"13- 7 Yaşındaydım..."

8.5K 662 60
                                    

Evin içinde bir sağa gidiyordum, bir sola. Okul'da olanlar.. Gürkan'ın bana söyledikleri... Hepsi film şeridi gibi gözümün önünden geçtikçe suratımdaki salak sırıtış daha çok büyüyordu. 

Zehra elinde rakı ve mezelerle içeri girince, benim suratımdaki gülümsemeyi gördü. Haliyle meraklı bir şekilde de yanımda bitiverdi. 

"Güneş, kuzum bu suratın hali ne? Nedir seni mutlu eden."

"Zehra, inanamayacaksın!" 

"Anlat inanayım be!"

"Anlatacağım.."


###

Zehra'ya her şeyi anlattığımda, hüznünü bir kenara atıp bana sarılarak "Bak ben sana demiştim her şey çok güzel olacak diye." dedi. Doğru demişti. Ama benim salak kafam inanmıyordu.  

"Ee içelim?"

"İçelim. Bir de benim hayat hikayemi öğren bakalım."

"Zehra, bak istemiyorsan..."

"İstiyorum. Bir daha bu cesareti bulamam Güneş."

"O halde masayı hazırlayalım."

"Tamam."

Biz tam masayı hazırlayacağımız sırada, çalan kapı ile kaşlarımı çattım. Bu gelen Gürkan değilse, misafir filan beklemiyorduk. Zaten Gürkan olsa da kovacaktım. Zehra'ya dönerek "Ben kapıdakini kovayım, sen hazırlıkları yap. Nasılsa yarın dersler yok." dedikten sonra, kapıya yöneldim. 


Kapı deliğinden bakınca, Gürkan'ı görmemle gülümsedim yeniden. Ama güldüğümü görmemeliydi. Bu yüzden surat ifademi çok ciddi bir hale getirip, kapıyı açtım. Kapıya kendimi siper ettikten sonra kapıyı aralayarak Gürkan'a bakmaya başladım. 

"Evet?"

"Güneş, konuşalım."

"Konuşamam, bu gece zehra ile planım var."

"Güneş, yapma böyle lütfen. Bak izin ver anlatayım neden öyle olduğunu..."

"Gürkan, söylediklerinden pişmansan bunu sonra anlatırsın."

Gürkan kaşlarını çattıktan sonra üzerime bir adım attı ama kapı onu engelledi! 

"Pişman falan değilim! Söylediklerimin arkasındayım ben! Seni seviyorum!"

Bu söylediği söze karşın, yine içimdeki bütün hücreler baş kaldırmıştı. Kalbim hızla çarparken, aynı surat ifadesi ile "Şimdi konuşamam. Zehra kötü." dedim. Yalan filan değildi nasılsa. Kötüydü! Ve ben Zehra'nın ailesini anlatacaklarını cidden merak ediyordum. 

Gürkan sinirlenmişti ve bunu burun deliklerinden anlıyordum. Çünkü nefes alışverişi değişmişti. 

"Güneş.."

"Gürkan, git artık."

Gürkan'ın suratına kapıyı kapattıktan sonra, yine salak bir sırıtış bütün yüzümü kapladı. Elimi kalbime götürdüğümde, haddinden fazla hızlı atıyordu. Hem birazcık sürünse fena olmazdı, değil mi? 

"Güneşş."

Zehra seslenince, hala kapıya yaslanmış şekilde olduğumu fark edip hemen içeriye girdim. Zehra'ya arkadan sarılarak "Geldim kız." dedikten sonra, aynı pozisyonda hazırladığımız masaya doğru ilerledik. Fazla içmeyecektim, çünkü anlattıklarını hatırlamak istiyordum. 

Aşkın Son Damlası! [Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin