Hercai-4.Bölüm

2.6K 141 151
                                    

Demir'in suratına şaşkınlıkla bakarken 'Seninle falan kalmayacağım.' dedi titreyen sesiyle Ceylan. Bir kaç adım attığında, yerdeki kilime takılan topuklu ayakkabısıyla sendeledi. Kendini yerde bulmayı beklerken bir anda, belinden sımsıkı kavranmış bir halde, düşmeye ramak kala bir halde buluvermişti. Demir'in belini sıkan eli gram gevşemezken, aralarında ki mesafenin azlığından yakındı Ceylan. Demir'in o sigara karışmış erkeksi parfümü burnuna dolduğunda gözlerini yumup içine çekmemek için kendisini zor tuttu. Bakışları bir an dudaklarına kayacak gibi olsa da kendini toparlayarak, doğruldu. Demir'in eli can yakıcı bir yavaşlıkla gevşedikten sonra Ceylan bir kaç adım geriye gitti.

'Üç oldu.' dedi Demir. Kaşlarını havalandırıp alayla söylediği şey, Ceylan'ın kaşlarını çatıp söylediklerini anlamaya çalışmasına sebep olmuştu.

'Efendim?' dedi Ceylan kendisini toparlamaya çalışırken.

'Üç oldu diyorum.' dedikten sonra kahkaha atmamak için kendisini tuttu Demir. Uzun zamandan beri güldüğü tek şey sanırım Ceylan'dı. Tuhaf bir şekilde kızın her hali hoşuna gitmeye başlamıştı. İlk başta çatılan kaşları, sonra şaşkınlıkla aralanan dudakları...

'Söylediğim gibi bana yardım etmek zorunda değilsin. İlk sefer için sana gerçekten minnettarım, ne yapsam ödeyemem hakkını ancak, ben başımın çaresine bakabilirim.' dedi Ceylan omuzlarını dikleştirerek.

'Bakarsın tabi canım.' dedi Demir alayla. Ceylan sinirle gözlerini kıstığında Demir ciddileşerek devam etti. 'Burda kalmak istemiyorsan gerçekten gidebilirsin. Ben sadece yukarda sıkıldığını düşünerek buraya getirmiştim. Ayrıca...'

'Ne ayrıca?' diye sordu Ceylan.

'Benim kavgama karışmaman gerektiğini öğrenmelisin. Senin yüzünden adamı bıraktım. Bu pes etmek gibi bir şey.' dedi Demir sinirle. Bir anda çatılan kaşları Ceylan'ı ürpertirken, sanki yeni farketmiş gibi tekrar gezdirdi gözlerini Demir'in kanlı yüzünde.

'Çok kötü görünüyor.' dedi kaşlarını çatarak. Demir ne dediğini anlamaya çalışırken 'Pamuk var mı?' diye sordu birdenbire. Gitmeye niyetinin olmadığını belli etmek ister gibi. Demir Ceylan'ın gitmeyeceğine emin olduğu için 'Gerek yok.' dedi.

'Nasıl gerek yok? Enfeksiyon kapabilirsin. Banyo ne tarafta?' diye sordu. Çok hızlı değişen ruh haline kendi bile anlam veremezken, Demir'in şaşırması normaldi.

'Sağda ki kapı.' dedi Demir omuzlarını sirkerek. Ceylan banyoya doğru yöneldiğinde, o amerikan tarzı olan mutfağa doğru ilerlemişti. Dolaptan kendisine yeni bir içki açtıktan sonra salona doğru ilerledi.

'Pamuk buldum ama, temizlemek için herhangi bir şey bulamadım..' diyerek banyodan çıktı Ceylan. Bakışları direkt Demir'e yöneldiğinde elinde ki içki şişesini görmesiyle kaşları çatıldı.

'Sence de abartmıyor musun?' diye sordu ona yaklaştığında. Demir alayla kaşlarını kaldırdığında 'Neyi?' dedi.

'Alkol. Çok fazla alıyorsun.' dedi Demir'in karşısında ki sehpaya oturarak. Banyodan getirdiği su dolu kap ve pamuğu tam yanına bırakarak Demir'in yüzüne bakmaya devam etti.

'Ben böyleyim.' dedi Demir umusarmadığını belli eden bir tarzda. Ceylan biraz eğilip Demir'in yüzünde ki yaralara bakmaya devam ederken omuz silkti. 'Çok ciddi bir şey değil. Uğraşma.' dedi Demir.

'Yine de temizlemek lazım, yaklaşır mısın biraz?' diye sordu Ceylan. Demir Ceylan'ın dediğine uyup başını biraz öne doğru eydiğinde Ceylan'ın kokusu burnuna dolmuştu. Tarif edemezdi belki ama baharı anımsatmışttı bu koku ona.

HERCAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin