"Seo Byunghoon'un garajına ait kamera görüntüleri geldi." Genç polis memuru elindeki USB'yi bilgisayara bağladıktan sonra görüntülerin yüklenmesi bekledi. "Yaklaşık bir saatlik bir kısım silinmiş."
"Mercedes'in o sırada çalınmış olması lazım. CCTV'leri kontrol edin, o Mercedes'in ana caddeye çıkmak için kullanabileceği her yolu bulun." Dedektif masasına oturdu ve yaslandı. "Az kaldı, Tiffany Hwang."
Odanın kapısı bir anda açılmıştı. Kahverengi saçları omuzlarına dökülen bir kadın polis memuru elindeki belgeyi dedektife uzattı. "Tiffany Hwang'ın kullandığı bankalar, çoğu yurtdışında olduğu için erişimimiz sınırlı."
"Zarfta yazan koordinatlar?"
"Terk edilmiş bir eve ait koordinatlar. Gittiğimizde bir şey bulamadık. Koordinat olmayabilir, efendim."
"İyi saklanıyor olmalı. Yaşadığı yer?"
"Evdeki eşyalar toplanmış, evi terk etmiş olmalı. Eşyaları araştırıyoruz ama bir şey bulabileceğimizden şüpheliyim." Her bir kelimede umudunu daha fazla yitiriyordu dedektif. "Duvarlar yeni boyanmıştı, efendim."
"Arkasında ne olduğunu bulun." Memur eğilerek selam verdikten sonra odadan çıktı. "CCTV?"
"Ara sokakları kullanmış olmaları gerek."
Dedektif oturduğu yerden kalktı. "Soyguna dair bile bir kanıtımız yok. Bu kadın nasıl çalışıyor böyle?"
"Efendim, Nam Jihyun ve Kim Hyuna soygun olduktan hemen sonra Japonya'ya gitmişler." Odaya hızlıca giren memur heyecanla söyledi. "Nam Jihyun'a ait olan arabanın, Jessica Jung'a ait olan araba ile aynı yerde bulunduğuna dair CCTV görüntüleri var."
"Orada ayrılmış olmaları gerekiyor. Jessica Jung da bu işin içinde miydi yoksa arabasını mı vermişti sadece?" Dedektif saçlarını karıştırdı. "Bankanın oradaki kamyon?"
"Soygundan sonraki sabah çalındığına dair ihbar gelmişti."
"Jessica Jung o noktada giriyor olmalı işe... Ama onu tutuklayacak en ufak bir kanıtımız yok." Dedektif sinirlenmeye başlamıştı. Bir yerde hata yapıyor olmalıydı. Ufak bir ayrıntıyı görmüyor ve bu yüzden bulamıyordu kanıtını. Evet, böyle olmalıydı. "Tiffany Hwang'a ait bulabileceğiniz her şeyi bulun."
"Mercedes'in izlediği güzergâhı çizdik efendim." Bilgisayar ekranındaki görüntüleri işaret etti. "Kameraların olmadığı sokaklardan geçmeyi tercih etmişler ama tahminen bir yol çizebiliriz."
"Arabadan indikten sonra yüzlerini görebiliyor musun?"
"Hayır, hepsinde maske var."
"Burada da çıkmaz sokağa ulaştık. Her ipucunda olduğu gibi..." Dedektif masaya yumruğu vurdu. "Kahretsin."
Odanın kapısı bir kez daha açıldı. "Mercedes'i çalanın Tiffany Hwang olduğuna dair kanıtımız var!"
"Seo Byunghoon, garajında gizli kamera olduğunu söyledi. Görüntüleri inceledik ve Tiffany Hwang'ın yüzünü görebildik."
"İşte bu." Dedektif hâlâ masada olan yumruğunu daha da çok sıktı. "En azından onu tutuklayabilecek bir şeyimiz var."
Açık olan kapıdan bir başka polis memuru girdi. "Tiffany Hwang'ın evinin duvarları..." Gözleri kocaman açılmıştı. Telefonundaki fotoğrafı gösterdi. Duvardaki boyanın sadece küçük bir kısmı zararsız açılmıştı.
Dedektif ceketini aldı ve yola koyuldu. Aradığı kanıt oradaydı. Yıllar önce Kim Taeyeon'un ağzından çıkaramadığı ismi şimdi yakalayacaktı. Belki de Nam Jihyun, Kim Hyuna ve Jessica Jung'a ait kanıtlar bulamayacaktı ve Kim Taeyeon'un yıllar önce bir suçluyu sakladığını da kanıtlayamayacaktı ama en azından Tiffany Hwang'ı yakalayabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hello, It's Me
Fanfic"Merhaba," diyor hattın diğer tarafındaki. "Benim." Kimse bilmiyor. Kimin nesi? Neden yapıyor? Konuşmasın. Konuşmasa olmaz mı? Konuştukça batırıyor her şeyi. Ama bildiğinden sadece. Bildiği için anlatıyor yavaşça. Karışıyor ortalık. Ama sakin, on...