20.Bölüm(PAİNTBALL)

10.1K 304 37
                                    

(BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.)

İyi okumalar hayaletlerim💙

Casper sunar...

"Kızlaar hadi oynayalıım!" diye bağırmış ve bizimkilerle yaklaşık iki saat aralıksız oynamıştım. Şu dansöz işini hallettiğim için üstümden bir yük kalkmıştı.

"Yenge hayırdır ya? Sen enerji içeceği falan mı içtin. Ciğerlerim patlayacak, artık nefes alamıyorum ben, oturuyorum."

"Otur Sevda otur. Ben de yoruldum artık zaten."
Müziği kapatıp hepimiz oturduk. Her yerim ağrımıştı.

"İyi oynadık!"

"Bence de iyi oynadık."

"Nisan, gidin şu tipinizi düzeltin. Yoksa hem Boran'ın hem de Selim'in başını yakmaktan vazgeçeceğim. Böyle çirkin çirkin oturmayın, gelirler onlar da şimdi."

Ana'ya bakıp ofladım. Bana ne ki Boran'dan? Kafamızı sallayıp ayağa kalkmıştık ki kapıdan içeriye Boran ve abim girdi.

Bize bakıp yüzlerini buruşturdular. Hemen arkalarından diğerleri de girmişti. Galiba dans ederken fazla hareket etmiştik ve terden dolayı makyajımız akmış olmalıydı.

"Ben Nisan'la evlenmekten vazgeçtim."

Boran'ın dediklerine hepsi gülmüştü. Zaten ben bayılıyorum seninle evlenmeye! Dua etsin de babamlar buradaydı. Nazlı'ya bakıp kaşlarımı kaldırdım ve göz devirdim.

"Nazlı sen niye gülüyorsun? Yürü gidelim! Tipimiz kaydı, duvara badana yapar gibi yüzüme bir kilo boya sürdünüz zaten, kafam ağırlaştı resmen. Hadi hadi."

"Tamam, gidelim o zaman."

Biz yukarıya çıkarken neden Kara Konağında kınayı yaptığımızı düşünüyordum. Cevabı bulamayacağımı bidliğimden Nazlı'ya döndüm. "Ya Nazlı?"

"Efendim?"

"Neden kına burada oldu?"

"Çünkü abim, Selim'den büyük."

Bu bana bir şey ifade etmemişti. "Ne alakası var?"

"Aralarında dört ay var, adetlerimize göre büyük olanın evinde yapılır kına. İlk önce büyük çocuk evlenir gibi düşün sen. Ayrıca bir de abimin ağalık durumu var."

"Ne ağaymış, bitmedi faydaları..."

Nazlı dediğim şeye güldü ve kafasını salladı.

"Aslında abim ağa olmayı o kadar çok istemiyordu. Sadece öyle gerekti ve o oldu. Aldığı işi de en iyi şekilde yapmayı sever. Bize karşı zaten o sıfatını kullanmıyor, sadece dışarıdaki insanlara karşı kullanıyor. Mesela normalde kadınlar ve erkekler aynı masada ve aynı sofrada yemek yemezler burada. Hele de bir ağayla aynı sofrada oturulmaz ama biz birlikte yeriz. Yine de bir misafir falan geldiğinde aynı sofrada oturmayız. Anlayacağın adetlere bağlı gibi görünen ama aslında o kadar katı kuralları çoktan yıkmış olan bir aileyiz. Aynısı sizin ailenizde de var."

"Anladım galiba. Yani adetler gereği mi öyle?"

"Aynen öyle."

Yukarı çıktıktan sonra kıyafetlerimizi değiştirmiş ve yüzümüzü temizlemiştik. Aşağıya indiğimizde bizimkiler ayaklandı. Eve gidiyorduk galiba.

Bu saatte başka nereye gidecektiniz?

Mantıklı, evet.

"Burada kalsaydınız? Saat de geç oldu zaten."

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin