Anka, Dara ve Güz arasındaki bastırılan öfkenin altında bir şeyler aradığında ikisininde şuan kavga etmemek için çırpındığını anlayabiliyordu. Mantığı ağır bastığında dilindekileri dökmeye karar verdi. Susmayacaktı artık. Onun dışında herkesin bir şeyler bildiğini seziyor, arkasından iş çevirildiğini artık anlayabiliyordu.
-"Kimin planıydı bu?" dedi soğukkanlılıkla;
Anka'dan böyle bir cevap beklemeyen Güz hızla ona döndü. Dara ve diğerleri de;
-"Anka.."
-"Bana artık yalan söylemeyin. Belli ki Dara arkanızdan iş çevirmiş. Şevin'in burada olmadığını başından beri biliyordu" dediğinde Dara'nın geceden kalma akmış olan siyah, kalem çekilmiş gözleri hızla Anka'ya döndü.
-"Bana bak" dedi öfkeyle ve ekledi.
-"Kimsenin iş çevirdiği yok. Defolup gitmiş işte kadın."
Anka isterik gülüşünü atıp inanmadığını belli etmişti.
-"Ya ben gerçekten oradan bakılınca aptal gibi mi duruyorum." Dediğinde Dara onaylar bir tavırla;
-"Biraz.." dedi gözlerini devirerek. Bu tavrı Güz'ü daha da öfkelendirmişti. Hızla bakışlarını Dara'ya dikip ateş saçan gözleriyle hesap sordu.
-"Topla ağzını delirtme beni. Pars mi?... Onun işi mi bu?" Dedi
Dara gözlerini kaçırarak ekledi.
-"Ne bilim ben!" Dedi. Tavrı her şeyi açıklıyordu. Güz öfkesini sağa sola vurarak çıkarmaya başladığında Anka sakinleştirmek için kolunu tuttu.
-"Sakin ol. Bu iyi oldu." Dedi rahatlıkla. Güz belini doğrultup hızla Anka'ya baktı.
-"Nasıl iyi oldu?"
-"Artık doğru yolda olduğuma eminim. Babam benden kesinlikle bir şey saklıyor. Ve sakladığı her neyse bu onu çok ama çok korkutuyor belli."
Anka hızla bakışlarını Dara'ya çevirdi;
-"Pars bu yüzden mi erkenden gitti." Diye sorduğunda Dara öfke küpüne dönmüş bir halde sesini de yükselterek:
-"Hayır aptal. O çok sevdiğin baban dünden beri seni arıyor. Pars'ı sıkıştırmış. Nereye gittiğini sormuş ve burada olduğumuzu biliyor. Eminim zaten şuan çoktan İzmir sınırlarına girmişlerdir. Pars'ta babanı almaya gitti. That's ok?"
Güz çenesi sinirden kilitlenmiş bir vaziyette Dara,Pars ve Amcasının neyin peşinde olduklarını hesap etmeye çalışıyordu. Bu iş sadece Dara ve Pars'ın işi değildi. Kesinlikle Sedat'ın da parmağı vardı ve yeni bir planı vardı. Ama bunu neden Güz'ün arkasında iş çevirerek yaptıklarını anlamıyordu. Öfkesini kusmak vardı ama bir şey ona engel oluyordu. Sabah Anka'nın onu öperken hissettiği gibi göğüs kafesinde garip bir hareketlilik olduğunu, içinin ısındığını ve bilmese için de donmuş olan tüm hücrelerin hareket ettiğini düşünecekti. Yüksek sesle konuşamayacak kadar halsiz ve güçsüz hissediyordu. Derin bir nefes alıp Anka'ya döndü.
-"Babanla karşılaşmak istemezsen eğe..." demeden Anka ekledi.
-"Şevin'e gerek yok artık. Tüm hikayeyi bana babam anlatacak. Ya da siz!" Dediğinde herkes bir anda Anka'ya döndü.
-"Ne demek biz?" Dedi Güz.
-"Bu hikâyede sizin de payınız var. Artik bundan da eminim. Sedat Amca'nın beni dağ evine götürdüğü gece anlamalıydım. Başından beri bir derdiniz vardı benimle. Ama konunun ailemle, annem ya da Şevin'le ne ilgisi var. İşte bunu bana tek tek siz anlatacaksınız. Uyuyan devi uyandırdınız Güz Saygıner." Dediğinde buz gibi bakan gözlerini Güz'e dikti Anka.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020
FantasyBaştan çıkarmak? Hiç bu kadar acılı olmamıştı. Bir derdi vardı Güz'ün, Anka'nın teninde alacağı bir borç. Kapanması gereken bir hesap, Sırlarla dolu bir geçmiş. Sarpa saran bütün duyguların, Aşkla harmanlandığı bir buluşma. Ne istediğini kestiremedi...