Öptüm Bay

💋 Öptüm Bay 17 💋

Eda KUTUPOĞLU

"Kanka valla bıktım bu okuldan.. bitsin artık ya! Gençliğimi fedâ ettim okula." Diyerek sızlanan Dilan'a hak vermiştim.
Ben lise son sınıfı böyle hayal etmemiştim.

"Dilo, okuldan mı kaçsak, hı ne dersin?"
Dilan çığlık atarak ellerini çırpınca tüm sınıfın gözleri bize dönmüştü.
Her zaman ki gibi 'bunlar yine ne içti amk' bakışını atıp önlerine dönmüşlerdi.

"ARKADAŞLAR BU GÜN HEP BİRLİKTE OKULDAN KAÇIP KAFEYE GİDELİM Mİ! SON SINIFIZ HEM BİR DAHA NE ZAMAN BULUŞURUZZZZ!!"
Dilan'ın bağırmasıyla herkesten onaylayan sesler çıkmıştı ama bir kişi hariç.
Hadi bilin bakalım kim bu arkadaşımız?
Tabiki sınıfın en çok çalışkan öğrencisi tabiri caizse ineğiii Selda.

***

Her zaman ki gittiğimiz kafeye gitmiştik
19 kişi sığmayınca 3 masa birleştirmiştik.
Siparişleri verdikten sonra millet kendi aralarında konuşurken ben etrafa bakıyordum sonuçta Koray'ın kafesiydi her an her yerden çıkabilirdi.

"Eee gençeler böyle sadece oturup sohbet mi edeceğiz? Doğruluk&Cesaretlik oyununu oynayalım" diyerek sırıtan Hakan'a göz devirdim.
"İlk okul öğrencisi gibi bu oyunu mu oynayacağız? Ciddi misin Hakan." Dedim.

"Eda oyun bozanlık yapma tabiki de ilk okuldaki gibi olmayacak tek fark cevap vermek istemeyen veya itiraz eden votka içecek."
Herkes bana beklenti dolu gözlerle bakınca oflayarak kabul ettim.
"Tamam o zaman çok sevgili arkadaşlarım dikdörtken masada nasıl oynayacağız?"

"Kafenin bahçesine çıkacağız zaten Eda'cım."
Daha fazla kaçamayacağımı fark ettim. Ellerimi kaldırıp 'teslim oluyorum' dedim. Herkes gülmeye başlayınca bende güldüm.

Herkes çember oluşturacak derecede oturmuşlardı. Hakan elinde şişe ve mukavva ile gelmişti. Sanırım şişenin dönmesi içindi. Şaka yapıyor olmalısın bunu nasıl düşünebildin?
İç sesim yine devreye girmiş ve boş konuşmuştu. Gerçekten akıl sağlığımın yerinde olmasından şüpheliyim. İç sesi ile konuşan insan mı olur yahu??

Şişe Esra ve Sinan'da durmuştu. Sinan sınıfın asi çocuğu ve ağır abisiydi Esra ise tam aksine deli dolu neşeli ve çılgındı. Bu arada bunlar şaşırtılacak derecede birbirine körkütük aşık bir sevgililerdi.
Esra ellerini çırpıp kahkaha atmıştı. Sanırım tek deli ben değilim diye düşünmeden edemedim.
"Eveet şimdi elime düştün Sinan! Doğr-"
"Cesaretlik!"
"Tamam şimdi kalk ve herkesin içinde beni sevdiğini söyle ama bağırarak." Diyerek şirince gülümsedi.
Herkes destek vermek istercesine alkışlamaya başlamışlardı.
Bakışlarım etrafı tarayınca iki çift göz ile karşı karşıya geldim. Koray...
Gözlerimi kaçırıp Sinan'a odaklandım.
Ona verdiğim sözü tutmuştum. Babam başka bir güne erteletmişti partiyi.

"SEVİYORUM LAN. DELİ GİBİ SEVİYORUM. HARBİ HARBİ SEVİYORUM KIZIM." Sinan herkesi şaşırtarak Esra'nın değini yapmıştı.
Esra mal mal sırıtırken gözlerimi devirdim. Aptal aşık.
"Delikanlı adam sevdiğini saklamaz herkese söyler."

Şişe tekrar çevrildiğinde Ebrar ve Tuğçe'de durmuştu. Cesaretliği seçen Tuğçe'ye "Şu karşı masada oturan çocuklardan birinin numarasını al." Demişti. Asıl sorun o karşı masadaki Koray ve Dilan'ın biricik sevgilisi Kadir vardı.
Dilan Kadir'i yeni farkedince koşarak yanına gitmişti. Ebrar mahçupça bakınca bilmiyordun dedim.
Dilan, Kadir ve Koray ayaklanıp yanımıza gelince heyecanlanmıştım.
Koray göz kırpıp gülümseyince bende güldüm.

Dilan Koray ve Kadir'i tanıtıp oyuna dahil etmişti. Koray tek boş yerin Buse'nin yanı olduğu için oraya oturmuştu. Buse halinden memnun bir şekilde kendini tanıtmıştı. Vücudumu saran hafif bir öfkeyle "Oyuna dönsek diyorum." Dedim.
Şişe tekrar çevrildiğinde ben ve Demir'in arasında durmuştu. Soru sormasına fırsat vermeden Doğruluk dedim.
"Hmm doğruluk demek.... sınıfımızın çılgın kızına ne sorsamm... şuan burada hoşlandığın veya değer verdiğin bir erkek var mı?"