Ellerinde ki kadehlerle beraber içeri girdiler. Saat gece ikiye gelirken, Demir esneyerek kendini koltuğun üzerine bıraktı. Ceylan saçlarını tek omuzunda toparladıktan sonra bakışlarını üzerinde hissettiği Demir'e baktı. 'Ben duş alacağım.' diye mırıldandıktan sonra banyoya doğru ilerledi. Bakışları Ceylan'ın gittiği yönü takip ederken yüzüne bir gülümseme yerleşti ve o da kalktı koltuktan. Banyonun önüne kadar geldiğinde banyonun buğulu camından Ceylan'ın üzerinde ki tişörtü çıkardığını gördü. Yutkunmaya çalışarak elini kapının koluna uzattı. Aşağı doğru iki üç kez çekiştirdi ancak kapının açılmamasıyla kilitli olduğunu farketti. 'Ceylaan...' diye seslenirken birkaç kez kapıya tıkladı. Ceylan üzerinde ki şorttan da kurtulduktan sonra 'Ne oldu?' diye seslendi.
'Kapıyı açar mısın?' Ceylan gülecek gibi oldu bir an. 'Duş alacağım dedim ya.' Demir bakışlarını buğulu camda gezdirmeye devam ederken, 'Tamam onun için aç diyorum.' dedi. Ceylan yavaşça sütyenin kopçasınıda açtı ve kenara bıraktı. 'Uykun yok muydu senin? Rüya falan görürsün belki.' dedi Ceylan imalı bir ses tonu ile. 'Güzelim açar mısın kapıyı?' diye sordu Demir. 'Açmayacağım Demir, gider misin?' dedi Ceylan aynı ses tonu ile. 'Ya kızım açsana şu kapıyı!'
Ceylan iç çamaşırlarını tamamen çıkardıktan sonra kuvete doğru ilerledi. 'Kırarım.' dedi Demir tehditvari bir sesle. Ceylan yavaşça suyu açtı. 'Kırmayacaksın.' Ceylan'ın sesinde tehdit daha belli ediyordu kendini. El mahkum tekrar salona doğru ilerledi Demir. İstese kapıyı da kırar, girerdi. Aslında istiyordu da ama Ceylan'ın yaptığı imayı fark ettiği için üstelemek istemedi.
.....
Ceylan banyodan çıkar çıkmaz odaya doğru ilerlerken yüzüne zafer kazanmış bir ifade yerleştirdi. Odanın kapısını ittirip içeri girdiğinde Demir'in odanın ortasında durduğunu gördü. Aynı anda çalan telefonuyla şaşırarak duvarda ki saate baktı. Yatağın üzerinde ki telefonu aldı Demir'e bir şey demeden. 'Efendim Elen?' dedi tereddütlü bir sesle. Bu saatte neden arıyordu merak konusuydu. 'Ceylan! Uyuyor muydun? Rahatsız mı ettim?' dedi hızlı bir şekilde konuştu Elen. Demir kaşlarını kaldırarak Ceylan'ın yüzüne baktıktan sonra Ceylan bir şey anlamında başını salladı. 'Hayır rahatsız falan etmedin güzelim. Bir şey mi oldu?' diye sordu Ceylan. Demir yüzüne sinsi bir ifade yerleştirirken Ceylan'a doğru birkaç adım attı ve kollarını beline sardı. Eli bornozun kuşağında gezinirken Ceylan tek eliyle itmeye çalıştı Demir'i. 'Oldu Ceylan.' dedi Elen ağlamaklı bir ses ile. Demir'in eli Ceylan'ın çıplak bacaklarına doğru ilerlediğinde Ceylan derin bir nefes alarak 'Ne..oldu?' dedi. Bacaklarını kasarak kendine doğru çekti Demir kıkırdayarak yeniden uzattı ellerini. 'Ceylan, ya bu saate aradım seni de ama uyuyamadım gerçekten. Ya ben çok salağım, gerçekten ne yaptım ben ya!' dedi Elen kendi kendine konuşuyormuş gibi. Demir hala parmaklarını Ceylan'ın teninde gezdirirken, bu sefer bornozun altına doğru bir yol izledi. Ceylan dişlerini birbirine bastırırken sinirle Demir'e döndü. 'Dur.' diye mırıldandı telefonu kulağından biraz uzaklaştırıp Demir kahkaha atmamak için kendini zor tutarken Ceylan 'Ne yaptın Elen?' diye sordu. Demir amacına ulaşmanın verdiği mutlulukla kendini yatağın üzerine bıraktı yavaşça. 'Mert bana geldi. Elen ben senden hoşlanıyorum dedi.' Ceylan'ın yüzünde bir gülümseme oluşurken 'Ama bu çok güzel bir haber.' dedi neşeyle. 'Evet, bu çok güzel bir haber. Ama Ceylan ben birden bire dedim ki Mert ben seni arkadaşım olarak görüyorum..'
'Ne dedin ne dedin?' dedi Ceylan şaşırarak. 'Ceylan çok pişmanım.' dedi Elen iç çekip. 'Neden söyledin böyle bir şeyi?' diye sordu Ceylan biraz ilerisinde ki sandalyenin üzerine otururken. 'Bilmiyorum Ceylan, yani bir anda deyiverdim.' dedi Elen yüzünü asarak. 'Ama anladın ki arkadaş olarak görmüyormuşsun.' dedi Ceylan teyit etmek istercesine. Demir dikkatle dinledi Ceylan'ı. 'O zaman yarın Mert'i arayıp bana söylediklerini ona da söylüyorsun.' dedi Ceylan gülümseyip. 'Ceylan nasıl söylerim? Onunla dalga geçtiğimi düşünecek.' Ceylan başını sağa sola salladı. 'Mert öyle birisi değil Elen. Bunu en iyi senin bilmen lazım.' dedi Ceylan. 'Sen nerden biliyorsun?' diye mırıldandı Demir kendi kendine. 'Ya Ceylan, ben ozaman yarın sabah uyanır uyanmaz arayım Mert'i. Gerçi uyuyabileceğimi zannetmiyorum da.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ
FanfictionHercai: Hiçbir şeyde kararlı olmayan, bir dalda durmayan, bir işi sonuna değin götürmeyen, aşkta bağlılığı bulunmayan kimse.