EDA KUTUPOĞLU
Kafede herkes sessiz bir şekilde olacakları bekliyordu. Dilan ise çoktan Kadir'in arkasına saklanmış gazabımdan kaçıyordu. Derin nefes alıp ayağıya kalktığımda Bekir bir adım geriledi.
Gerizekalı korkuyorsan hiç bulaşma bu işe.
Yere düşen gül yapraklarını toplamaya başlayınca herkes şaşkınlıkla bana baktı.
Bekir'e bakıp 'yardım etsene hepsini toplayalım' dedim.Bezelye beyinli olumlu cevap vereceğimi düşünüp güle oynaya hepsini toplayıp elime vermişti.
"Ee Bekir'cim sen şöyle otur, ağzını aç ve gözlerini kapat." Diyerek sevimlice gülümsedim.Bekir olumsuz anlamda başını sallayınca kaşlarımı çattım. Kafedeki sessizlik hala devam ediyordu.
"A-aaaa! Şuna bakın bana güvenmiyor bile, şimdi siz söyleyin teklifini kabul etmemem için yeterince sebep değil mi?"Kafedekiler onaylayan mırıltılar çıkarınca Bekir mecburen dediğimi yaptı.
Herkese susun diyerek uyarıp etraftaki masaların üzerine baktım.
Aradığım şeyi bulunca hızla elime aldım.Kırmızı pul biberi ve kara biberin kapaklarını açıp Bekir'in ağzına boşalttım.
Bekir bağırarak bir anda ayağa kalkınca bir adım geriledim.
Gözlerinden yaşlar gelmeye başlayınca olumsuzca başımı salladım.
"Soğan cücüğü."Bekir öksürerek lavaboya gittiğinde ellerimi çırpıp Dilan'a baktım.
Sıra sende pikaçuu!!!"Sen mi gelirsin ben mi geleyim Dilan?" Diyerek ellerimi belime koydum.
Mahalle kavgası yapan koca karılar gibiydim şuan.
Dilan olumsuzca başını sallayıp arkasını dönünce koşarak yanına gittim."Demek beni kandırdın! Hmm şimdi seni yedim! Kaçama buraya gel!"
Masadaki yemekleri tek tek Dilan'a fırlatırken, kafedeki izliyicilerim yavaştan topukluyorlardı. Daha karpuz kesecektik nereye?Ayağımın takılmasıyla masa örtüsüne tutulunca masadaki herşey üzerime dökülünce çığlık attım! Bir kere ya birkere de rezil olmayayım çok mu şey istiyorum Allah'ım!
"Eda! Öldün mü canımın içi gönlümün piçi?" Diyerek yanıma gelen 1 adet Dilan ve Taşgillerden Kadir'i gördüm.
Sinirle düştüğüm yerden oturur pozisyona geldim."Niye ağlıyorsun?" Diye soran Kadir'le sinirlerim alt üst oldu.
"Ağlamıyorum! Gözüme acı bir şey geldi! Gözüm yanıyor!"
💋💋💋💋
"Ama komiser bey! Anlamıyorsunuz! Benim hiç bir suçum yok." Diyerek masum diye düşündüğüm şekilde baktım.
Komiser bey olumsuzca başını iki yana sallayıp derin nefes aldı.
"Kızım ne demek suçum yok! Ağzına biber doldurduğun çocuk hastanede acile alınmış, kafedeki her yeri birbirine dağıtmışsın ve sen hala suçum yok diyorsun!"Yerimde sıçrayınca Dilan'a ve bizi neden beklediğini bilmediğim taşgillere baktım.
Ne bakıyorsunuz dercesine başımı salladım.
Komiser bey bir cevap beklercesine boğzını temizlediğinde gözlerimi devirdim."Öncelikle komiser bey amca, çok yoruldum oturabilir miyim?"
Koray öksürmeye başlayınca oturmaktan geri vazgeçitim.
"Komiserim şu hastanede olan soğan cücüğünü bir kenara bırakalım! Çocuk bana yıllardır takıntılı! Şikayetçi olmaz o yüzden, kafeye gelince sahibini çağırın parası neyse verelim sizde aileme söylemeyin kapansın konu ne dersiniz? Olur mu? Olur deyin?" DedimBu durum babamın kulağına giderse benim sonum olabilirdi.
Koray boğazını temizleyip "Komiserim." Dedi "Ben Koray Karahanlı, o kafenin sahibiyim, şikayetçi de değilim ve bu yüzden burdayım. Sizinde izniniz olursa ailelere haber vermeyelim o hastanedeki çocuk bir az sarkıntılık yaptığı için öyle bir duruma mağruz kaldı."Komiser bey onaylayınca bir kaç evrak imzalayıp karakoldan çıktık.
Taşgiller durup beklrnti dolu Koray'a baktı. Kadir,
"Abi çok zarar gördü kafe, ne yapacaksın?" Dediğinde içimde suçluluk duygusu baş gösterdi."Şey, Koray bey? Ben zararınız neyse öderim." Deyince Koray olumsuz anlamda başını salladı.
Dilan koluma girince kırgınlıkla baktım. Bekir'den nefret ettiğimi bildiği halde beraber plan yapmışlardı.
Dilan taşgillerden bir az izin alıp beni kenara çekti."Eda, özür dilerim. Bu-" Dilan'ın sözünü kesip sinirle baktım.
"Ne özrü gerizekalı!" Diye sessizce bağırdım.
"İyi bok yedin, seni affetmezdim ama dua et dostumsun, bu arada teşekkür ederim Bekir'in ağzına biber doldurma şansını verdiğin için."Gülümseyerek taşgillerin yanına gittik. Kadir Dilan'la aramıza geçip kollarını omuzlarımıza attı. Tatlı çocuk♡
Dilan saçını kulağının arkasına atınca sinsice gülümsedim.
Bana bakan Dilan'a Y A K A L A N D I N
bakışlarımı attım.Aklıma gelen fikir ile Kadir'in kolunun altından çıktım. Hızlıca Koray'a doğru giderken ayağım burkuldu ve direkt Koray'a uçtum.
Allah'ım rezillikte kaçıncı seviyeyim?Koray acı dolu inlerken üzerinden kalkmaya çalışınca tekrar üzerine düştüm. Sanırım kafam Koray'ın burnunu kırdı.
Kafamı kaldırıp şirince gülümsemeye çalıştım."Iıı Koray bey, iyisiniz mi? Burdan bakınca çok güzelsiniz- ay yani iyisiniz. Ben özür-" cümlemi tamamlamama izin vermeden üzerinden itince yere düştüm.
Hayvan! Kasıntı öküz! Kıro! Hanzo!"Dilan! Yerin rahat sanırım! Gelde kaldır beni bu hayvan yüzünden kalçamı hissetmiyorum" diyerek bağırdım. Başlarım patronluğuna! Hem şirkette değildik ve hakaret edebilirim!
Dilan'la beraber ayağa kalkınca Koray sinirle bana baktı yavaş yavaş yanıma gelirken bakışlarımı kaçırdım.
"Ne dedin sen!""Koray bey! Ne geliyorsunuz üzerime üzerime!"
Kadir Koray'ın kolundan tutunca Koray bakışlarını ilk önce koluna sonrada Kadir'e baktı ve kafasını gömdü!
Şaka şaka şaka! Kadir sessizce bir şeyler söyleyince Koray kafasını salladı ve Dilan'la ikimize bakarak,
"Yarın izin alın okuldan kafeyi dağıttığınız gibi geri toplayacaksınız." Dedi!Hah ben ve temizlik! Sanırım ölmek daha cazip geliyordu!
💋BÖLÜM SONU SİZİN İÇİN UZUN BÖLÜM YAZMAYA ÇALIŞTIM KIYMETİMİ BİLİN😄💋
💋 Oy vermeyi unutmayın ve satır aralarına lütfen yorum yapın💋
💋BU ARADA OKUYUCU SAYIMIZ YÜKSELMİŞ! HEPİNİZE ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM💋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Öptüm Bay
Genç KurguTÜM HAKLAR SAKLIDIR!! Not: Bu hikayeyi ergenlik dönemimde yazdım! Kötü yorumlarınızı bunu dikkate alarak yazın. "Bir az daha öyle bakmaya devam ederseniz Koray bey... bana aşık olduğunuzu düşüneceğim..." Koray ufak bir kahkaha atıp birden ciddileşi...