Güzel bir sabaha gözlerimi açtım. Beşiğe baktığımda kızımıbda uyanmış olduğunu gördüm. Benim minik meleğim, ya Feride'nin yerinde o olsaydı. Allah'ım sen tüm hastalara şifa ver...
Kızımı kucağıma alıp aşağı indim, mutfağa geçtiğimde şok oldum desem yeridir. Şahane bir kahvaltı sofrası karşımda duruyordu, bunu Rüzgar hazırladıysa bundan sonra kahvaltılar ondan... Masada küçük bir kağıtta not vardı. " Umarım beğenmişsindir, erken çıkmam gerekiyordu.... Belis'in mamasının sıcak olması gerektiği için hiç dokunmadım. E onuda sen halledersin, ikinizide kocaman öpüyorum, afiyet olsun" Biran inanamadım desem yeridir. Bu sofra benim için mi? Ve kocaman öpmek, bak bu olmadı işte ben onun duygularını bilmiyorum ve bana ümit vermesini istemiyorum! Tabii şuan bununla uğraşacak değilim, o kadar açım ki!"Hadi annecim uyu güzel kızım benim....Kızım niye ağlıyorsun?..... Of tamam uyuma kalk hadi kalk" kalkıncada hemen susar zaten, bu çocuk neden uykuyu sevmiyor acaba!
Saat üç olmuştu ve benim yemek yapmam lazım! İyi ama Can ne yer bilmiyorum ki!
"Alo, Melisa?.... yavrum senin bu abin hangi yemeği sever" "valla tavuk sote sever, yanınada pilav yoğurt ohh mis" "ah doğru geçen gece söylemişti, üşenmemiş canı çekti diye kalkıp yapmıştık" "oo birlikte yemek yapmalar, hayırdır!" "Melisa dayak!" "tamam sustum... benim kapamam lazım ya yarın önemli bir sınavım var" "ne güzel okuyorsun" "ee abim sana hoca tutacaktı hani noldu o iş" "valla hiç konuşmadı, konuşmadım hem boşver biliyorsun" "ona yük olmak istemiyorsun" diyerek lafımı tamamladı "napiyim Melisa utanıyorum" "oyy sende haa abarttın" "eyyy git dersine çalış, zivanadan çıkarma beni!" diyerek telefonu kapadım. Konu nerden nereye geldi ya!
Hemen mutfağa geçip güzelce yemeklerimi yaptım, kızımın ses vermediğini duyunca içeri geçtim. Birde ne göriyim! Kızım olduğu yerde uyumuş! Ee dört aylık oldu, kocaman oldu ya! O değilde ben dört aydır Can'ın yanındayım. Neyse neyse bu konuyu düşünüp moralimi bozamam...Saat dörtte kapı açıldı ve içeri benim sevgili kocamla bir kız girdi! Bu kız kim? Ve burda ne işi vardı acaba!? Bende nezaketen "hoşgeldiniz" dedim. Kız sıcak bir gülümsemeyle "merhaba hoşbulduk" dedi. Anlaşılan zararsız! "Merhaba ben Cansu, Rüzgar beyin asistanıyım" diyerek elini uzattı. "Bende eşi Yaz " diyerek elini sıktım, o sırada Can aşağı geldi. "Tanıştınız mı?" " hıhım" "Cansu stajer işi öğrenmesi için benimle çalışıyor" "anladım" Peki neden bizim evimizde şuan evi yok mu? "Şey açsınızdır, yemek hazır buyrun geçin" dedim ve onları yemek masasına aldp, çorbayı servis ettim. Şükür ki elim lezzetli yoksa rezil olurduk! "canım kaç yaşındasın sen?" "yirmi iki" "hmm anladım, demek mimar olucaksın, ne güzel" "yani inşallah" yemeğimiz böyle.sorularla geçti, bir zaman sonra ben Belis'in altını değiştirmek üzere odaya geçtim. Bu kıza hiç güvenmiyorum, ne kadar sıcak kanlı davranırsa davransın! Salondan gelen gülüşme pardon anırma sesiyle koşarak salona geçtim. Ne görsem beğenirsiniz Can ve Cansu hanım koltuklara geçmiş gülüp eğleniyorlar, hayır gülsübler ama sakin sakin Belis uyanacak verecem onu Can'ın kollarına uyusunlar birlikte! "Arkadaşlar biraz sessiz olsanız, Belis uyanacak" "Yaz canım kusura bakma" pardon daha deminki çekingen kız nerde? "Demek sahte evlilik ha? Yani Belis için?" Nasıl ya Can anlattımı? Ben Can'a bakarken Cansu hanım benim koltuklarıma yayıla yayıla oturdu Ben ne dedim ben bu kıza güvenmiyorum! "Yaz canım bize bir kahve yaparmısın?" "evet Can ya yemekten sonra iyi gelir" O Can mı dedi?! Ben olduğum yerde dikilirken o ikisi yine gülmeye başladılar! Allah'ım ben bu kızı yolarım! ki öylede yaptım sayılır... Saçlarından tuttuğum gibi kapının önüne koydum "bir daha seni Can'ın yanında görürsem öldürürüm" diyip kapıyı suratına çarptım. Arkamı döndüğümde Rüzgar kırmızı görmüş boğalar gibi bana bakıyordu. Tabii ben bunun altında kalır mıyım hayır! Kendimi rezil etmek adına konuştum. " Ben sana seni seviyorum, kıskanıyorum derken sen tutmuş elin sürtüğünü eve getirmişsin! Yeter Rüzgar yeter bıktım. Madem sevmiyorsun bırak gidelim istediğinde görürsün kızını! Her yaptığın şeyde ümitleniyorum! Hiç öyle bakma bana seni severken başkalarıyla olmanı istemiyorum! Anladın mı?!" diyerek koşarak odaya gittim ve kapıyı kilitledim. Bu neydi gece bana sarılır uyur sabah başka kızlarla bak gelmiyorda yanıma ee sevmiyor ki gelsin!
İki saat geçmişti ve birileri halaaa yanıma gelmemişti, bende daha fazla sıkılmamak için çıktım odadan! Masa olduğu gibi duruyor ve Can koltukta başı elleri arasında oturuyor! Hayır gitmiycem yanına, bir kerede o gelsin! Aldırmadan masayı toplamaya başladım. Ama her salona girişimde gözlerime bakıyordu hem pişmanlıkla hem öfkeyle!
-Rüzgar Can-
İşimi kaybettim. Hemde Yaz yüzünden! O sürtük dediği kız benim işim için gerekliydi. Ama Yaz hanım ne yaptı? Kızı saçlarından tuttuğu gibi kapıya koydu! Peki ya sonradan söyledikleri işte onlar beni birazda olsa yumuşattı! Yoksa kendime sahip çıkamazdım ve geçenki gibi tokat atardım! Peki ya şimdi işimde yok, aman ne güzel! Her salona girdiğinde ona bakıyorum. Gözleri kan çanağına dönmüş resmen! Üzülüyorum, bu haline. Çok masum sırf benim için tavuk yapmış ki bizim kızımız tavuk kokusunu sevmez hemen ağlamaya başlar o evde pişerken!"Ben yatıyorum" diyerek odaya geçti. Biraz sonra bende peşinden, odaya girdiğimde çırılçıplaktı. Yani sadece iç çamaşırlarıyla, lanet olsun ki göğüsleri sütyeninden taşmış bir vaziyette bana şov yapıyorlar! Ben ona, o bana bakıyordu! Şeytan diyor git becer, peki yaparmıyım? Böyle dikilmete devam ederse evet! "Çı-çıkta üstü-tümü değişiyim!" "bencede özür dilerim daldım öyle birden" " tamam bakabilirsin giyindim" ona döndüğümde emin misin? demek geldi içimden siyah saten geceliği giymiş karşımda duruyordu. O sütyeni ne ara çıkardı hiç haberim yok zaten! Hele ki Belis'in beşiğine eğildiğindeki o şov! Sanırım ben dayanamıycam!!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bebeğimin Babası!
RomanceSuni yollarla hamile kalmışsan ve bebeğinin babasına aşıksan işin zor!