19| Senin Olayım Artık, Tamamen (m)

23.7K 1.1K 2K
                                    


İyi Okumalar💙

Jungkook

Bay Lee'nin beni çağırmasının ardından sinirle Tarhyung'a birkaç şey saydırmış ardındansa dönüp hızlıca yanından uzaklaşmıştım.

"Kim Taehyung.." demiştim, kızgınlığımı belli eden kelimelerim ses tellerimden uzaklaşırken. "Bu yaptıklarının acısını çok fena çıkaracağıma emin ol."

Ardındansa yüz ifademden ne kadar ciddi olduğumu anlasın diye daha da sinirli bakmıştım. "Şimdi gidiyorum.. Ama eğer başına en ufak bir şey gelsin, seni çok fena cezalandıracağım."

Evet, eğer herhangi biri saçının tek bir teline zarar versin göstereceğim ona gününü. Ben onun için endişeleniyorum diye bana kızan çocuk eğer kendine dikkat etmezse ben daha beter kızacaktım ona. Yok öyle. Eğer ben ona dikkat ediyorsam, o da kendine dikkat edecekti..

Aslında Bay Lee beni çağırmasaydı, Taehyung'un asla o göle gitmesine izin vermezdim. Onun o inadını kırar ve asla göndermezdim. Ah onun o inadını da sikeyim, Bay Lee'yide.

"Oh, Jungkook.." demişti kırklı yaşlarının ortasındaki adam yanına vardığımda. Kırmızı eşofmanının yakalarını düzeltmiş ve elindeki minik baltayı ellerime tutuşturmuştu. "Hadi bakalım.. Şu kasların hakkını ver biraz.."

"Arkadaşlarının getirdiği odunlar şurada, bazıları yakılacak ateş için çok büyük. Onları bir elden geçir."

İtiraz dahi etmeme izin vermeyen adam hızla arkasını dönmüş ve benden uzaklaşmıştı. Neyse bu durumu fazla takmayacaktım. Hem sinirimi atmama da yardımcı olurdu belki...

Odunların bulunduğu yere gittiğimde fazla uzakta olmayan göl görünüyordu. Hatta kimin ne yaptığı da. Umarım birileri Taehyung'a sataşmaz ya da onunla konuşmazdı. Ki bende böyle bir şans varken benim meleğime eminim ki yaklaşmadan duramazlardı.

Tamam. Aşırı kıskanç biri değildim. Ama konu Taehyung olunca, kendimi ben bile tanıyamıyordum. Ona bu kıskanç halimi fazla göstermemeye çalışıyordum fakat bu konuda başarılı olduğum tabii ki söylenemezdi. Ki şu anki dargınlığımız benim kıskançlığım yüzünden olmuştu. Ama ne yapayım? Konu benim Taehyung'umdu.. Benim..

"Ben de diyorum ki nerede benimki.." demişti ince bir ses, ben bir odunu almış ve kırmaya başlamışken. Dönüp baktığımda, gülerek birkaç metre ötemdeki ağaca yaşlanmış ve gülümsemişti.

"Demek seninki ha?" demiş ve alay edercesine gülmüştüm.
"Beni sahiplenmen hoşuma gitti Kristal."

"Ah, Jungkook. Ben seni hep sahiplendim. Sadece sen kördün. Anne ve babana olan sinirinden beni görmedin bile. Halbuki insan kuzenine böyle davranır mı?"

Bana olan nefretini sözlerinde saklama gereği duysa da, bakışlarında bunu başaramıyor, bana açıkça beni sevmediğini göz bebekleriyle söylüyordu.

"Sen benden hiç hoşlanmazdın. Bence fazla yalan söyleme. Hem Tanrı yalan konuşanları sevmez. Tıpkı ailenin dediği gibi." demiş ve önümdeki başka bir odunu daha sabitlemiş ve kırmıştım.

"Ailem, Tanrı'nın gayleri sevmediğini de söylemişti." demişti tek kaşını kaldırarak.

"Öyle mi? Ne yazık ki onların dediklerine pek önem vermiyorum. Ama sen veriyorsun değil mi? Bu yüzden yalan söyleme."

Deception ❃ TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin