'Annemlere hemen açmasak mı konuyu?' diye sordu Ceylan Demir'in sımsıkı tuttuğu ellerine bakıp. Çocuksu bir heyecanla, el ele evlerinin biraz ilerisinde durmuş birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.
'Seni zorlamak istemiyorum, sen kendini ne zaman hazır hissedersen o zaman konuşuruz. Zaten yarın İstanbul'a dönüyoruz. Birkaç hafta sonra bir hafta sonu yeniden gelebiliriz ama?' diye sorar tarza konuştu Demir. Ceylan onaylayan tarzda başını salladıktan sonra kızaran yanaklarıyla boşta kalan elini biraz kaldırıp görüş açısına getirdi. Parmağıda ışıl ışıl parlayan yüzüğe değdi ikisininde bakışı. Birkaç saniye yüzüğe baktıktan sonra aynı anda gözleri buluştu yeniden. 'Gerçekten evleniyoruz.' dedi Ceylan dudaklarını birbirine bastırıp. Demir'in yüzüne taa gözlerine ulaşan kocaman bir gülümseme yerleştiğinde başını salladı heyecanla. 'Evleniyoruz..'
Birkaç adım atıp aralarındaki mesafeyi kapattı Ceylan. Yanına yaklaşan sevgilisinin omuzuna kolunu atarak onu tamamen kendine çekti Demir ve saçlarıma kısa ama derin bir öpücük kondurdu. 'Kokunu çok özlemişim.' diye mırıldandı sanki sarhoş gibi. Ceylan kıkırdarken bu seferde yüzüğün takılı olduğu eliyle Demir'in kendi omuzu üzerinde ki elini tuttu sımsıkı. 'Hayat çok garip.' diye mırıldandı. 'Seni tamamen kaybettiğimi düşünmüştüm biliyor musun? Buraya geldiğimde bir daha seni asla göremeyeceğimi düşünmüştüm. Hatta bir ara İstanbul'a geri dönemeyeceğimi bile kurmuştum kafamda.' diye devam etti Ceylan. Demir gözlerini kapatıp derin bir nefes aldıktan sonra gülümseyerek 'Ve şimdi de evleniyoruz' dedi neşeli bir sesle. Ceylan'ın saçları arasına yeniden bir öpücük kondurup onu kendine daha çok çekti.
'En kısa zamanda seni istemeye gelmem lazım.' dedi Ceylan'ın bir şey söylemesini beklemeden. Ceylan kıkırdayarak Demir'in kolunun altından çıkarak karşısına dikildi yeniden. 'Aceleniz mi var Demir Bey?' diye sordu. 'Daha söz var, sonra nişan, sonra düğün... Ohooo... Acaba şimdi mi istesem seni Ceylan? Ha ne dersin?' diye sordu heyecanla. Ceylan küçük bir kahkaha attıktan sonra bir elini uzatarak yavaşca Demir'in sağ yanağını okşadı. 'Ben bu akşam konuşurum annemle, yarın beni almaya sen gelirsin bizimkilerle de tanışmış olursun. Hatta bak ne dicem yarın sabah kahvaltıya gelsene bize? Ama evlilik konusundan hemen bahsetmek yok!' diye konuştu Ceylan.
Demir'in gözleri heyecanla parladı. Sevdiği kadın karşısında onu ailesiyle tanıştırma planları yapıyordu. Birkaç gün önce bunların hayalini bile kuramazdı ancak şimdi yarın sabah için beraber plan yapıyorlardı. 'Sen nasıl istersen.' dedi Demir başını sallayıp. 'Buranın başkanı sensin malum, İstanbul'a gidince alıcam ben senin ifadeni.' diye gülümseyerek konuştu Demir. Ceylan'ın 'Çok kötüsün' diyişini kahkahayla izledikten sonra burnunu sıkarak gülümsemeye devam etti.
'O zaman gidiyorum ben şimdi. Akşam mesaj atarım tamam mı?' dedi Ceylan etrafına şöyle hızlıca bir bakıp parmak uçlarında yükselerek Demir'in konuşmak için aralık duran dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. Demir dahada şaşırdı ve karşılık verme fırsatını kaçırarak bakakaldı Ceylanının yüzüne. Birkaç adım uzaklaşarak omuzunun üzerinden baktı Ceylan Demir'e. İnce parmaklarını dudaklarına götürüp Demir'e öpücük atarken uzaklaşmaya devam etti Ceylan.
'Yok yok..' dedi Demir. 'Senin ifadeni almak şart oldu.' duyduğu cümleyle kahkahasını bastırmaya çalışarak eve ilerlemeye devam etti Ceylan.
...
'Ben geldim!' diye seslenerek elindeki anahtarı kapının yanında ki küçük kutunun içine attıktan sonra ayakkabılarını çıkarmak için eğildi Ceylan. Hafif hafif dönen başıyla bir elini duvara yasladı ve derin bir nefes aldı. Bakışları duvara yaslı duran eline değdiğinde yüzük yeniden görüş açısına girmişti. 'Hoşgeldin kızım.' ona doğru yaklaşan annesinin sesini duyduğunda hışımla parmağında ki yüzüğü çıkararak pantolonun arka cebine sıkıştırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ
FanfictionHercai: Hiçbir şeyde kararlı olmayan, bir dalda durmayan, bir işi sonuna değin götürmeyen, aşkta bağlılığı bulunmayan kimse.