Hercai-10. Bölüm

2.4K 165 121
                                    

Başında ki ağrı beraberinde gözlerini yavaş yavaş araladı Ceylan. Kuruyan boğazını yumuşatmak için birkaç kez yutkundu ve iç çekerek diğer kolunun üzerine döndü. Gözlerini tam tekrar kapatacaktı ki, görüş açısına giren Demir gözlerini kocaman açmasına sebep oldu. 'Hiii!' dedi şaşkınlıkla. Geceye dair pek bir şey hatırlamazken, Demir'in yanında ne işi olduğunu düşündü. Sırtını yavaşça doğrultup yatağın başına yasladıktan sonra bir elini alnına çıkararak yavaşça şakaklarını ovaladı. Geceye dair bir şeyler hatırlamak adına düşünmeye başladı. Bakışları üzerinde ki Demir'in kıyafetlerine indiğinde daha da şaşırdı. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi hızla çarpmaya başlamıştı.

En son masada oturduklarını hatırlıyordu. Çınar'ı hatırlıyordu, Buse'yi hatırlıyordu, Mert'i hatırlıyordu. Sonra Demir'in onu masadan kaldırdığını hatırlıyordu. Ama devamı yoktu. Oynayarak üzerinde ki ilkeyi açtı. Korkuyla bakışları etrafta gezindi ama geceye dair hiçbir iz bulamadı. Bacaklarını yataktan aşağı sarkıtıp yukarıya doğru sıyrılmış bol olan Demir'in şortunu aşağıya doğru indirdi. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Ne işi vardı bu odada? Demir neden yanındaydı? Ve en önemlisi dün gece ne olmuştu?

Derin bir iç çektiği sırada Demir'in sesi kulaklarına doldu. 'İzgi.' Ceylan 'Hii!' diyerek yerinde sıçradı ve omuzunun üzerinden Demir'e baktı. 'Neden yanımdasın?' diye sordu titreyen sesiyle. 'Bak eğer dün gece bir şey yaptıysan..!'

Demir gözlerini kocaman açarak Ceylan'ın yüzüne baktı. Onunla zorla birlikte olduğunu falan mı düşünüyordu? 'Ne olur bir şey yaptıysam?' diye sordu Demir meydan okuyan bir sesle. Yatakta doğulduktan sonra Ceylan'ın gözlerinin içine bakmaya devam etti. Ceylan'ın önce çatılan kaşları, aralanan dudakları ve kocaman açılan gözleri onu güldürecek gibi olsada yüzünde ki ciddi ifadeyi korudu.

'Seni öldürürüm!' diye cıyaklayarak Demir'e döndü Ceylan. Dizlerini kırarak tam karşısına oturdu ve dağılan saçlarını arkaya doğru attı özensizce. 'Dün gece öyle demiyordun ama.' dedi Demir yüzünde ki çarpık gülüşüyle. 'Demir' dedi Ceylan. Küçük elleriyle yaptığı yumrukları Demir'in göğüsüne indirirken, Demir onu engellemek için hiçbir şey yapmadı ve keyifle güldü. 'Yemin ederim.' dedi Ceylan bağırarak hala Demir'e vurmaya devam ediyordu. 'Seni öldürürüm.' Elini tekrar kaldırmıştı ama Demir iki bileğinide tutup Ceylan'ı kendine doğru çekti. Yüzünü yüzüne yakınlaştırıp 'Sana dokunacağımı düşünmedin değil mi? Ben dün beraber uyuyamızdan bahsediyorum.' dedi. Nefes nefese baktı Ceylan Demir'in yüzüne. 'Sadece uyuduk mu?' diye sordu sesini sabit tutmaya çalışırken. İçinden derin bir oh çekmişti. Kollarını Demir'in ellerinden çekmeye çalışsa da kurtaramamıştı. 'Daha fazlasını mı bekliyordun?' diye soran Demir'le yanakları alev topu gibi yanmaya başladı. 'Pislik' dedi ve kollarını çekmeye çalışırken 'Bırak kollarımı!'

Neden üzerimde senin kıyafetlerin var peki diye soracaktı ancak Demir'in yapacağı imalardan korkmuştu. Ayrıca bu kıyafetleri nasıl giyinmişti? 'Bıraksana!' dedi tekrardan aklında binbir türlü soru dönerken.

'Tamam sakin ol! Şaka yapıyorum.' dedi Demir gülmesini bastırmaya çalışırken. 'Niye böylesin sen ya!' diye bağırdı Ceylan. Ama Demir'in bu hali tarif edemediği bir şekilde hoşuna gitmişti.

'Demir. Neden böylesin?'

Dün gece, Demir'in yanına uzanmış bir halde söylediği bu cümle, aklına gelirken Ceylan tekrar kollarını Demir'in ellerinden çekmeye çalıştı. 'Lavaboya gitmem lazım.' diye ağzının ucuyla konuştuktan sonra Demir, Ceylan'ın bileklerini serbest bıraktı. Ceylan yatağın kenarına yaklaşıp ayağa kalktığında kalbi küt küt atıyordu. Derin bir nefes alarak banyoya doğru ilerledi. Omuzunun üzerinden Demir'e bakıp banyodan içeri girdikten sonra kapıyı kapatarak iç çekti.

HERCAİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin