Güz son duyduğu şeyle sarsıldı. Amcası elini kolunu bağlamıştı. Artık gücünün tükendiğini ve kontrolü kaybettiğinin farkındaydı. Her şeyin ortaya çıkması en çok onun işine yarayacaktı çünkü bu yükü artık taşıyamıyordu. Yıllar önce yaptığı hatanın bedellerini her gün, her saniye yaşıyordu. Bu hikayenin kötü adamı olduğuna kendini yıllar önce ikna etmiş, cezasını çekmek için her yolu denemişti. Kakos olmak ve ölesiye kan içerek kendini lanetlemek, Keira'nın aptal oyunlarına dahil olarak en azından bir saniye de olsa yaptıklarını unutmak, annesini öldüren babasını öldürüp içindeki öfkeyi boşaltmak... Ama Aşk, aşk tüm dengeleri bozmuştu. Mühürlendiğini öğrendiği günden beri kendine yaptığı her kötülükten kurtulmak için Anka'ya ve aşkına sığınıyordu. Gözlerini aydınlığa açıp gerçekleri görmektense, karanlıkta oturup sessizce çürüyeceğini izlemek daha adaletli geliyordu. Ama artık işler değişmiş, Anka'ya olan bağlılığına yenik düşüp her şeyi değiştireceğine söz vermişti. Bu yüzden her şeyin ortaya çıkmasına artık engel olmak istemiyordu. Bu yük, 15 yaşından beri omuzlarına yükledikleri bu yükten artık kurtulmanın zamanı gelmişti. Zincirlerinden kurtulmanın...
Yıllar önce Saltuk'un annesini öldürmekle tehdit ederek Asuman'a itaat ettirdiğini söylerse belki bir nebze affederdi diye düşündü. Fakat hiç cesareti yoktu. Uzuvlarını eliyle ovaladı ve derin bir iç çekip Anka'ya koştu. Tuna Bey onu çoktan arabaya doğru taşımıştı. Anka arka koltukta hareketsiz yatarken, yüzündeki acı ifade bilinçdışı olsa da tazeliğini koruyordu. Güz, suratında göz gezdirdiğinde ne kadar acı çektiğini görebiliyordu. Adeta iliklerine kadar hissetmiş, neredeyse aynı acıyı yaşıyor gibiydi. Tuna şoför koltuğuna geçtiğinde Güz'e telaşla hızla seslendi.
-"Atla atla" Güz arabaya bindiğinde Tuna gergin bir halde gazı kökledi. Güz tereddüt ederek;
-"Her şeyi anlattınız mı?" dediğinde Tuna direksiyondaki elinin boşaldığını, kanının çekildiğini hissetti. Gücünü aynı anda toparlayıp kafasını salladı.
-"Bir şey dışında" dedi sıkılarak, Güz merakla bakışlarını yüzünün sağına dikti.
-"Nilay'ın Asuman'ın kız kardeşi olduğunu biliyor, Ben sadece Nilay'ın baban tarafından hırpalandığını ve çocuklara iyi bir teyze olarak annelik yapabileceğini inanarak evlendiğimi söyledim." Dedi.
Güz sorunun nerede olduğunu anlayamadan pür dikkat devam etmesini istedi.
-"Asuman'ı aldattığımı bilmiyor. Nilay'a zaten düşman gibi, bunu öğrenerek iyice düşman olmasını istemiyorum."
Güz kafasını sallayıp ekledi.
-"Bir dakika Asuman Hanım'ın evden gitmesinin sebebi sizin onu aldatmış olmanız mı?"
Tuna bu cevabı öfkeyle reddetti.
-"Elbette hayır! O aşağılık babanın oyunlarına çoktan kanmıştı. Ben sadece öfkeyle hareket ederek, Asuman'a dönme şansını bırakmamak için Nilay'la evlenme kararı almıştım. Asuman'ın dönmek istediğini duyduğumda bütün kapıları kapatmak istedim sadece. Deli gibi canını yakmak istedim ve bunu sadece Nilay'la yapabilirdim. "
-"Asuman Hanım, evine dönmek istedi mi?"
-"Evet... Bilmesem Asuman'a büyü yaptıklarını düşüneceğim. O büyüden sıyrıldığı gibi pişmanlıklarıyla bana yalvarırcasına geri döndüğünü... Ama o kadar kolay değil, babana aşık olduğunu, onun koynuna defalarca girdiğini söyleyen bir kadının büyülendiğini düşünmüyorum, bu aptalca bir aşk macerasıydı ve Asuman bu tuzağa sonuçlarını hesap edemeden düştü. Çocuklarını görmeyi, o evdeki düzenini geri almayı artık hak etmiyordu. Nilay'la evlenerek ona ihanet ettiğimi, yanlış yaptığımı biliyorum. O yüzden Anka'ya Nilay'ın sadece baban tarafından tecavüze uğradığını ve çocuğunu kaybettikten sonra anne olamayacağını söyleyerek acıdığımı dile getirdim. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020
FantasíaBaştan çıkarmak? Hiç bu kadar acılı olmamıştı. Bir derdi vardı Güz'ün, Anka'nın teninde alacağı bir borç. Kapanması gereken bir hesap, Sırlarla dolu bir geçmiş. Sarpa saran bütün duyguların, Aşkla harmanlandığı bir buluşma. Ne istediğini kestiremedi...