'Ceylan.' dedi tekrardan Demir panikle. 'Ne oluyor?' diye sorarak yanlarına doğru ilerledi Elen. Bakışları önce şaşkınlıkla Demir'in yüzünde gezindi. Daha sonra kucağında tuttuğu Ceylan'a indi. Korkuyla 'Hii!' diye bağırdı. 'Ne oldu?' diye sordu Demir'in yanına yaklaşıp bir elini Ceylan'ın alnına koyduğunda. Demir bakışlarını Elen ve Ceylan arasında gezdirirken 'Ben anlamadım, bayıldı.' dedi şaşkınlıkla. Sesinde ki endişe nedense Elen'i rahatsız etmişti.
'Bak nerden çıktın geldin bilmiyorum ama, Ceylan'ı salona götür ve üzerinde ki hırkayı çıkar!' dedi Elen panikle. Tekrar mutfağa doğru koşturdu. Demir kendini yürümek için zorlayıp ayakkabılarını bile çıkarmadan salona doğru ilerledi. 'Ceylan.' diye seslendi tekrardan panikle. Koltuğun üzerine yatırdı titreyen elleriyle. Bakışları bir an bembeyaz olan yüzünde gezindi. Üç aydır görmüyordu değil mi? Sanki yıllar geçmiş gibi değişmişti Ceylan. Zayıflamıştı, solgun görünüyordu. İç çekerek bakmaya devam etti Ceylan'a.
Eli hırkanın fermuarını indirmek için Ceylan'ın teniyle temas ettiğinde inanamayarak gezdirdi elini Ceylan'ın boynunda. Ordan alnına çıkardı. Alnına dökülmüş saçları itikledi arkaya doğru. Tekrar kaydırdı ellerini ve tüm yüzünde gezdirdi. 'Yanıyor..' dedi Demir titreyen sesiyle. Uyuşmuş gibi hissederken, tekrar fermuarı açmak için uzattı elini. Hızla aşağı doğru çektikten sonra Ceylan'ın hafifçe yana çevirerek hırkayı kollarından çıkardı.
Koltuğun yanında ki boşluğa oturduktan sonra 'Ceylan...' diye mırıldandı. Bir eli hala Ceylan'ın yüzünde dolanmaya devam ediyordu. Telaşla salona giren Elen'e çevirdi bakışlarını.
'Nerden çıktın sen?' diye sordu Elen dolan gözleriyle. Ceylan'ın hemen yanı başına çöküp elinde ki bezi, yanında getirdiği kabın içine soktu. 'Çok ateşi var.' dedi Demir korkuyla. Elen bezi iyice sıktıktan sonra Ceylan'ın alnına yerleştirdi. 'Biliyorum.' dedi fısıltı gibi çıkan sesiyle. 'Neden geldin Demir?'
'Elen hastaneye götürelim.' dedi Demir bezi tekrar suyun içine sokan Elen'e bakıp. Elen sinirle derin bir nefes aldıktan sonra bezi tekrar sıkarak yeniden yerleştirdi Ceylan'ın alnına. 'Demir...' Ceylan gözleri hala kapalıyken mırıldandı. Elen bakışlarını Demir'in yüzüne dikip bütün siniriyle baktı. 'Burdayım güzelim.' Demir bir elini Ceylan'ın sıcacık avucunun içine kaydırdı. Ceylan'ın parmakları çevreledi Demir'in büyük ellerini. Demir birkaç saniye ellerine bakıp tekrardan bakışlarını Ceylan'ın yüzüne çevirdi.
'Üşüyorum.' diye mırıldandı bu seferde Ceylan. Gözlerini açmak için zorladı ve yutkunarak araladı. 'Hastaneye gidelim.' dedi Demir tekrardan. 'İstemiyorum.' dedi Ceylan duyduğu sese. Kim olduğunu dahi idrak edememişti. Elen elinde ki bezi hala Ceylan'ın alnında sabit tutarken, Demir'in yüzüne baktı. 'Sık sık ateşlenir.' dedi yutkunduktan sonra. 'Ateşlenir de, seni neden ilgilendirdi bu?' diye sordu.
Demir kaşlarını çatarak Elen'in yüzüne baktıktan sonra 'Ceylan beni ilgilendirir.' dedi dişlerini birbirine bastıra bastıra. 'Yok ya!' dedi Elen sesini yükselterek. Ceylan yerinde kıpırdanınca birkaç saniye ona baktı. 'Sen biliyor musun ne yaşadı bu kız? Ona gidiyorum bile demeden gittin sen! Şimdi hangi yüzle Ceylan senin umrundaymış gibi davranıyorsun?'
'Elen, bilmediğiniz şeyler var.' dedi Demir sakin olmaya çalışarak. 'Ama şimdi zamanı değil tamam mı? Sonra... Önce Ceylan'ın iyi olması lazım.' dedi bakışlarını korkuyla Ceylan'ın yüzünde gezdirirken. Hala sımsıkı tutuyordu elini. 'Mert'i ara. Doktor bulsun gelsin, doktor bulamıyorsa ilaç bulsun.' dedi Demir sert sesiyle. Elen birkaç saniye tirtir titreyen vücuduna baktı Ceylan'ın. Sonra yavaşça ayağa kalktı. 'Bezi koymaya devam et.' dedi Elen. Telefonunu bulmak için hızla odadan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ
FanfictionHercai: Hiçbir şeyde kararlı olmayan, bir dalda durmayan, bir işi sonuna değin götürmeyen, aşkta bağlılığı bulunmayan kimse.