43.Bölüm(STALKERLAR)

6.4K 253 55
                                    


İyi okumalar hayaletlerim💙

Casper bölümü atar ve gider...

"Boğaç," Boran İstanbul'dan gelen geri zekâlı arkadaşına ve her zaman yanında olan kadrolu geri zekâlı arkadaşına yani Sedat'a baktı bıkkınca ve arkasına yaslandı. "Uğraşmayın benimle."

Karşılığında ise Boğaç ve Sedat kahkaha atmıştı. Sedat gülmeyi bırakarak tekrar konuşmaya başladı. "Lan oğlum, nasıl bir bahtsızsın sen! Yengem bir şey çakarsa var ya önce o Tuğba'yı sonra da seni keser."

"Hatta sonra da," Boğaç gülmeyi bir süreliğine bıraktı. "Tekrar mutfağa girer, helvanı hazırlamak için."

Boran kucağında tuttuğu yastığı Boğaç'a fırlattı. Boğaç çevik bir hareketle yastığı tutarak gülmeye devam etti.

"Gülmeyin lan, ben sizi buraya yardım edin diye çağırdım!"

"Nisan'ın helvanı tek başına yapabileceğini düşünüyorum," Boğaç elindeki yastığı arkasına koydu. "Bize pek ihtiyacı yok."

"Ha ha ha," Boran onu taklit etti. "Ne kadar da komiktin öyle."

"Tamam tamam," Sedat olayı toparlamak ister gibi ciddi bir şekilde konuşunca Boran ona döndü hemen. "Kızın geleceği yola tuzak döşeyelim, gelemesin."

Boğaç'la birlikte tekrar gülmeye başladıklarında Boran somurtarak ayağa kalktı ve ikisine rastgele vurmaya başladı. Onlar gülerek kafalarını korumaya çalışırken Boran ikisinin birden saçlarını tutarak oturdukları yerden kaldırdı ve odadan dışarıya attı.

"Siktirin gidin evimden!"

Boran onları arkada bırakarak mutfağa doğru ilerledi, karısının yüzünde büyük bir gülümsemeyle akşam için yaprak sarması sardığını görünce Boran yüzünü buruşturdu.

Hayatı boyunca hep dürüst bir adam olmuştu. Yalandan ya da bir şeyler gizlemekten nefret ederdi.

"Ne yapacağım ben ya..."

Kısık sesle kendi kendine bunu sorarken kafasını kapının kenarına yasladı ve ağlamaklı bir sesle inledi.

"Yandım ben," Kendi kendine konuşmayı Nisan'dan öğrenmişti ve çok hoşuna gitmeye başlamıştı. "Nisan beni bu yapraklar gibi önce ıslatacak sonra da saracak. En son hamlesi de cayır cayır ateşe atmak olacak."

Nisan boynu ağrıdığı için kafasını kaldırdı ve kaldırmasıyla birlikte Boran'ı kapıya yaslanmış halde ona bakarken gördü.

"Boran? N'apıyorsun orada, gelsene."

"Hiç sevgilim," Boran kafasını dışarıya çıkartarak etrafa baktı, görünürde kimse yoktu. "Sana bakayım dedim."

"İyi yapmışsın..."

Boran, Nisan'ın oturduğu yerin yanına oturdu ve bir elini çenesine yaslayarak onu izlemeye başladı. Nisan ona yandan bir bakış atıp önüne bir yaprak bıraktı. "Sar bakalım Boran Ağa."

Boran kaşlarını kaldırarak karısına güldü ve son kez kapıya baktıktan sonra yaprağa dokundu, hemen ardından yüzünü buruşturdu.

"Bu ne Nisan?"

"Yaprak hayatım."

"Yahu kadın," Boran yaprağı eline alarak havaya kaldırdı. "Çiğ bu şey, iğrenç."

Nisan, Boran'ın ağzına küçük bir tokat attı ve elindeki yaprağı alarak tekrar önüne bıraktı. "Pişmediği için çiğ olabilir mi Boran?"

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin