"3- Manyak mısın sen?"

10.9K 708 47
                                    

Canişkolarrr, bu bölümü de siz güzel ve meraklı okuyucularım için yayınladım. Keyifli okumalar vote ve yorum unutmayın emi :) Kontrolsüz attım bölümü hatam varsa affola. :) 



Okula gelir gelmez, boş bir sıraya kurulup beklemeye başladım. Üniversite sıraları lisedeki gibi olmuyordu, tuhaf bir şekilde sıralıydı. Aman neyse, banane! 

Sabah hiçbir şey söylemeden sessizce çıkıp gitmiştim. Gürkan'ın kolları arasından çıkmak yine hem umut doğuruyordu içimde, hemde üzüyordu. Biliyordum ki, o beni sevmiyordu. Bu yaptığım tamamen aptallıktı. Ama eğer bir gün onu sevmekten vazgeçersem, bunun için onu affetmeye niyetim yok! Bu düşüncelerle canımı sıkmayayım en iyisi. 

Sınıf yavaş yavaş dolarken, yanıma gelen yakışıklı bana 32 diş gülümseyerek elini uzattı ve "Adım Efken." dedi. Tek kaşımı kaldırıp ona baktıktan sonra yüzümü geri döndüm. Kimse ile arkadaş olmak istemiyordum! Erkek olarak Melih'in arkadaşlığı yetiyordu. 1-2 kız arkadaş bulmam yeterli! 

"Sanırım pek arkadaş canlısı değilsin." 

Tam ağzımı açıp "Değilim." diyecektim ki, Gürkan'ın ses tonunu duydum. 

"Aynen öyle, arkadaş canlısı değildir. Ve gördüğüm kadarı ile seninle tanışmak istemiyor." 

Ardından "Gürkan, sanane? Bu kız senin neyin oluyor?" sesinden, kim olduğunu anlayamadığım bir kızın sesi geldi. Direkt bakışlarım ikisini bulurken, içimde bastırmakta zorlandığım öfkem ile gülümsedim. 

"Ailem benim hayatıma karışman için emanet etmedi Gürkan. Kendim hallederim." dedikten sonra Efken'e döndüm. "Güneş." diyerek onunla tokalaştım. Gürkan sinirle ellerini sıkarken yanındaki kız onu çekiştirip götürmüştü. Lanet herif! Şerefsiz soğan cücüğü! Evet annemden bana miras kalan bu hakareti çok seviyordum ve her fırsatta bu Gürkan denen cücüğe kullanıyordum! 


Aradan geçen yorucu saatleri umursamadan eve doğru gitmek için toparlanmaya başladım. Başım çatlamak üzereydi! Efken yanıma gülümseyerek gelerek "Güneş, yeni tanıştık biliyorum ama.. Şey.. Sinemaya gelmek ister misin?" diye sordu. Fena çocuğa benzemiyordu aslında. Yine de zamanla tanımak daha iyi olurdu. 

"Teşekkürler, başka zaman." 

"Beni kırmasan? Seninle arkadaş olmak istiyorum?"

"Arkadaş?" derken kaşlarım çatılmıştı. 

"Yanlış anlamanı istem.."

"Yanlış anlaşılacak şekilde konuşma o zaman koçum." Ah hadi ama yine mi Gürkan? Bakışlarım onu bulurken, yanında o kızın olmadığını gördüm. Hayret kuyruksuz çıkmıştı! 


"Seni ilgilendirmez Gürkan, gider misin? Hatta misin değil, defol." 

Efken bana doğru dönüp "Güneş, arkadaş sıkıntılı galiba?" dediğinde Gürkan anında lafa atlayıp "Benim yüzüme doğru konuşsana." diyerek gürledi. Hoşt be hayvan! 

"Gürkan git şurdan." dedikten sonra bakışlarımı Efken'e döndürdüm. "Efken, başım ağrıyor. Teklifin için gerçekten teşekkürler ama başka zaman." diyerek oradan uzaklaştım. 


Gürkan hızla koşup bana yetiştiğinde kolumu tuttuğu gibi kendisine çevirdi. Ani yaptığı hareket ile vücutlarımız birbirine temas edecek şekilde yakınlaşmıştık! Beni bir ateş dalgası kaplamaya başlamıştı ve bu hiç iyiye işaret değildi. Çirkefliğin zamanı! Bastır kızım! 

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin