HİÇBİR SIR SONSUZA KADAR GİZLİ KALMAZ!
BÖLÜM ŞARKISI: AGNEL OBES - FUEL TO FİRE
Sesler giderek yükseldiğinde Anka korkuyla bağırmaya başladı.
-"Kim var orada?"
-"Anka!"
-"Aaaaaaaa!"
Güz arkasından hemen çıkmanın iyi bir fikir olmadığını anlayıp pişman olduğunda;
-"Hey hey sakin ol!" dedi. Fakat Anka, hızlı atan kalbinin nefesini kesmesiyle Güz'e sarıldı. Sesindeki korku ve çaresizlik Güz'ü tedirgin etmişti. Bir anda ona sarılması her şeyi unuttursa da sessizce göğsünde hissettiği soluğundan kendini mahrum etmedi. Bundan hoşlanmıştı. Anka nefesini son kez göğsüne üfleyip geri çekildi. Sesinde giderek hissedilen rahatlık Güz'ün merakını gidermiyordu.
-"Güz!"
-"Ne oldu? Neden bu kadar telaşlısın."
Anka ona sarıldığını idrak ettiği an geri çekildi ve toparlandı. Boğazını temizleyip bakışlarını kaçırdıktan sonra ekledi.
-"Bahçe de bir şey var!"
-"Ne demek bir şey var?"
-"Bilmiyorum. Evden çıkarken de bir şey vardı. Bir.. bir hayvan gibi! Sanırım köpekti. Ama bu başka bir şeye benziyor!"
Güz söylediklerinden yola çıkarak bir varsayımda bulunamasa da bir şeyler gevelemeye başladı.
-"Imm... Bir köpektir belki de. Burası ormanlık bir kasaba. Hayvan olması kadar normal bir şey yok!"
Anka kaşlarını çatıp bu çokbilmiş adama sertçe cevap verdi.
-"Son gördüğüm şeyin hayvan olmadığına eminim!"
-"Ne gördün ki?"
Anka bu soruyu yanıtlamak için kendini hazırladığında ağaçlıkların arasından tekrar aynı ses duyuldu. Hızla sese döndü. Güz de sesi duyduğunda bakışları buluştu.
-"Orda! Bir şey var"
Güz hak verircesine dudağını büktü.
-"İçeri geç ve bütün kapıları kilitle. Ben gelene kadar da açma tamam mı?"
Güz'ün hareketlenmesiyle Anka telaşlanıp hemen bileğini tuttu.
-"Gitme!"
Bu basit cümle Güz'ü oldukça etkilemişti. Donmuş kalbinin eridiğini hissetti. Bileğindeki tenin sıcaklığı bile söylediği bu tek kelime kadar hoşuna gitmemişti. Heyecanına kızmış ve kendini toparlamak için hızla elini çekmişti. Boğazını temizledi. Anka kısa süren sessizliğin ardından söylediği kelimenin beyninde binlerce kez yankılanmasıyla kızarmaya başladı. Boğazını temizleyip korkmuş halini attı üzerinden...
-"Şey yani... Tek başına kalmaman için söylemiştim."
-"Hemen geleceğim! Sen dediğimi yap!" dedi.
Güz'ün hızla bahçeye inmesini izledikten sonra yalnız kaldığını fark etti. Korkuyla içeri girdi ve kapının sürgüsünü var gücüyle çekip kilitledi. Evin içindeki tüm kapı ve pencereleri kontrol ettikten sonra koltuğa oturup beynini kemiren korkuyla beklemeye başladı. Güz'ün uzun süre gelmeyişi bacaklarında garip bir karıncalanma, atiklik ve hareketlilik hissi yarattığında kalkıp pencereye ilerledi. Dışarıda ki zifiri karanlıkta hiçbir şey görünmüyordu. Işıkların bir anda gitmesi Anka'yı korkutmuştu. Çığlığı boş salonda yankılandığında dışarıda ki zifiri karanlık giderek aydınlanmaya başladı. Anlamlandıramadığı bu durumun içinden çıkamayınca tekrar dışarıya baktı ve Güz'ün sanki biriyle konuşurcasına el kol hareketleri yaptığını gördü. Fakat karşısında hiç kimse yoktu. Emin olmak için ön kapıya ilerledi ve korkuyla açtı. Tam karşısında Güz'ü gördüğünde sesi yavaş yavaş kulaklarını doldurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020
FantasíaBaştan çıkarmak? Hiç bu kadar acılı olmamıştı. Bir derdi vardı Güz'ün, Anka'nın teninde alacağı bir borç. Kapanması gereken bir hesap, Sırlarla dolu bir geçmiş. Sarpa saran bütün duyguların, Aşkla harmanlandığı bir buluşma. Ne istediğini kestiremedi...