Beklenti en büyük silahtır.
Beklemek ise şarjör,
Velev ki sıktım ufka,
Ne çıkar?
Kalp dediğin zaten kör...♥♥♥
Güneş yeryüzünün tüm kusurlarını tekrar gün yüzüne çıkarmışken, göz kapaklarını usulca açmıştı Dilruba.
Bu sabah her zamankinin aksine değişik hissediyordu.Değişmişti çünkü. Mesela kadın olmuştu artık. Kocasının kolları arasındaydı. Dün gece şefkati iliklerine kadar hissetmişti. Gözlerinden ılık ılık yaşlar dökülmüştü kocasına ait olurken. Azad Ağa canını yaktım endişesine kapılırken dudaklarında buruk bir tebessüm oluşmuştu. Koyu kahvelere bakarak dudaklarını aralamıştı yavaşça.
"Canımı yakacaksın biliyorum" diye fısıldamıştı kesik sesleriyle.
"Canımı istediğin kadar acıt ama yüreğimi acıtma olur mu Azad? Canımın acısı diner zamanla ama yüreğimin acısı dinmiyor benim."Azad Ağa ise gözlerine bakmıştı derince Dilruba'nın. Dudaklarını mühür vurulmuşcasına açmazken başını aşağı indirmiş kadınının sol yanından öpmüştü. Tam kalbinin üstünden...
Bir şey dememişti. 'Tamam' kelimesi çıkmamıştı dudaklarından. Onun yerine sıcak öpücüklerini bırakmıştı her tarafına. Neden bu denli katı olduğunu anlayamıyordu. Kendini Berçem'i sevdiğine öyle bir inandırmıştı ki! Bu tezini elbet çürütecekti. Belki canı yanacaktı ama katlanacaktı. Ait olduğu bu adamı hayatı boyunca bırakmayacaktı.
Olduğu yerde yavaşça kıpırdanırken boynunda hissettiği ılık nefes mayışmasına neden oluyordu. Sabaha karşı banyosunu yapmış öyle yatmıştı ama kasıklarındaki sızı rahatça yatmasına engel olmuştu. Yüzünü hafifçe buruştururken kocasının kollarından kurtulmaya çalışmıştı ama kıpırtılarına uyanan Azad Ağa kollarıyla karısının ince belini daha da sıkarak boğukça konuşmuştu.
"Rahat dur Dilruba!"
Kıpırdanmayı bırakan genç kadın gözlerini kırpıştırdığında hafifçe yutkunmuştu. İlk günlerde yatağın iki tarafına yatıyorlarken şimdi böylesine sarmaş dolaş olmak garip hissettiriyordu. Mavi gözleri saate kaydığında kahvaltıya az bir zaman kaldığını görerek telaşa kapıldı. Kahvaltıya geç kalırlarsa konak halkı ne düşünürdü sonra?
Gerçi doğru düşünürlerdi ama bu tam bir utanç kaynağıydı!
Dudaklarını ısırarak geri çekilmeye çalıştı."Azad bırak mutfağa geç kalıyorum!"
"Kal. Kahvaltıyı sen mi hazırlıyorsun?"
"Hazırlamaya yardım ediyorum. Bırak yoksa yanlış anlayacaklar!"
Bu sefer kıpırdanan Azad Ağa olmuştu. Kocasının dudaklarını omzunda hisseden Dilruba bunu beklemediği için kasılsa da derin bir nefes alarak rahatlamaya çalıştığında omzundaki dudakların iki yana kıvrıldığını tam olarak hissetmişti.
"Neyi yanlış anlayacaklar Dilruba?"
Koca bir sıcaklık Dilruba'nın yanaklarına toplandığında kaşlarını çatarak kocasının gevşemiş olan kollarından sıyrılmış yataktan çıkmıştı. Onunla uğraşamayacak kadar acelesi olduğu için dolaba koşturmuş birkaç eşyasını alarak kocasının delici bakışları altında banyoya girmişti.
...Gün içinde kahvaltıya yardım etmiş, kahvaltıdan sonra kocası ve kayınbiraderi Afran'ı işe uğurlayarak konak işlerine koşturmuştu. Kasıklarındaki sızı kendini arada bir hatırlatırken bunu umursamamaya çalışıyordu. Çamaşır odasına girerek herkesin kıyafetlerini ayırdıktan sonra ütü masasını ayarlayarak Azad Ağa'nın gömleklerini ütülemeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLRUBA (Tamamlandı)
General FictionKURGUM REKLAM PANOSU DEĞİLDİR!! Gözlerine gökyüzünü sığdırmıştı kadın. Bir bakışında başlardı her şey. Azad Savaşhan'ın hayatına adım attığında ise bulutlar yağmur olmuştu gözlerinde. Azad Savaşhan ise, İstemediği bu evlilikte kadının yağmuruna ç...