"27- Bulacağız!"

7K 531 39
                                    


"Efken, heyecanlıyım ben abi."

"Sakin olmalısın Gürkan. Yoksa her şeyi berbat edebilirsin. Unutma, konuşmamalısın. Yoksa ses tonun bizi ele verir. Mutlaka Melih'in boş bir anını yakalayacağız zaten."

"Ben Güneşi görünce kendimi nasıl tutacağımı düşünüyorum."

Efken elini omzuma koydu.

"Kendini tutmazsan, onları kaybedebiliriz."

Haklıydı. Kendimi tutmalıydım. Ama bunu nasıl yapacağımı da bilmiyordum. Yavaşça bana takılacak maske için beklemeye başladım. O suratsızın suratını suratımda taşıyacaktım ama Güneş'im için her şeye değerdi.

40'larında bir adam gelip "Hazır mısınız?" diye sorunca "Hazırım." Cevabını verdim ve beni hazırlamalarını bekledim. Heyecanlıydım! Fakat bu heyecanım Güneş'imi göreceğim içindi. Tam 16 gündür görmüyordum. Kabus gibi günler bitecekti nihayet!

####

Geldiğimiz limuzinden yavaşça inerken, kapıda duran izbandutlardaydı gözlerim. Efken tam yanımda duruyordu ve güç vermek istercesine omzuma dokundu. Bakışlarım onu bulunca bakışları ile beni teselli ediyordu resmen. Ulan şerefsiz merefsiz diyordum ama iyi çocuktu!

Umursamaz görünmeye çalışarak, korumaların yanından usulca yürümeye başladım. Tam içeri gireceğimiz sırada izbandutların birisi gelip "Melih bey?" diye sorunca. Yerimde kalakaldım. Efken'e kaş göz yapmaya başladım. O da benim gibi korku doldu gözlerle bana bakıyordu. Hiçbir şey çaktırmamak adına bakışlarımı izbanduta çevirdim.

"Efendim, Sanem hanım gitti. Güneş hanım hazır."

Güneşin adını duymak bile kalp çarpıntımı hızlandırdı. Başımı tamam anlamında salladıktan sonra içeriye girdik. Hemen etrafı süzmeye başladım. Gözüm Melih'i arıyordu. Ama göremiyordum. Demek ki yukarıdaydı. O zaman saklanmamız lazım demekti bu. Topluluğun arasından sıyrılarak köşede bir yere oturduk. Ayrıca merdivenleri de görmemiz lazımdı.

###

Aradan geçen 15 dakikanın sonunda, gelinlikler içinde Güneş ve Melih aşağı indi. Kol kola! Bu benim kanımı kaynattığı için anında ayaklanmıştım ve Efken tarafından yerime oturtuldum. Başını iki yana sallayarak "Sakin ol." Dedikten sonra etrafı taramaya başladı.

Nikah masasına doğru yürüdüklerinde 45-50 kişilik olan topluluk alkışlamaya başladı. Zehra da nikah masasının şahit kısmında üzgün üzgün oturuyordu. Efken'e baktığımda, onu süzdüğünü gördüm.

"Hoşlanıyor musun ondan?"

Efken kaşlarını çatarak bana bakmaya başladı.

"Alakası bile yok."

"Bakışların seni ele veriyor. Ve sana tavsiyem, kaybetmeden kazan. Çünkü ben Güneş ile olan deneyimimden bunu biliyorum."

Sessiz kaldı. Ben de bana yaptığı iyilik karşısında ona iyilik yapmak istiyordum. Bu yüzden bir erkek olarak onu anlıyordum.

###

"Bu gavat yerinden kalkmıyor! Gidip kafasını ezmeliyim bence!"

"Merak etme, gidecek."

"Nasıl bu kadar emin oluyorsun?"

Daha soruma cevap gelmemişti ki, Melih bir şeyler söyledikten sonra ayaklanıp yukarıya gitti. Biz de peşin sıra gittik tabi. Onun gibi olduğum için, kafamı eğmek zorunda kalmıştım.

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin