16. Bölüm

8.3K 464 36
                                    

İnsan biraz şey değil mi?
Geçiştirdiği konularda
yaraları saklı olan...

🖤

Bir yıl sonra...

Yaralı bir hâldeyken bile ayakta kalmaya çalışmak hiç şüphesiz çok zordu. Peki yarayı yarayla kapatmak ne kadar mantıklıydı?

Bakınca hiçbir şey görünmüyordu. Ama biliyordu, işte oradaydı oluk oluk kanayan yara. Parmağını uzatsa dokunacaktı. Elleri o kırmızı sıvıya bulanacaktı. Ama bunu kimseye gösteremiyordu.

Dizleri bir yıl öncesinde yaşadığı o bulutların üstündeyken birden bire yere çakılması yüzünden yara bere içindeydi. Şimdiyse inatla ayakta kalmaya çalışıyordu.

Üstelik göğsünde daha önce hiç tatmadığı bir ağrı mevcuttu. Bazen nefes alışverişlerini kısıtlıyordu bu ağrı.

Eksikti, yarım kalmıştı.

Kanatları idmansız kalmış bir kuş gibiydi. Uçmak için yüksek bir apartmandan atlamış ama uçmayı beceremediği için yere çok sert çakılmıştı.

"Çok güzel ilerliyorsunuz Gülru Hanım."

Doktor Bay Nicolas'ın sesiyle dalmış olduğu düşüncelerden çıktı genç kadın. Yaslanmış olduğu duvardan bedenini ayırarak ışıl ışıl gülümseyen ablasının yanına ilerledi.

Gülru, sıkı sıkıya tutunduğu koltuk değnekleriyle öylece dikiliyordu.

Artık umutluydu. Daha çok gülüyor, geleceğe dair hayaller kuruyordu.

Dilruba en çok buna seviniyordu.

Bir yıl önce Dilruba'nın en sancılı dönemlerinde, intiharın eşiğine gelmişti güzeller güzeli ablası.
Onu, elindeki jiletle banyoda bulduğunda inanamamıştı.

"Sakat hâlimle sana yetemiyorum, elinden tutup kaldıramıyorum bile." demişti ağlayarak.

Dilruba, ablasının çaresizliğine en şiddetli bir şekilde tanık olmuştu. Yaralı ablası, her şeye rağmen yine onu düşünüyor, ona yetemediğini düşündüğü için canına kıymaya kalkıyordu.

Olayı öğrenen Kara konağında bu büyük yankı uyandırmıştı tabi ki.
Arslan ve diğer ağabeylerinin büyük çabaları sonucu en iyi doktoru bulmuşlardı.

Gülru ise kendi için değil kız kardeşi için çabalayacağına söz vermişti.

Şimdi ise Amerika'daydı.

Gelir gelmez muayene edilerek tedavi programı ayarlanmıştı. Doktorunun türkçeyi biliyor olması ise en büyük şanslarıydı.

Riskli bir ameliyat sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon uygulamalarına başlanmıştı.

Üç ayın sonunda ciddi gelişmeler kaydetmeye başlamış olsalarda şimdi ablası Gülru ayağa kalkabiliyordu hatta yarın kol değneklerinden basit bir bastona geçiş yapacaktı.

Nasıl yürümesi konusunda otuz dakikalık bir bilgilendirme sonrası hastaneden çıkmak için harekete geçmişlerdi.

Gülru fizik tedavi için giydiği giysileri değiştirmek için kendisine ayrılan odaya giderken Dilruba, doktora döndü.

"Ablamın tedavisinin tam olarak bitmesine ne kadar kaldı?"

Sarışın doktor gülümseyerek omuzlarını kaldırdı.

"Gülru Hanım çok ağır bir süreçten geçti. Tedavinin tam olarak ne kadar kaldığına bir hafta sonra daha kesin bir karar vereceğiz. Geldiğinizden beri ne zaman gidebileceğinizi soruyorsunuz. Türkiye'yi çok özlediniz sanırım?"

DİLRUBA (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin