Özgür olmak, yaşamak, eğlenmek, sevmek aşık olmak, güvenmek bunlar her insanın yaşaması gereken bir kaç duygudan sadece bir kaç tanesi insanın içinde saklı açılmayı bekleyen milyonlarca duygu vardır bunları açmak için dışa çıkarmak için anahtara yani bir sebebe ihtiyaç vardır mesela sevdiğin birini kaybedince içinden mutsuzluk, çaresizlik, üzüntü , gibi duygular çıkar yada sana alınan küçük bir bilezik bile içindeki bazı duyguların ortaya çıkmasını sağlaya bilir.
Mesale şuan ben mutluluk, sevinç, heyecan gibi duyguları yaşıyorum neden mi şuan ayağıma değen o buz gibi deniz suyunu hissede biliyorum göremiyor olsamda şuan karşımda uçsuz bucaksız mas mavi bir denizin olduğu biliyorum ve onu hissediyorum bunun için Allah'a şükrediyorum 8 yıl sonra ilk defa deniz kokusunu içime çekiyor olmak beni huzurla dolduruyor oysa küçükken ne kadar severdim denizi ne kadar severdim ailemle denize girmeyi abimle yaptığım su savaşlarını hep kaybetsemde severdim ben oysa şimdi sadece hissediyor, önünde deniz olduğunu biliyor bunada şükür ediyorum bunu yapamamakta vardı bu hayata.
Sol omzuma konunan elle düşüncelerimden sıyrıldım acaba ne zamandır burda dikiliyorum
" ece seni denize sokayımı" dedi bir ses bu ses kağan'a aitti sesin geldiği yöne yani soluma döndüm
"ş-şey ben bilmem ki uzun zaman oldu denize girmeyeli hem ben yani ben kör... "
" ece bak kör olman, göremiyor olman hiç birşeyi değiştirmez hem ben yanındayım korkma seni asla bırakmam sen sadece elimi tut ve bana güven" dedi kağan sözümü keserek, haklıydı hiçbir şeyi değiştirmez ama bilemiyorum yani ahhh kafamda bunca zaman oluşturduğum korkular yüzünden hiç birşey yapamıyorum olmak beni sinir ediyor,
" hem eğlenmeyi özlemedinmi ece? " dedi kağan düşünmüştüm özlemişmiydim eğlenmeyi, gülmeyi, mutlu olmayı, sevinçten bağırmayı özlemişmiydim, cevap basiti özlemiştim hemde o kadar çok özlemiştimki içinde yaşamam için kalp dahada hızlanmıştı.
Kafamı salladım" evet özledim " dedim sesimdeki özlemle benim cevabımla kağan
" eeeeee o zaman ne duruyoruz hadi " dedi ve birden sol elimde sıcaklık hissedim, kağan elimi tutmuş beni öne doğru çekiştiriyor her adımda suyun içine daha çok giriyor daha çok üşüyor daha çok içimi mutluluk, heyecan kaplıyor.
Su artık belime kadar geldi hissediyorum ama bir yandanda üşüyorum kağanı durdurup
" üşüyorum su çok soğuk ve su belime kadar geldi artık gitmeyelim" dedim
" peki o zaman burda duralım zaten birazdan alışırsın suya ama bütün vücudunu ıslstmadan saçının bir teli bile kuru kalmayana kadar suyun dışına çıkmak yok" dedi
" olmaz saçımı ıslatmam sonra nasıl kurutucam hasta olurum bana bakmak zorunda kalırsın" dedim sonunda gülerek benim cümleme karşı kağanın gülme sesi geldi
" sen hiç merak etme ben çok iyi doktor olurum" dedi ve sonra vücudumda bir soğukluk hissedim bana su atmıştı çığlık attım ve
" çok soğuk su atma bak bir daha atarsan bende sana atarım" dedim gülerek ama işe yaramadı konuşmam bana tekrar su attı etraftan sarp onur ve filizin gülme sesi geliyordu kesin onlarda bizi seğrediyorlardır bende artık şavaşı başlatan kağana karşılık vererek rastgele yerlere su attım bir kaç denemeden sonra kağanın"dondum" sesin geldiği yöne doğru su attım başka yerden sarpın sesini işittim " doğru isebet ece aynen devam" dedi sarpın sesine karşılık sadece gülümsedim ben kağana dur durak demeden su atarken oda bana atıyordu heryerimin ıslandığını hissedebiliyorum aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama benim çığlıklarım kaçışlarım kağanın gülüşü sarpın bana yön tarif etmeleriyle baya mutlu oldum hemde yorgun daha fazla yorulmamak için
" pes tamam yoruldum artık çıkalım sudan kağan" dedim nefes nefese oda
" sonunda pes ettin bende ne zaman pes eserinde ödülümü alırım diye bekliyordum" dedi
" ne ödülü" dedim hakikaten ne ödülü biz ne zaman bu oyunun sonuna ödül koyduk derken anlımda hissediğim sıcaklıkla donup kaldım
" işte bu ödül" dedi ben ise öylece kaldım çünkü az önce kağan beni alnımdan öptü bütün sesler gitti hiç birşey duymaz oldum taki tekrar kağanın sesine kadar
" bu arada gülünce daha bir güzel oluyorsun".