Sahiplenme part 1

33K 984 11
                                    

Eve geldiğizmizde Yaz hala Can'ın kolunun altındaydı. Ne sevgiymiş arkadaş, ben Belis kucağımda odaya çıktım ve onu beşiğe yatırdım. Hıh bu beşiği evden getiricem diye ne kadar ağlamıştı. Tamam o zaman hiç umrumda değildi ama şimdi Can'a yakın olması bile canımı yakıyor. Bu aşk falan değil sahiplenme, eminim bundan...
"Can korkuyorum. O kadına gitmesinden korkuyorum" "eğer öyle bir şey yaparsa oraya giden bacaklarını keser eline veririm" "Can dalga geçme ben ciddiyim, ya bizi, of beni geçtim Belis'i bırakıp giderse"  Can cevap vermeden içeri girdim düşündüğü şeye bak kızımı nasıl bırakırım, hem nasıl gidebilirim ki o orospuya! Düşündükçe sinirlerim bozuluyor! "Bugün dışarda yiyelim mi?" "bilmem Can sen ne dersin?"  Hayda ben baş başa demek istemiştim. "Balım siz çıkın benim iş yemeğim var oraya gitmem lazım... hatta iki saatim kalmış ben çıkıyim, siz gidin" "of bende istemiyodum zaten boşver" of ama Yaz ya! Nolur sanki inat etmesen. Ama benim de adım Rüzgar'sa seni o yemeğe çıkarırım. Yaz Can'ı geçirip odaya çıktı. Bende her zaman gittiğim -yani kardeşim, babam ve üvey annemle- restorantdan randevu ayarladım.
Saat altı olduğunda odaya çıktım. İkna etmek, sonra onun giyinmesi kızımızın giyinmesi derken sekize kadar anca hazırlanırlar. "Yaz?"  hem odaları geziyor hem de Yaz'ı arıyorum. "Yaz?" ya gene gittiyse? Her odaya daha hızlı girip çıkmaya başladım. Şimdi diyceksiniz topu topu dört oda var, her odada bir oda daha olduğunu düşünün. Hayır gitmez, bırakmaz beni... Kendi odama girdiğimde kızımızla yatağa yatmış uyuyorlar. Bak sen? Ben Belis'i  bizim odamıza yatırmıştım. Yüzüme yayılan gülümsemeyle yanına gidip saçlarıyla oynamaya başladım. Çok güzeldi, kızımızda onun gibiydi. Çok güzel...... En sonunda saçlarıyla oynamayı bıraktım ve hafif dürttüm. "Yaz hadi uyan"  ağzında bir şeyler geveledi ama pek analyamadım. "Yaz'ım uyan" Yaz'ım ne ya?! "biraz daha" uykulu sesiyle de tatlı... " Yaz hadi kalk" " Can aşkım lütfen" Can'ın canı cehenneme! Meleğim kusura bakma biraz korkutucam... "Yaz kalk Belis'in burnu kanıyor!"  yataktan bir sıçrayışı var. "NE? noldu? nesi var?"  diyerek Belis'i süzmeye başladı. "Yaz özür dilerim bir şeyi yok"  "Allah'ın belası ödüm koptu" diyerek ağlmaya başladı. "Yaz özür dilerim bak aptalca ama uyanman için yaptım"  'aptal' der gibi baktıktan sonra bana sıkıca sarıldı. "çok korktum, ya gerçek olsaydı. Ya burnu gerçekten kanasaydı. Can çok korktum"  "haklısın özür dilerim"  biraz daha sarılı kaldıktan sonra "ne yemeği?" diye sordu. "Özür yemeği"  bıyık altından gülüp ayağa kalktı. " Sen Belis'i oyala ben gidip giyiyim, sonra Belis'i giydiririz" " fazla açık giyinme" ilk önce tuhaf tuhaf baktıktan sonra kafa sallayıp odadan çıktı. Tamam belki saçmalamdım ama dediğim gibi sahipleniyorum. O benim karım benimleyken ya da bensiz ona kimse yan gözle bakamaz. Belki bir Adriana Lima değil ama bana göre Megan Fox...
" Hadi Bakalım Belis hanım seni de giydirelim"  cidden güzel olmuştu, lacivert mini elbisesiyle harikaydı. " Belis'i bu kadar güzel yapma iki güzelle başım derde girmesin"  dişlerini gösterecek şekilde gülüp odaya girdi tekrar, bende kot pantolon beyaz T-shirt ve lacivert ceketle Yaz'a uymuştum. Saçlarımı yapıp saatimi taktım. "Can biz hazırız"  "tamam geldim" odadan çıktığımda iki tane dünya güzeliyle karşılaştım. Belis'e lacivert, beyaz çiçekleri olan güzel bur elbise giydirmişti. "Ama ben sana ne dedim. Niye bu kadar güzel bu kız"  Kendide saçlarını düzleştirip göz makyajı yapmış, fakat fazla abartmamış. eyeliner, göz kalemi ve rimel yani sanırım. "Ya biz güzel olmak zorundayız" "siz zaten güzelsiniz"   "teşekkür ederiz"  diyerek çıktı. "Rüzgar hadi Belis üşümesin"  bende hak verip evden çıktım. Kapıyı kilitleyip arabaya bindim. "Nereye gidiyoruz bakalım"  " güzel bir yere" diyerek gülümsedim.                                                                                                                                      

Bebeğimin Babası!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin