18.Bölüm: MÜHÜR

124 13 7
                                    


Şaşkınlıktan çok suratındaki korku ifadesi Güz'ü şaşırtmadı. İsterik gülümsemesini eksik etmeden ekledi.

-"Bir katille aynı evde yalnız olmak seni korkuttu mu?"

Anka bakışlarını boş duvardan alıp Güz'e dikti ve ifadesizce uzun uzun baktı.

-"Sanırım. Sanırım korktum. Babasını öldüren bir adam beni neden öldürmesin öyle değil mi? Belki de bu düzmeceler bundandır. Seri katil falan olmaya karar vermişsindir."

-"Olabilir. Ama daha çok aile fertlerine karşı bir istek var sanırım. Bunun için evlenmemiz lazım."

-"Neyse ki öyle bir derdimiz yok?" dedi. Bu üstü örtülü şakalar onun suratındaki soğuk ifadeyi almıyordu. Karmaşık duyguları, ne yapacağını bilemez hali Güz'ü bir süre düşündürttü.

Sahiden ondan korkuyor muydu?

Bu gerçeği ona söylemek Anka'ya bir nebze de olsa güven aşılamış mıydı?

Evet amacı tamamen buydu.

Ona tüm sırlarını söyleyip açıklarını kapatmak ve güven sağlamaktı. Anka'yı bu şekilde yanında tutmak oldukça kolay olacaktı.

-"Belki de asıl derdimiz odur!"

Anka, beklemediği bu cevap karşısında gözlerine baktı ve ciddi olmadığını umdu. Fakat karşısında duran bir çift göz tam tersi tezini sonuna kadar savunur bir bakıştaydı. Kahkaha atmaktan kendini alamadan anlaşılması güç birkaç kelime söyledi.

-"Evlenmek? Sen?"

-"Eğlenceli görünüyor öyle değil mi?"

-"Çok!" dedi Anka kahkahasını kesmekte zorlanırken ve ekledi.

-"Tecrübelerinden yola çıkarak bu kanıya varıyorum ki, asla evlilik adamı değilsin."

-"Maziyi kurcalama. Orası ayrı!"

-"Neden onlar evlilik değil miydi?"

-"Adı öyleydi içeriği değil."

-"Bahse girerim birçoğuyla yatmışsındır ve buda evliliğin temellerinden biridir. Biz Türkler ona gerdek gecesi diyoruz." Dedi ve kahkaha atmaya başladı.

Onun bu eğlenen hali Güz'ü strese sokmuştu.

-"Bende Türk'üm"

-"Orlando asıllı bir Türk!"

-"Her halükarda Türk'üm ama"

-"Peki o zaman Mr.Türk!"

Anka'nın gülerken yanaklarına yayılan çizgiler, köşeleri kıvrılan kırmızı dudaklarını gölgeliyordu. Onun dudaklarına bakmak bile Güz'ün başını döndürmeye yetmişti.

Daha önce çok fazla gülen insana rastlamıştı, zaten insanların çoğu gülerdi fakat!

Onun gülüşünde bir şey vardı.

Gözlerini dudaklarına diktiğinde Anka'nın gülümsemesi tazeliğini koruyordu. Dayanamayıp dudaklarına eğildi ve nefes almasına bile fırsat vermeden nemli ve yumuşak kırmızı dudaklarını öpmeye başladı.

Anka şaşkındı ve beklemediği bir anda ona bu şekilde yaklaşması kalbini saniyelik durdurmuş, ardından durmamak için kan pompalamaya hızla devam etmişti.

İdrak etmeye başladığı anda iki elini göğsüne koyup ittirmeye karar verdi. Fakat Güz buna müsaade etmeyip elini beline doladı ve açlıkla öpmeye devam etti. Güz'ün direnen bu tutumu Anka'nın pes edişiyle soluğu koltukta aldırdı. Sırtını koltukta bulduğunda üzerinde Güz'ün ona gülümseyen yüzünü gördü.

ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin