TANITIM VİDEOSU:
TRAILER:
Bölüm Müziği: Güncel Gürsel Artıktay - Kanar
Ruhumun ince izlerinde yolculuk eden adam, şimdi karşımda kendi parçalarına gömülmeyi bekliyor gibiydi. Öyle ki, âdeta gri gökyüzünün omuzlarına çöken sislerinde kaybetmişti kendisini. Hiç kimse onun sınırını aşamazdı, biliyorum. Çünkü onu tanıyorum. Yeryüzünde, incelmiş bütün kader paragraflarının arasında, adım attığımız her ölü toprağın avuçlarımızdaki fısıltıyla canlanması gibi, onun kırgın gülüşlerine kaçıncı benliğini kurban verdiğini bilmediğim o güzel ruhlu adam; şimdi nasıl olur da onun kendi ölümünü sessiz sessiz izlerdim... Belki bu yüzden kalkamadım o oturduğum yerden. Belki de ben ilk defa, böylesine, tam karşısına geçip konuşmak istemiştim. Bağırmak. Ve biraz da, onun gibi ağlamak...
Hafif uzun ve dalgalı olan kahverengi saçları gözlerinde tanık olduğum ifade gibi darmadağındı. Alnına ve hatta gözlerine doğru dökülen saçlarını umursamadan, bir omzundan düşmüş olan ceketinin cebinden sigara paketini çıkardı. Onun içinden bir dal, ardından bir çakmak... Yaktı izmaritini. Boşalan sigara kutusunu, uzaklarda bir yere dokunan kızarmış gözleriyle avcunda can vermesini ister gibi sıktı. Sıktıkça sıktı. Burnunu çekti. Kaşlarını çattı. Ve en son da, vermiş olduğu tüm savaşlarda pes ettiğini kanıtlar gibi yorgunca gözlerini yumdu.
Elimi kaldırıp gözyaşlarımı sildim. Toparlanmam gerekiyordu. Ne olursa olsun, Ogün Enes ağlamama katlanamazdı. Böyle bir günde onu daha da üzecek şeyler yapmamalıydım. Kötüydü. Kimsesi yoktu. Yine yalnızdı. Yine uzaktı. Yine kopmuştu her şeyden... Ne de olsa, herkes onu umursamaz adam olarak bilirdi. Kendisini öyle tanıtmayı severdi. İlk zamanlar ben de onu öyle bilirdim, ta ki benden yaralarını sarmamı istediği güne kadar...
Şu anda, ikimizin arasında, sadece bir yol vardı. Toplam 8 adımlık bir mesafe. O adımların hemen ucunda da benim gibi bankta oturan Ogün Enes vardı. Onun baktığı uzaklara dokunamayacak kadar çaprazında kalmıştım. Şanslıydım. Onu izlerken ağladığımı henüz görmemişti...
İyi misin?
Dakikalardır mesaj panosunda duran cümlemi sonunda ona gönderebilmiştim. Kafamı kaldırıp ona baktığımda, bir süre attığım mesajı umursamadan sigarasını içmeye devam etti. Zamanla izmariti de hayatına son verdi. Ogün sigarayı attı. Gözlerini sakince aralayıp telefonunu cebinden çıkardı. Attığım mesajı görmüş olmalı ki kaşlarının çatıklığını biraz daha derinleştirmişti.
Kimsin?
Ben, Mısra...
Cevabımdan sonra kaşlarının çatıklığı erimiş bir buz gibi çözüldü. Birkaç saniyelik bir durgunluğuyla öylece telefonunun ekranına baktı. Ardından çenesi belli belirsiz kasılırken bana mesaj yazmaya başlamıştı.
İyiyim.
Yalan söyleme, kulaksız...
Seni görebiliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
12 GECE | OGÜN ENES
Romance🌙 WATTYS 2018 | KALP KIRANLAR KAZANANI 🌙 12 GECE | OGÜN ENES O, umursamaz adamdı. Korkmazdı. Üzülmezdi. Kırılmazdı... O, geçmişini tozlu raflara kaldırmış bir yazardı. Körelen kurşun kaleminden sızdı kan damlaları. Aşkına bir ömür, geceye bin ahv...