Ballarım kesitteki paragraflar sırayla değil o yüzden yazacağım bölümde şaşırmayın...
"o-o kanser ve...." babamın "oğlum hadi" demesiyle sözüm yarıda kaldı. "Tamam baba, Yaz'ım daha sonra konuşalım olur mu?" kafasını salladığında içim rahatlamıştı. Tekrar bana darılması istiyceğim en son şey! "Yaz sizi eve bırakıp hastaneye geçicem tamam mı?" "ama neden gelmedi demezler mi? Ayıp" " Belis biraz hasta o yüzden gelemedi derim" "tamam" Yüzü asılmıştı gene ama şuan elimden hiçbir şey gelmiyordu. Küçük meleğim hastanedeydi ve büyük bir ihtimalle kanı değişiliyordu. Feride daha 6 yaşında minicik bir çocuk ve lösemi!
Hızla hastaneye giriş yaptım, arabayı nereye park ettiğimi bilmeden içeri girdim. Babam 5. katta 567 numaralı idada olduklarını söylemişti bende hemen oraya çıktım. Baygın baygın bakıyordu. "Rüzgar abi" "efendim meleğim" "senin benim yanıma gelmen için benim kanımın mı değişmesi lazım!" "meleğim biliyorsun Amerika'daydım. Gelemedim" gülmeye çalışıyordu ama canı yanıyordu biliyorum. "Tamam tamam şaka yaptım" diyerek kenara kaydı. "Yanıma otururmusun?" oturduğu sedye tarzı koltukta bana açtığı minik yere oturdum. " Biliyomusun ben senin kızının fotoğrafını gördüm." " ben seni ona götürürüm" "ona dikkat et benim gibi olmasın" bir şey diyemedim. Çocuklara düşkünlüğüm yüzünden böyleydim. Yoksa kim bu yaşta baba olmak ister ki hemde tanımadığı bir kadından ya da kim altı yaşındaki bir çocuğun yanında oturur onu eğlendirmeye çalışır. Tabii ki Rüzgar Can SOYKAN!
"Rüzgar abi, bebeğini neden getirmedin benden mikrop kapmasın diye mi?" "hayır birtanem olur mu öyle şey, sende mikrop yok ki... O uyuyodu diye Yaz yengen uyanmasın diye eve götürdü." "Yaz yenge benden nefret etmiyo dimi" "hayır balım o seni çok seviyor" gülümseyip önüne döndü. Bir bilse ki Yaz yengen daha senin kim olduğunu bile bilmiyor! İçeri doktor girdiğnde herkes ayaklandı " küçük hanım hepimizi korkuttun, ama şükür ki bir şeyin yok sadece kendimize dikkat ediyoruz. Şimdi kan işlemi bitince çıkarsınız, Ferit bey sizde daha dikkatli olun olur mu?" amcam kafasını sallayıp Feride'nin yanına gitti. "Rüzgar, abi sizde gidin artık" "saçmalama oğlum, hep birlikte çıkarız" "Rüzgar abi sen git bebeğin seni özler hem ben iyileştim bak" diyerek gülümsedi bende yanağına kokulu öpücük bırakıp " Belis'i de alıp gelicem tamam mı" dedim ve odadan çıktım....
İtiraf ediyorum yolda giderken ağladım. Ya Feride'nin yerinde benim.küçük meleğim olsaydı. Allah'ım dayanamazdım o zaman! Ölümünü izleyemezdim. Eve geldiğimde Yaz koşarak boynuma atladı. Şaşkındım bana sarıldığı için değil ağladığı için " eğer sevdiğin kadınsa Feride giderim ama kızımı sana vermem!" Niye sessiz kalıyordum karşısında? "lütfen söyle kim o?!" Neden cevap veremiyordum ki sanki?! Neden cevap vermeyip kızı üzüyorum! Sadece 'kanser olan kuzenim' diycem bu kadar... "Yaz'ım! o.... bak " "ya söylesene... ya da tamam söyleme ama beni de kızını da unut Elif bitti Feride başladı!" "altı yaşındaki lösemi hastası olan bir kız çocuğunu kıskanıyorsun!" hemen bana dönüp 'ciddi misin?' bakışını attı. "A-ama sen ba-bana demedin ki, bana altı yaşında olduğunu, ha-hasta olduğunu söylemedin ki" "biliyorum bebeğim ama fırsatım olmadı ki, hemen çıkmamız gerekiyordu." tekrar bana sarılıp " özür dilerim be-ben bilmiyordum" kızımızın ağlamasıyla birbirimizden ayrıldık. " ben altına bakiyim onun" diyerek yukarı Belis'in odasına çıktı. Bende duş almak için odaya çıktım. Ne gündü ama! Yarın da raporumun son günü! Yine işlere yoğunlaşacaktım. Hele ki toplantılarda kızımla ilgilenemeyecektim! "Furkan.... ah.merhaba....iyiyim sağol.sen..........iyi ya Furkan ben şey dicektim hani buluşalım dedik ya...... evet sözümü unutmadım......evet şey Salı günü öğleden sonra nasıl?.........peki.......tamam tamam getiririm......bende seni.......öptüm...." bende seni?! öptüm?! Noluyoruz lan!?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebeğimin Babası!
RomanceSuni yollarla hamile kalmışsan ve bebeğinin babasına aşıksan işin zor!