Ceylan kaşlarını çatarak, bakışlarını Demir'e çevirdiğinde, boğazını yırtan öksürüğü derin bir nefes alarak yok etmeye çalıştı. Demir'in dedesi, Ali Bey bakışlarını Demir ve Ceylan arasında tebessümle gezdirirken 'İnanamıyorum. ' dedi. 'İsmin ne güzel kızım?' diye sordu.
'Ceylan İzgi.' dediğinde gülümsemeye çalıştı Ceylan. Ancak pek başarılı olamamıştı. Demir Ceylan'ın her hareketini dikkatle izlerken tekrar dedesine baktı.
Dedesi Demir'e dönüp neşeyle yüzüne baktıktan 'Senin yanında bir kız görmek ha? Bu kız gerçekten seni kendine aşık etmiş olmalı.' dedi tebessümle. Tamam bu cümle Demir'in de beklemediği yerden gelmişti. Bu yüzden çatılan kaşlarına rağmen gülümsemeye çalıştı bir cevap vermeyeceğini belli edercesine. Ceylan şok üzerine şok yaşarken, daha fazla kendini tutamayarak öksürmeye başladı. 'İyi misin kızım?' diye sordu Demir'in dedesi. Demir sadece başını çevirip Ceylan'a bakarken hiç bir atakta bulunmamıştı. Ceylan başını sallarken, 'İyiyim efendim, gıcık tuttu sanırım.' dedi. Özellikle gıcık kelimesini baskılayıp gözlerini kısarak Demir'e bakmaya devam etmişti. Demir gözlerini kısarak Ceylan'a ölümcül bakışlar atarken 'Ee çocuklar o zaman, siz keyfinize bakın bende yeni gelen misafirleri karşılayım.' diyerek Demir'in omuzuna dokunduktan sonra yanlarından uzaklaştı Ali Bey.
Ceylan gözleriyle Demir'in dedesini takip ettikten sonra yeterince uzaklaştığını görmüştü. 'Sen ne yaptığını zannediyorsun?' diye yüksek sesli bir sekilde çıkıştığında Demir'de kalabalığa diktiği bakışlarını Ceylan'a çevirdi.
'Sakın bana bağırma! Duydun mu beni sakın! diye konuştu Demir. Sesini yükseltmemişti ama ses tonu ürpertici olmaya yetmişti. Konuşurken, çenesini kasmasından dolayı o çukur kendini belli edercesine ortaya çıkmıştı. Hemen sonra dişlerini birbirine sımsıkı bastırması bir kaç dakika içerisinde değişen ruh haline işaretti. Az önce ki Demir değildi sanki şu an kaşlarını çatarak Ceylan'a bakan Demir. O gitmiş yerine çok farklı bir insan gelmişti. Dedesinin yanında sergilediği insancıl tavırlardan sonra bu hali Ceylan'ı şaşırtmıştı. Ancak durmaya hiç mi hiç niyeti yoktu.
'Sana bağırmayım öyle mi? Sen kendini ne zannediyorsun? Beni buraya hiçbir şey söylemeden getirip böyle bir şeyi nasıl söylersin sen!' diye çıkışmaya devam etti Ceylan. Demir'in gerçekten sinirlendiğinin ya farkında değildi ya da cesareti bunu görmezden gelmeyi başarabiliyordu. Ama dedesine bu denli yalan söylemesi kolay bir şey değildi.
'Gelmeseydin.' dedi Demir omuzlarını silkerek. Başını birazcık daha aşağı eğdiğinde yüzünü Ceylan'ın yüzünün hizasına getirdi ve bakışlarını birbirine kenetledi. Ceylan'ın dudakları hala bir şey söyleyecekmiş gibi aralıkken, bir kaç defa gözlerini kırpıştırarak Demir'in gözlerine bakmaya devam etti.
'Seni buraya zorla getirmedim. Gelmeyebilirdin.' dedikten sonra tekrar vücudunu dikleştirdi ve Ceylan'a tepeden bakmaya devam etti. Ceylan olduğu yerde kalırken bakışları Demir'in ilk iki düğmesi açık gömleğine değiyordu. Hangi ara açıldığını bile farketmemişti oysa.
Demir'in söylediklerini idrak ettiğinde başını hafifçe kaldırarak tekrar gözlerinin içine baktı sinirle Demir'in. 'Ben gidiyorum.' dedi sertçe. Sesi biraz önceye göre daha alçak çıksa da öfkesinden hiç bir şey kaybetmemişti.
Demir'i geçmek için bir adım attığında Demir'in büyük eli bir kelepçe misali Ceylan'ın ince bileğini kavrayıp onu durdurmuştu. 'Gitmiyorsun.' dedi Demir inatlaşarak. Ceylan inanamaz gibi gözlerini kocaman açıp Demir'in yüzüne bakmaya etti. Hem gelmeyebilirdin diyip hemde gitmesine izin vermiyordu. Bu adam gerçekten manikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HERCAİ
FanfictionHercai: Hiçbir şeyde kararlı olmayan, bir dalda durmayan, bir işi sonuna değin götürmeyen, aşkta bağlılığı bulunmayan kimse.