-Yaz-
Bugün Furkan'la buluşacaktık. Belis'i de hazırladığımda, onu bebek arabasına koydum ve bebek çantasınıda alarak evden çıktım.
Buluşacağımızın yerini mesaj atıp taksiye bindim. Furkan benim İngiltere'deki sahte sevgilim. Sahte sevgilim dememin sebebi Furkan gay! Sırf orda bana sarkıntılık eden olmasın diye sekiz ay boyunca sevgilim gibi davrandı. Çok tatlı bir çocuktur, sıcakkanlıdır. Aslında burdaykende tanıyordum ama ordayken daha da kaynaştık.
Kahve diyarında buluştuk gerçekten özlemişim. O kadar yakışıklı olmuş ki! "Eee naber Yaz? Ay bu aynı sen, çok şeker" "öyle valla, iyim bende sen nasılsın görüşmeyeli" "iyi sayılırım Türkiye özellikle Trabzon çok değişmiş" "öyle olmuş gerçekten" yanımızdan bir kız geçerken Furkan kıza göz kırptı. Ben şaşkın şaşkın ona bakarken o gülüyordu. " Bakma öyle tedavi gördüm. Türk erkeğiyim ben!" " ayyyy nasıl mutlu oldum anlatamam" " bende yakışıklı--- bi saniye o ne" diyerek parmağımdaki yüzüğü gösterdi. "Kızımın babasİyla evlendim" dedim gülümseyerek, ne ben Rüzgar'ı seviyorum! Bir saat kadar konuştuk hasret giderdik, "ben kalkıyım saat beş, Rüzgar merak etmesin" " tamam" "bu arada nerde kalıyosun" "doğduğum evde biliyosun satmadım orayı, şimdi de işim düştü" "iyi ki satmamışsın demek ki" " aynen, arabam otoparkta bırakabilirim" "yok balım ben ceylan kentteyim, daha yukarda" "olsun önemli mi?" "sanırım hayır" diyerek kalktım. O bana asla hesap ödetmezdi. Bunu bildiğimden hiç cüzdanıma uzanmadım. Uzun sokakta kol kola yürüyorduk. O arabayı kullanıyordu, ben vitrinlere bakıyordum. " Yaz büyük bir sorun var" " ne sorunu?" demeye kalmadı Rüzgar karşımda belirdi. "Rü-rüzgar?" "merhaba karıcım, bu beyfendi.... tanıdım sizi, Furkan'dı dimi?!" " evet, siz de Rüzgar olmalısınız?" " evet" "İngiltere'den arkadaşıyım Yaz'ın, size o gün sevgilisiyim dedim" "Yaz yürü" "ne?" bana bakışlarını hiç beğenmiyordum. Bana tokat attığı zaman ki gibi bakıyordu. "Yaz'ın sevgilisi değilim" "bir de olsaydın!" "bakın caddenin ortasında bağırmayın" " Yaz yürü" diyerek kolumu tuttu ve beni sürüklemeye başladı. Analmıyorum gem beni sürükleyip hem de o arabayı nasıl kullanıyor! "Can yanlış anladın" "evde konuşucaz!" daha bir şey diyemedim. Ne diyebilirdim ki zaten sinirli....
-Rüzgar Can-
O adamla geziyordu. İnanamıyorum ya! Kol kola o adamla geziyordu. Benim olan, bir piçle geziyordu. Benim karım!
Eve geldiğimizde Yaz'ın gözleri dolu doluydum "Yaz'ım" "Can özür dilerim, vurma lütfen, bir daha görüşmem" Kendime küfretmeden alamıyordum.. Nasıl bir etki bırakmıştım Yaz'ın üstünde! "Yaz'ım sana vururmuyum ben!? Bir daha yaparmıyım" diyerek yüzünü ellerimin arasına aldım. " Kim o?" "İngiltere'de bana sarkıntılık yapan olmasın diye, sahte sevgilimdi. Gaydi ama tedavi olmuş." "günahını aldım, ama yine de tehlike ha?" hemen gülümsedi " o öyle biri değil, Can gibi beni kardeşi gibi görür" "sen yine de fazla yaklaşma"
-Yaz-
Kıskanç Rüzgar! " Can?" "efendim" "markete gidip alışveriş yapar mısın?" "off" diyerek yüzünü astı. Acaba para sıkıntısı mı var!? Of ben niye bunları düşünüyorum. Hep böyleydim, annemle gittiğimizde hep ' paramız yeter mi aldıklarımıza' derdim. Çünkü fazla şey alırdık. "Yaz'ım, ara Melisa'yı birlikte gidelim" bu niye sürekli bana Yaz'ım diyor. Tamam hoşuma gidiyor ama alışırım valla! "Tamam" diyerek telefona sarıldım. Melisa yarım saate geldi. Bizde hemen çıktık... Market biraz uzaktı. gitmemeiz uzun sürmüştü, aslında avm'deki marketlerden birine gitmiştik! "Rüzgar?" "efendim" "şey, Belis'e mama almalıyız" "tamam" "birde benim özel almam gereken bir şey var" "tamam" bu ne herşeye tamam!
İşimiz bitmişti. Parayı ödeyip çıktık "Yaz" "efendim" "bir şey unutmadık dimi" "hayır" "tamam" aldıklarımızı zorla arabaya yerleştirdik ve evin yolunu tuttuk. Saat dokuz olmuştu ve benim kızım kesin avaz avaz ağlıyordur. "Belis ağlıyor kesin" "niye?!" diye sordu telaşla "acıkmıştır" benim bunu söylememle gaza daha fazla bastı "Can sakin ol bir şey olmaz..... bak ne diycem yarın Belis'i de alıp Feride'nin yanına gidelim oba hediyede alırız" bana bakıp gülümsedi ve "Feride seni merak ediyordu zaten" dedi. "Tamam gideriz o zaman" konuşuyorduk ama hala hızını kesmemişti.
Eve geldiğimizde "sen git ben getiririm, Belis'i doyur sen" Can fazla tedirgindi bu konuda belki de küçüklüğünden gelen bir şey! " tamam" diyerek asansöre bindim. Tabii birkaç poşet aldım.Saat on birde televizyonun karşısında oturuyorduk. Can "aaa bu film çok güzel" diyince filmin adına baktım. Duymuştum ama konusunu bilmiyorum. İzlemeye başladık bu arada cips ve kolayıda götürüyorduk. Bir zaman sonra zombiler çıktı ortaya ki ben korku efekti duyunca bile korkan adamım. "Can izlemesek" "neden?" "ben korkarım da" "bundan mı?" "evet" "saçmalama" " ne saçmalama şunlara bak çirkinler!" diyerek Can'a sokuldum. Benim niyetim zaten belli, kararlıyım karısı olmaya, fakat şuan cidden korkuyordum. Elini omzuma atınca daha bi sokuldum ona, parfümü çok güzeldi. Allah'ım sana geliyorum!
Beyfendi mışıl mışıl uyuyordu, peki ben korkudan gözümü kızımın üzerinden ayıramıyordum. Can'ı dürtüp uyandırdım. " Can korkuyorum" "niye" "işte, ya kızımızı da alalım yanımıza" "iyide yanımızda ezilir" "ya onu bende alırsa" "kim?" "o!" "o kim?" " ya inadına mı yapıyorsun korkuyorum işte!" "tamam ama onu duvar tarafında ya da aramızda yatırmıycaz" "nasıl yatırıcaz" " bakta gör" diyerek arkadan belime sarıldı, beni iyice kendine çekip "böyle" dedi. Onun kollarında uyumak gerçekten harikaydı. "Tamam hadi kızımızı da alalım" o kalkınca benden bir şey koptu sanki, aşk böyleydi demek ki! Ah birde onun bana seni seviyorum dediğini duysam! Daha ne isterin ki!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebeğimin Babası!
RomanceSuni yollarla hamile kalmışsan ve bebeğinin babasına aşıksan işin zor!