Deception ❃ Taekook

7| Davetsiz Misafir

İyi okumalar 💜

Çok eğleniyordum!

"Şunlara ne dersin?"

"Hayır.. Onlar gereksiz." diye mırıldandı.

Harika! Hem alışverişe getiriyor hem de dediklerimi almıyordu!

"Peki şunlara ne dersin?" diye tekrar sordum.

"Hayır..."

Jungkook ile onun arabasıyla -evet şu deli gibi kullandığı arabasıyla- alışverişe gelmiştik. Tabii beni havaalanından aldığı zamanki gibi içim dışıma çıkmamıştı bugün. Ne hikmetse yavaş yavaş getirmişti.

Ama istediğimi alamıyorsam neden getirmişti ki?

Poşetleri mi taşıyacaktım..?

"Bak buna bence hayır deme?" dedim. Artık neredeyse yalvarıyordum.

"Taehyung, elin neden hep salak saçma şeylere gidiyor?" diyerek sinirle solumuştu. Ama tatlı bir sinir gibiydi bu hafif hafif gülümsüyordu da.

Hem ayrıca.. Salak şey... Şekerli cipslerin neresi saçmaydı?!

"Ha! İşte şunlar olabilir" dedi ben alışveriş arabasını sallana sallana  sürerken. Eliyle gösterdiği şeye baktım.

"Cidden mi Jungkook?" dedim. Hazır patlamış mısır paketini eline almış bana bakıyordu.

"Neden ki?" dedi ve bir elindekine bir de bana baktı. "Belki film izleriz. İyi gider."

Vay be! Gıcık Jungkook'a bak sen..

Elindekine uzandım ve alıp reyona geri koydum. Ardındansa yan tarafta gördüğüm mısır paketini aldım ve ona verdim.

"Evet, çok iyi gider. Ama keşke biraz eğlenceli yoluna başvursan." dedim.

Patlatılmayı bekleyen minik mısır taneciklerine baktı.

"Hem mısır patlatmak zevklidir." diye devam ettim.

"Her neyse." dedi ve alışveriş arabasına koydu paketi. Açıkçası itiraz etmediğine çok şaşırmıştım.

Nasıl olur?

"Jungkook!" dedim heyecanla biraz daha ilerlerken. "Jungkook~ Bana bu pirinç keklerini alır mısın, lütfen..."

'Ciddi misin' der gibi bir bakış attı.

"Hadi! Lütfen, lütfen, lütfen~"
diye diretmeye devam ettim. "Hem oyunda oynarız onlarla." diye bir şey attım ortaya.

"Ne gibi?" dedi. Sanki onu ikna etmemi istiyordu.

"Bilmem evde karar veririz." dedim omuzlarımı silkerek.

"Şimdi, alacak mısın?" diye baktım umutla.

"Peki madem. Al. İki kutuyu aşma." dedi. Sanırım oyun oynamayı da kabul etmişti.

Sevinçle iki kutu pirinç kekini alıp arabaya koydum. Ardından reyonlara bakmaya devam eden Jungkook'u izlemeye başladım.

Bu Jungkook çok güzeldi. Keşke ilk önce bu Jungkook ile tanışabilseydim.

Ve başından beri bu Jungkook ile konuşabilseydim.