Bebeğimin Babası!

O...

"Be-ben şey"  "doğum yaptığını duydum, hamile olduğunu biliyordum ama..... Ah ne aptalım sözünüzü kestim, devam edin lütfen"  şimdi ne diyecektim? En iyisi doğruyu söylemek "ben Yaz'ın--" senin gibi telefonun ben! "pardon" diyerek telefonunu açtı. Direk diycem  'ben Yaz'ın kocası, Belis'in babasıyım!' Hayır sen hamile kadınla nasıl sevgili oluyorsun?!  "Tekrar özür dilerim ama gitmem gerek" diyerek elini uzattı. Elini sıkıp "Rüzgar" dedim. "Memnun oldum" diyerek asansöre bindi. Bende eve  girip odaya çıktım. Ah neydi bu sabah ki hali beşiğe eğildiğinde.... Ah! Aklıma geldikçe deliriyorum. Cidden biri ona benim erkek olduğumu hatırlatmalı! Dar paça kotu ve beyaz T-shirt giydim. Küpemi taktığımda hazırdım, babam istemiyor diye küpe takmıycak değilim. Evden çıkmadan Yaz'ı aradım. Belki bir şeye ihtiyaçları vardır. "Efendim" " bir şey istiyormusun evden?" "hayır sağol, biliyomusun? Annen ve baban Umut Belis'i çok sevdi." " hım iyi"  diyerek kapadım telefonu! Hayır sevdilerse banane, babam tamam da o kadın üvey torunumu nasıl seviyor anlamıyorum.
Babamlara geldiğimde kapıyı Yaz açtı. Misafirlere kapı açtırabiliyorlar! "Kapıyı neden sen açıyorsun?!" olabildiğince sessiz olmaya çalışıyordum. "Onlar Belis'le oynuyor bende o yüzden yani" yüzüme bakmıyordu bile! "Yaz bana bak lütfen" "hadi hadi, içeri geçelim"  daha bir şey dememe izin vermeden içeri geçti.  Bende geçtiğimde Belis, üvey annemin kucağındaydı. Hemen gidip kucağından aldım Belis'i! Benim annemin, Meryem'in  torunu o!  Yaz şaşkın şaşkın bana bakarken ben kızımla oynamaya başlamıştım. Kulağıma yaklaşıp "sen napıyorsun?!" "kızımla oynuyorum" "kadının haline bak nasılda üzüldü. Gözleri doldu!" "Allah Allah, kızımla da mı oynamıyım!?" "hiçbir şey demiyorum sana" "deme!" kendi önüne dönüp Zeliha'yla konuşmaya başladı. Umrumda değil! "Abi, hoşgeldin, yenge hadi  masayı hazırlayalım" "geldim" Hamarat karım benim, gerçi..... Neyse! "Ee oğlum işler nasıl?" "iyi baba nasıl olsun" "sana gel bizle çalış diyorum ama yok" "baba bu konuyu konuşmuştuk" "peki!" Yaz ve Melisa mutfak, yemek salomu arasında mekik dokuyordu. Bende isterdim, onunla el ele oturmayı, günümü ona anlatmayı, üvey de olsa anne ve babamla bir şeyler paylaşmayı... Ama bunların olması için ilk önce aramızın düzelmesi lazım."Hadi her şey hazır gelin"  " gelinime bak ne güzel hazırlamış masayı" cbeni de unutmayın lütfen" diye araya girdi Melisa. Her şeyde var zaten.... Telefon sesiyle Yaz masadan kalktı. "Efendim..........Furkan?..... şe-şey ben tabii..... evet doğdu.......kız.......tamam ben ararım seni, müsait olunca......görüşürüz" Aradı gene o İbne! "kimdi?" "arkadaşım" yalana bak sen! " Furkan mı? Bilmiyordum öyle arkadaşların olduğunu" " İngiltere'den"  kafamı sallayıp yemeğime devam ettim. Belis ağlamaya başlayınca Yaz izin isteyip Belis'le benim çocukluk odama geçti. O Furkan itini öldürücem, sevgilisiymiş demek ki sevdi onu, ya tekrar ona dönerse! Yapmaz, bana aşık olduğunu söyleyip ona gitmez dimi?! Bende izin isteyip Yaz'ın yanına gittim. Kapıya vurmadan  içeri girdim. Girmez olaydım! Yine erkeklik hormonlarım halaya başlamıştı. Göğüsünü kapamaya tenezzül bile etmedi. Aksine daha da meydana çıkardı. "Niye aradı? Bugünde geldi eve! Öldürürüm onu bak!" "pardon da sen kimsin!?" "belki kocanımdır!" "Sen benim kocam mısın?" " olurdum" diyerek yanına gittim. "Yaklaşma bana" "dün öyle demiyordun ama, aşık olduğunu söylüyordun!" "evet, doğru ama" " ne ama?!" "sen...."   kapının ani açılmasıyla sözü kesildi! "Abi Feride hastanedeymiş"  " o kim?" benim yerime Melisa cevap verdi. " Amcamızın kızı" "üvey" " bir saniye burda bir işler dönüyor!" " yoo" Aferin Melisa abinin arkasında ol kızım! " Rüzgar!" " bak bir şey değil" beklentiyle yüzüme bakıyordu. "Of ir şey yok Yaz!" "ne bağrıyosun!"  " haddin olmayan işlere karışma!" " sende Furkan'la bana karışma" " Ne dediğini farkındamısın!?"  "farkındayım! Kim bilir o kadınla aranda ne var!! Aptal mıyım ben? Melisa haberi verdiğinde nasıl da sinirlendin!" "o-o ....."