.xvii. calm before the storm .

63 9 33
                                    

Im Yoona gözlerini açtığında ona doğru gülümseyen Kwon Yuri'yi görmüştü.

Ne zamandır bunu yaşamayı bekliyordu. Onu terk ettiğinden beri her sabah onunla uyanmayı bekliyordu. Güne yeni açılmış bir çift gözün gördüğü ilk şeyin gülümseyen bir yüz olması kalp ısıtan bir histi. Sıcacık bir histi. Mutluluk veren, huzur veren bir histi.

Yuri, Yoona'nın omzuna başını yaslamıştı ve oradan gülümseyerek bakıyordu. "Günaydın."

Im Yoona da gülümsedi.

Çıplak vücutları birbirlerine sarılmıştı. Yuri'nin beyaz yatak örtüsünün altında, beyaz bir mutluluk içinde sarılmışlardı. "Hey, günaydın."

Kwon Yuri başını kaldırdı. Esmer teni gün ışığında her zaman daha hoş duruyordu. Yoona'nın gözleri esmer kızın boynuna kaymıştı, hmm... Saçları Yoona'nın yüzüne dökülürken gülümsüyordu Yuri. Eğildi. Yoona'nın dudaklarına değdirdi dudaklarını. Yoona, Yuri'nin belini tuttu ve okşamaya başladı. Aynı anda dudaklarını öpüyordu.

Yuri elini yatağa koyarak güç aldı ve kendini kaldırıp Yoona'nın karnına oturdu. Öpüşmeye devam ediyorlardı. Yoona'nın elleri Yuri'nin bedeninde dolaşıyordu.

Yuri gülerek çekildi. "Annem kahvaltıya bekliyor."

Yoona dudaklarını büktü. "Ama..." Yoona'nın yanağından öptü Yuri. Yoona, Yuri'nin yüzünden dökülen saçlarını parmaklarının arasına aldı ve gözlerinin içinden gülümseyerek Yuri'yi inceledi. Elindeki saç tellerini Yuri'nin kulağının arkasına sıkıştırırken huzurla gülümsüyordu.

"Her sabahımız böyle olacak, değil mi Yoongie?" Yuri meraklı gözlerle bakıyordu küçük kız arkadaşına. Küçücük sevgilisine.

Yoona cevap veremedi. Sustu. Sadece susmayı biliyordu. Zor sorularda hep susardı. Cevabını bilmediği sorularda hep susardı. Cevabından korktuğu sorularda hep susardı.

Her sabahları böyle olacak mıydı? Belki de birlikte olan her sabahları böyle olacaktı. Sadece birlikte oldukları sabahları... Ama Yuri bunu dememişti, Yuri daha uzun bir süreden bahsetmişti. Yuri her sabahtan bahsediyordu. Ayrı ayrı, her birine ait olan sabahlardan bahsediyordu.

Yoona cevap vermeyince gülümsedi. Sakladı endişelerini içinde. Yuri'nin alnına bir öpücük bıraktı. "Hadi, anneni bekletmeyelim."

*

Im Yoona bisikletine binmek istediyse de yeni iyileştiği için itiraz etmişti Yuri. Onun bir daha sakatlanmasını istemiyordu. Bir daha asla bir şey olsun istemiyordu. Yoona'sına, küçücük Yoona'sına zarar gelmesini istemiyordu. Yoona ona karşı çıkabilecek biri değildi. Asla, değildi. Yoona'nın gücü yetmezdi Yuri'ye, Yuri'nin bakışlarına, sözlerine.

Yuri, sanki çocuğuyla ilgileniyormuş gibi Yoona'yı arabasının ön koltuğuna oturttuktan sonra Yoona'nın kemerini bağladı. Bu sabah uyandığından beri gülümsüyordu büyük olan. O gülümsüyordu, Yoona her şeye izin veriyordu. Yuri yeter ki gülümsesin, Yoona her şeyi yapardı. Her şeye katlanırdı. Yuri'nin gülümsemesi, yanaklarının pembeleşmesi, gözlerinin parlaması, dudaklarının aldığı o mutlu şekil... Yoona bunların hepsi için her şeye razıydı.

"Nereye gidelim?" Yuri direksiyona ellerini koydu, araba kullanırken çok havalı görünüyordu. Çok seksi. Çok şirin. Yoona'ya göre Kwon Yuri ne yaparsa yapsın havalı, seksi ve şirin olacaktı. Çok güzeldi. Çünkü çok güzeldi, Yuri. Yoona'nın güzel Yuri'siydi o. Yoona'nın güzel sihirbazı...

"Yalnız kalabileceğimiz bir yer olsun." Yoona başını cama doğru çevirdi. "Herkes bize bakarken kötü hissediyorum."

"Neden?"

Hello, It's Me Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin