22.Bölüm: SENİNİM!

220 5 12
                                    

Not: Bu bölüm 18 yaş altı okuyucular için uygunsuz içerikler barındırmaktadir. Okuyucuların dikkatine...

Bir maceranın sonu hep bilinmezliklerle doludur. Anka içinde öyleydi. Gerçeği öğrenmek için çıktığı bu yolculuk ona, sevdiklerine, sevdiğine nasıl zarar verecekti bilmiyordu.

Şevin'i bulmak için çıktıkları bu yolculuk gecenin 1'inde başlamıştı. Anka tedirgindi. Güz'de..
Güz Anka'nın yüzündeki gerginliği fark ettiğinde gözünü yoldan aldı ve elini tutup dudağına dayadı.

Anka tedirginlikle gülümseyip ekledi.

-"Her şey ya berbat olursa?"

-"Sana böyle hissettiren ne?"

Anka uzunca düşündü. Sahi ona böyle hissettiren neydi?

-"Bilmiyorum.. Be...Ben iyi şeyler duymayacağımı hissediyorum."

Güz onu rahatlatması gerektiğini düşünüp sordu.

-"Sağa çekim mi? Biraz konuşalım istersen!"

Anka arkaya göz attı ve peşlerinden gelen 3 arabaya baktı.

-"Onlar arkamızdayken mi?"

-"Bir önemi yok. Senin ne istediğin dışında?"

-"Bunu ara verdiğimizde yapsak?"

Güz kafasını salladı ve elini tekrar dudağına dayayıp Anka'yı süzdü.

-"Ben yanındayım."

Anka tüm tedirginliğini bir saniye köşeye bırakıp içtenlikle gülümsedi.

-"Biliyorum!"

Güz Anka'nın samimiyetle söylediği her lafın altında eziliyordu. Çünkü artık bu kötü adama güveniyordu. Annesini öldüren adamın oğlu da olsa onu seviyordu. Bunu bildiğini düşündüğünde olacakları tahmin etti. Dünya tam anlamıyla başına yıkılacak gibi hissetmişti. Keira'nın kehanetlerini düşündüğünde rahatlasa da, gördüklerinin değişken olduğunu da biliyordu. Artık Anka olmadan yapamazdı. Bu hikayenin kötü adamı olmayı Anka'ya sahip olmak için bir bedel gibi görüyordu. Yaptıklarını, söylediklerini, dize dize sıraladığı yalanların yükünü sırtlanmayı kabul ediyordu.

Aşık olmanın insan öldürmekten daha zor olduğunu düşündü. Bir katilin bedenine bir masumun dokunmasının ne kadar adil olduğunu sordu. Kendine...

Bin küsur yaşındaki bu adamın, hayatı daha hiç tecrübe etmeyen bir peri kızıyla dans etmesinin bir mucize olduğunu söyleyip duruyordu. Şeytanla dansın peri kızının ruhuna bile dokunmadığını, onun içindeki beyazın kirlenmediğini gördüğünde daha çok emin olmuştu. Bu oydu.. Onu katil bedeninden, sevgisiz ve sıkışmış halinden kurtaracak kişi. Anka, çiçekler solmak üzereyken elinde bir damla suyla tüm bahçeyi yeniden yeşerten o peri kızıydı. Bu masalın sonunun iyi bitmesini istiyordu. Anka'yla birlikte olmak, Kakosluktan, kirli geçmişinden ve katil bedeninden kurtulmak istiyordu.

"Beni kurtar Tweety" diyordu içinden. "Beni şu hayatın boktan düzeninden ve kötülükten çekip çıkar"

Bunu sesli söylediğini fark ettiğinde Anka'nın göz kapaklarındaki turunculuğa baktı. Sola düşmüş başının önüne dökülen saçlarını inceledi ve uykulu halini izledi. Bir büyü etkisi bırakan sürmeli gözleri Güz'ü dipsiz bir kuyunun derinliklerine çekiyordu. Orada kayboluyordu.

Gecenin 4'üydü. Manisa'nın çıkışına varmak üzerelerdi. Güz kamp yapılacak en iyi yerin bu güzergah üzerinden olduğunu düşünüp arabayı düz bir araziye çekti. Anka irkildi. Uyanıp nerede olduklarına bakıp etrafa göz gezdirdi. Sırma ağaçların neredeyse gökyüzünü kapatacak sıklıkta olması karanlıkla bütünleşince korkutucu bir hava hissetti.

ŞEYTANIN DANSI #Wattsy2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin