiştim...

Babam, annem ile ayrıldıktan sonra ve başka biriyle evlendiğinde biz de annemle Londra'ya gitmiştik ve bu yüzden lise eğitimimi de Londra'da görmüş; Kore'den de uzun bir süre ayrı kalmıştım.

Çok iyi eğitim verdiğini düşündüğümüz bir güzel sanatlar lisesiydi. Ama üniversitemi annemin isteği ile Kore'de babamın yanında okumaya karar verdim ve bu yüzden de Kore'ye geldim.

Gelmeden kısa bir süre önce üvey abim Yoongi ile konuşmuştum. Buraya geleceğimi duyunca çok sevinmişti ki zaten birbirimizi çok severdik Yoongi hyung ile.

Ara sıra babamı ziyarete Incheon'a geldiğimde tanışıp kaynaşmıştık onunla ve şu anda da gözlerim çıkış kapısında onu arıyordu.

Babamın, Yoongi hyungun annesi ile, yani bu üvey annem oluyor, seyahate  gittiğini ve iki hafta boyunca gelmeyeceğini öğrenmiştim. Bu yüzden hyungum bana, beni havaalanından almayı ve bu iki hafta içerisinde kendi evinde kalmam için teklifte bulunmuştu. Çok ısrar edince de kabul etmiştim ama şu an onu göremiyordum. Unutmuş olamazdı herhalde.

Ya da..

Ya da beni evinde ağırlamaktan vaz mı geçmişti..?

Yazar

İsimlerin yazılı bulunduğu küçük pankartlar tutan insanlara baktı uzaktan, Taehyung. Sanırım gelen yolcuları -misafirlerini- bekliyorlardı. "Ahh hyung neredesin?" diye iç geçirdi içinden.

Uzaktan adının yazılı olduğu bir pankart gördü ve o anda gözleri parladı çocuğun. Ama pankartı tutan kişiye çevirdi gözlerini. Tabi ya! Koskocaman Kore'de bir tane 'Kim Taehyung' yoktu herhalde.

Değil mi?

Pankartı tutan yabancı maalesef onun hyungu değildi. Çantasının dibindeki telefona ulaştı ve kapalı olan telefonu açtı.

Yoongi hyung kişisinden mesaj

"Ah canım veledim! Çok acil bir işim çıktı ve seni almaya gelemiyorum. Ama sevgilimi gönderiyorum. Adı Jungkook. Merak etme akşama görüşeceğiz."

Saatler önce gelen mesajı anında açıp okudu Taehyung.

"Hadi ama şimdi bir de sevgilini mi arayacağım hyung?" diye söylendi.

Acaba kendi adının yazılı olduğu pankart ona ait olabilir miydi, diye düşündü. "Sormakta fayda var" deyip Jungkook olduğunu umduğu çocuğa doğru yürümeye başladı.

Çoçuğun yanına vardığında ona baktı fakat çocuk bir eli pankartı tutmakla meşgul olurken kafasını eğmiş diğer eliyle telefonuyla uğraşıyordu.

Taehyung, isminin yazılı olduğu pankarta kapı tıklar gibi iki kez tıkladı ve çocuğun ona bakmasını sağladı.

"Merhaba! Şey Kim Taehyung benim. Sen Jungkook musun?" dedi.

"Ah demek şu üvey bela sensin?"dedi Jungkook. Taehyung, Jungkook'un dediğini anlamlandıramadı.

"Pardon?"  deyiverdi sadece. Şaşkındı.

"Üvey olan diyorum, sensin? Yoongi'nin kardeşi yani?" dedi boynunu kütleterek Jungkook.

"E-evet"

"İyi, takip et beni" dedi ve elindeki pankartı görevliye verip ilerlemeye başladı.

Taehyung da çocuğun peşinden valizini sürükleyerek gitmeye başladı. Çocuk gıcık bir tipe benziyordu. "Yoongi hyung buna nasıl bakmış ki" diye düşündü içinden. "Gıcık" diye söylendi kısık bir sesle. Çünkü sinirlenmişti. Aklında çocuğun ona dediği kelimeler dönüp duruyordu. Özellikle "üvey bela" deyişi.

"Üvey bela..."


~

Merhaba ilk kez yazar notu yazıyorum :(

İlgiye göre yeni bölüm atmayı düşünüyorum.

Umarım ilgilenirsiniz :) Teşekkürler.








İlk kez yazdığım çok belli dimi ksöelakakwaçaoslwowoa

Deception ❃ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin