-"Suratına bir tane patlatayım mı derdim. Bana bak defol git şuradan elimde kalırsın."
Güz'ün yüzündeki keyifli gülümseme yanaklarına yayıldı. Sinirli hali hoşuna gitmişti.
-"Bence sen bunu bir düşün. Güzel bir gece olacağından eminim."
Anka, Güz'ün bu ahlaksız teklifi karşısında metanetini korumayı yeğlese de, kendine hakim olamayıp üzerine yürüdü ve yumruğunu tüm gücüyle suratına geçirdi.
Güz'ün kemikli ve büyük çenesi kızarmıştı. Çenesini eliyle ovuşturup salyasını yere tükürdü. Kızgın görünmüyordu. Tam aksine Anka'nın kıvrak ve narin bedenine bu sertliği çok yakıştırıyordu. Zorlu bir gülümsemenin ardından Anka'ya döndü.
Anka, bununla yetinmeye pek niyetli değildi. Sinirini yüzünde patlattığı yumruklarla rahatlamak vardı içinde, vurmak için elini tekrar kaldırdı. Güz, havadaki elini tuttuğu gibi kendine çekti, sırtı Güz'ün sıcak tenine değdiğinde Anka'nın sesi, nefesi gibi kesildi. Güz, kulağına eğilip fısıltıyla konuştu.
-"İşte tam da bu yüzden baş başa kalmalıyız."
-"Zannettiğimden daha da aşağılık bir adamsın. Suratına yumruklarımı geçirmek için can atacağımdan hiç şüphen olmasın."
-"Ve benimde, seni her fırsatta görmek için can atacağımdan hiç şüphen olmasın"
Güz'ün konuşurken kulağına değen nefesi, Anka'yı garip bir şekilde heyecanlandırıyordu.
-"Evi neden istiyorsun?"
-"Çok soru soruyorsun!" dedi Güz.
Anka'nın kollarını gevşetip karşısına geçti. Kısa bir süre bakıştılar.
-"Taş eve bu yüzden mi geldin?"
-"Evet!"
-"Neden istiyorsun o evi?"
-"Ben bir iş adamıyım ve arsa almak için birçok sebebim olabilir."
-"Her ne boksun bilmiyorum. Ama orası bir arsa değil. Ev"
-"Peki tamam. Ev! Evi bana satmanı istiyorum"
Anka, Güz'e kızgın bir boğa gibi bakıp sırtını dikleştirdi. Buz dağından farksız olan bu ruhsuz ve sert adamın ne istediğini kestiremiyordu.
-"Satılık ev falan yok. Seni son kez uyarıyorum. Bir daha karşıma çıkma!"
Güz kafasını alayla salladı.
-"Bak ne kadar para istersen ver...." Demesine kalmadan Anka suratına tekrar yumruğu geçirdi.
Bu Güz'ün canını ilkinden daha çok acıtmıştı. Anka, anın coşkusuyla elindeki sızıyı unutup öfkeyle ekledi.
-"Bana bak zengin züppe! İğrenç tekliflerini al ve defol buradan. Hemen!" sesini kontrol edemediğini Oğuz'un gelişiyle anlamıştı.
-"Anka bir sorun mu var?"
-"Hayır."
Oğuz, Anka'nın kolunu tutmuş geriye çekiştirirken, Güz'ün suratına bakmaktan da kendini alamadı. Bu yüz tanıdık gelmişti. Anka'nın Güz'e çevrilmiş yeşil bakışları Oğuz'u daha da meraklandırıyordu. Soruyu bu sefer Güz'e sorup cevabını almayı yeğledi.
-"Beyefendi! Kimsiniz ve burada neler oluyor?"
Güz, soğukkanlı bir eda ile ellerini açtı.
-"Mütevazi bir tanışma gerçekleştiriyorduk. Ama sanırım arkadaşınız bunun iç pek uygun bir zaman da değil. Müsait olduğu başka bir zaman denemeliyim belki de." dedi sırıtarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020
FantasyBaştan çıkarmak? Hiç bu kadar acılı olmamıştı. Bir derdi vardı Güz'ün, Anka'nın teninde alacağı bir borç. Kapanması gereken bir hesap, Sırlarla dolu bir geçmiş. Sarpa saran bütün duyguların, Aşkla harmanlandığı bir buluşma. Ne istediğini kestiremedi...