K.G.-3- Kahretsin biz ne yaptık?!

29.2K 770 33
                                    

Sabah zilin deli gibi çalmasıyla açtım gözlerimi. Çıplaktım! Kahretsin biz ne yaptık?!  Ben nasıl yenilmiştim ona? Nasıl kabul etmiştim onu? Bunca yaptığı şeyden sonra nasıl affetmiştim onu?!!

Kapının ısrarcı sesiyle kalktım,kasıklarımdaki ağrının müsade ettiği kadar. Saten geceliğimi ve sabahlığımı giyip kapıya gittim. Kapının dürbününden baktığımda gelenin Can olduğunu anladım. Zaten yoktu yanımda bende çekip gitti diye düşünmüştüm! O kadına! Kapıyı açtığım gibi söylenmeye başladı. "Hayır bir insan neden kapının kilidini değiştirir. Niye yani?" O konuşmaya devam ederken ağlayan kızımın yanına gittim. Belis'i kucağıma alıp tekrar mutfağa gittim. Can tazgahta kahvaltı hazırlamkla uğraşıyordu! Ama bende restimi koymalıydım! Hiçbir şey bu kadar kolay olmamalıydı. Ben evlenmekten korkan kadın dün gece onunla birlikte olmuştum! "Rüzgar bırak yaptığın işi ve git!" olduğu yerde elinde salatalık ve bıçakla bana doğru dönüp kaşlarını kaldırdı. "Nasıl yani?"  "istemiyorum git, bizde birkaç güne gideriz zaten!" elindekileri tezgaha bırakıp yanıma geldi. Belis'i kucağımdan alıp mama sandalyesine bıraktı ve ellerini belime sardı. "Hiçbir yere gitmiyorsun! İzin vermiyorum!" "sana sorduğumu sanmıyorum. Sadece buraya geldiğinde bizi bulamazsan şaşırma diye haber veriyorum!" "o konuyuda konuşucaz kapının kilidini değiştirmişsin! Ama hayır senin gitmene asla ama asla izin vermem! Hem nereye gideceksin ki?!" "sanane gel bizi ordada bul diye yerimizi  mi söyliyim!" Tezgaha gidip Belis'in mamasını Belis'in oyun halısının üstüne koydu. Sonra Belis'i masa sandalyesinden kaldırım onu da oraya koydu ve yanıma gelip beni kucağına aldı! "Ne yaptığını sanıyorsun?!" "yatak odamıza gidiyorum!" aklıma gelen şeyi yapmaya gittiğimiz düşünerek elinden kurtulmaya çalıştım. Ama nafile! "Yatakta da böyle olmanı dilerim!" "Tövbe ya bırak beni Can istemiyorum! Zaten dün nasıl müsade ettim onu da bilmiyorum!" "Yaz'ım ben sana doyamıyorum" diyerek beni yatağa bıraktı. Ne ara gelmiştik biz buraya! "Can yapma lütfen!" "Bir kere lütfen!" "sapık mısın ya git!" dün kaç kere yapmıştık acaba üç müydü dört müydü?! Lanet olsun onu da hatırlamıyorum! "Yaz sütyen takmalısın!" "Sanane!" Ellerimi tek eliyle kafamın üstünde birleştirip boynumu yalamaya başladı. Evet dün gece de böyle yapmıştı! Göğüslerimi gecelikten çıkarıp emmeye başladı. Arada ısırıp yalıyordu! Zevk alıyordum ve devam etmesini istiyordum. Lanet olsun ona yenilmekten nefret ediyordum!

Yarım saat sonunda -bir kere demesine rağmen- üç kez orgazm olup kalkmıştım! Can'sa yorulduğunu söyleyip uyumuştu. Bana kalsa bende uyurdum ama ilgilenmem gereken bir bebeğim vardı. Salona geçtiğimde kızımın elinde oyuncağıyla oynayıp güldüğünü gördüm. Biberonunu içmiş ilk defa! "Kızım annesinin güzeli yemeğini yemiş mi?"  kendince bana cevap verirken kapı çaldı. Kapının deliğinden baktığımda karşımda Elif'i gördüm. Ne işi vardı burda! Bir süre daha açmadığımda kapıyı yumruklamaya başladı. Ses fazla olunca Can odadan çıktı ve üzerinde sadece baksırı vardı (nasıl yazılıyor bilmiyorum:/) "Kim bu?" "Elif!" sesim umursamaz çıksada neden geldiğini merak ediyordum. Can "siz odaya gidin seni böyle görmesin" dediğinde tek kaşımı kaldırıp sinirle suratına baktım. "Bence sen içeri geç de seni burda görmesin!" "doğru" diyip dudağıma kısa ama etkili bir öpücük bırakıp kiler dediğimiz yere girdi. Kapıyı açtığımda sinirle içeri girdi."Nerde?" "kim nerde? Belis içerde buyur geç!" "sen benle dalga mı geçiyorsun?! Can nerde?" ona Can demesi sinirlerimi bozarken burda olması ve bana karşı çıkması ayrı bir sinirlendiriyordu beni! "evet çok zekisin" diyerek yapmacık bir gülümseme attım. "Çekil!" diyerek yatak odasına yol aldı. Peki ben oraya mahremime özellikle yarım saat önce kocamla seks yaptığım yere girmesine izin verir miyim?! Tabii ki Hayır!! "Oraya girme!" "Yok ya!" "gerizekalı mahremim ora" "orda saklıyorsun dimi" "ya kızım bi git onun buraya gelmeye hakkı, yüzü var mı?!" Evet yok belki ama burdaydı! "Bana bak!" "he baktım güzelim" diyerek daha da yaklaştım ona! "Eğer onun burda olduğunu öğrenirsem" "eee?!" "herşeyi Mehmet beye tek tek anlatırım!" diyerek kapıya gitti. Bana bakıp son bir gülücük atıp çıktı. Ya dediğini yaparsa gerçekten!  Can odadan çıkıp yanıma geldi. "Korkma birşey yapmaz, yapamaz" derken kollarını bana sardı. Alnıma öpücük kondurup "ben gidiyim iyice sinirlenmesin" dedi. Canım sıkılsada mecburdum buna! Dudaklarına öpücük bırakıp geri çekildim. "Seni seviyorum" diyip odaya gitti. On dakika sonra üstünü değiştirmiş bir şekilde karşımda dikiliyordu. Tekrar dudaklarımı öpüp içeri Belis'in yanına gitti. Onunda yanaklarını ve alnını öpüp yanıma geldi. Beni kolarının arasına alıp "Seni çok seviyorum, sakın üzülme en kısa zamanda eskisi gibi olucaz" "seni çok özlüyorum ben!" "bende,bende özlüyorum ama mecburum... Sık sık gelicem söz veriyorum" kafamı sallayıp kollarımı boynuna doladım. Her zaman ki gibi kokumu içine çekip alnımı öptü ve gitti. Seviyordum ve ona güveniyordum. Kabul ediyorum yaptığı çok kötüydü. O kadınla birlikte olması piçlikti ama ben onu çok seviyordum. Yine affederdim!!

Aradan on gün geçmesine rağmen gelmemişti. Yine kopmuştuk belki de! Aramamıştı da kim bilir ne yapıyordu! Üzülüyordum arayamıyordum da, Elif çıkar belki telefona diye! Sinirim geçsin diye TV'yi açmış haber kanalı izliyordum ki karşıma Elif'in eski kocası çıktı. Evet o zengin olan! 'Maxvell Paul BLEACK hakkında son gelişme!' yazıyordu meraktan bekledim. İzliycektim onu!  On beş dakika sonra haber yayınlanmaya başladı. Ve işte o anda bardağı taşıran son damla da bardağa damladı! ' Ünlü iş adamı Maxwell Paul BLEACK'ın eski eşi Elif SANCAK, eski eşi Rüzgar Can SOYKAN'dan hamile olduğu öğrenildi. İki gün önce hastaneden çıkan ikili muhabirlerimize, Elif hanımın üç haftalık hamile olduğunu açıkladı. Çiftimize sağlıklı bir birliktelik diliyoruz' 

On gündür benimle, bizimle ilgilenmemesinin amacı anlaşıldı. Yeni bebeğine alışveriş yapmakla uğraşıyor belli ki! Kendimi kötü hissettiğimden kızımıda alıp yatağa geçtim...

-Rüzgar Can-

Elif'in kötü haberinden sonra bir de  Mehmet çıktı başıma! Neymiş iş için New York'a gidecekmiş de benimde gelmemi istiyormuş!  Zaten Yaz'ımı ve kızımı özledim. Ayrıca Yaz bu durumu öğrendiyse beni öldürür! Ben nasıl bir aptaldım da hiç korunmadım! Nasıl onu hamile bıraktım! Kendimen nefret ediyordum! 

Kendimi evden atıp asıl olmam gerekn yere gittim. Kapıyı ne kadar çalarsam çalıyım açmıyordu. Gitmişmiydiler!? Kendimi geri çekip camlara baktım ama hepsi kapaıyıdı. Işıklarda kapalıydı. Tam telefonumu çıkarmış adaşımı arıycaktım ki kapı açıldı. Yaz üzerinde beyaz saten bir sabahlıkla açtı kapıyı! "Oooo yeni baba adayımız gelmiş!" "sen kapıyı böyle mi açıyorsun! Ya ben ben olmasam başkası olsa!"  "kapının dürbününden baktım dimi?! Niye geldin ki?!" "sizi görmek istedim!" "biz seni görmek istemiyoruz" "Yaz'ım bi dinle" "hayır Rüzgar git burdan" ben cevap vermeden korktuğum bir ses arkadan konuşmuştu bile "Bence de Rüzgar bey siz gidin sonuçta karınız evde sizi bekler!" .........................................

Arkadaşlar artık sınır koymak istiyorum o yüzden şimdilik 30 vote  sonra yayınlıcam yeni bölümü... Sizi seviyorum bebeklerim :*

Bebeğimin Babası!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin