22.Bölüm(RESTORAN)

8.6K 294 11
                                    

(BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.)

İyi okumalar hayaletlerim💙

Casper sunar...

Anıl'ın söylediklerinden sonra hemen sofradan kalkmış, bana 'Ne oldu?' diyenlere hiç cevap vermeden yukarıya çıkmıştım hızlıca.

Odama girdiğimde dolaptan el çantası çıkartıp içine birkaç parça kıyafet koydum. Aynı anda da telefonumu cebimden çıkarıp bilet almaya çalıştım.

"Mardin'den İstanbul'a ilk uçak için bir bilet alacağım."

"Kimlik numaranızı alabilir miyim?"

"Ben Nisan Yıl... Kara! Kimlik numarası verecek hâlde değilim. Hemen ayarlayın."

"İlk uçak bir saat sonra, bizi tercih..."

Gerisini dinlemeden yüzüne kapatmıştım. Düzenli müşterisi olduğum bir uçak firmasına sadece adımı ve soyadımı vermem yeterliydi. Müdürün odasından ben gidinceye kadar halledilirdi.

Çantamı kapatıp elime aldım. Hızlıca giysi odasına gidip üstümdeki beyaz kıyafetlerden kurtuldum. Siyah bir pantolon ve siyah bir tişört giyip oradan da çıktım.

Aşağıya inerken gözlüklerimi takmıştım. Evden çıkmadan önce masaya gidip bir dilim elma aldım ve ayaküstü bir şeyler söyledim. "Restoranda insanlar zehirlenmiş, muhtemelen birkaç gün yokum."

"Ne demek yokum?"

Zelal Hanım'a bakıp konuşmama devam etmek istedim ama Edip Bey izin vermedi. "Tamam kızım, sana kolay gelsin."

Zelal Hanım itiraz edecekken ben Boran'a baktım. "İşin yoksa beni hava alanına bıraksan? Arabam orada kalsın istemiyorum. Taksi bekleyecek vaktim de yok."

Kafasını sallayan Boran ayağa kalktı. Birlikte onun arabasına binip yola koyulduk. "Nasıl olmuş bu?" dedi yüzüme dikkatle bakarak.

"Bilmiyorum, gidince öğreneceğim."

"Neden Anıl'la restoran açma gereği duydun ki?"

Gastronomi okuduğumu söyleyemezdim. Bu yüzden biraz durdum ve başka bir şey uydurdum. "Ortak bir şeyimiz olsun istedik."

"Ne zaman döneceğin belli mi?"

"Hayır, yani belki iki gün. Belki üç ya da bir de olabilir."

"O kadar sürer mi?"

"Bilmiyorum Boran..."

Hava alanına geldiğimizde hemen arabadan indim. Gözlüklerimi takmış, şapkamı kafama geçirmiştim.

Boran yanımda olursa tanınabileceğimiz için ben tek devam ediyordum. İçeri girer girmez biletimi onaylatmaya gittim.

Uçağa yerleştiğimde kalkmadan önce Anıl'ı aradım. Bizim hastanenin bir katını kapattırmış ve durumu kötü olanlar varmış.

Uçaktan indiğim zaman Kağan'ın beni almaya geleceğini zaten biliyordum. Daha dün yanımdaydı ama asırlar geçmiş gibi hissediyordum. Birlikte hastaneye gittiğimizde o restorana gitmesi gerektiğini söyledi ve ben de hastaneye tek başıma arka kapıdan girdim.

Magazinin öğrenme ihtimaline karşın dikkatliydim. Yukarı çıktığımda Anıl'ı koridorda dolaşırken gördüm. Beni görür görmez yanıma geldi.

"Anıl ne oldu?"

"Ya dün akşam yeni şef salatalara ve yemeklere tarihi geçmiş zeytinyağı koymuş. Arda Şef izinde olduğu için tekmiş orada."

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin