76.Bölüm(NASIL SUSACAK?)

3.6K 175 35
                                    

İyi okumalaaaar hayaletleriiim💙

Casper sunmuş...

"Bende psikoloji falan kalmadı," Cihan elindeki telefonda Sıla'nın attığı storylere bakıyor ve ağlamaklı bir yüz ifadesiyle iki yengesinin deli gibi gülmesine sebep oluyordu. İkisine kötü kötü baktı ama sonra Nisan'a odaklandı. "Yenge gülme! Kardeşin hemen ortam yapmış kendine, daha gideli on beş gün oldu! Yalnızca on beş!"

Telefonu ona çevirmişti ama Nisan gözleri gülmekten yaşla dolu olduğundan bakamadı telefona. Cihan umutsuzca iç çekip telefonuna tekrar dönüp bilmem kaçıncı kez storyleri izlemek için başa sardı.

İki gün önce Sıla'yla Cihan bu konu yüzünden tartışmışlardı. Sıla da tepki olarak Cihan'ı İnstagram'dan engellemiş ve inadına daha fazla story atmaya başlamıştı. Cihan da Nisan'ın İnstagram'ından bakıyordu bu storylere.

"Yengelerim bir şeyler yapın, Sıla elden gidiyor... Altı sene nasıl geçecek? Ben altı senede yerim kafayı..."

Telefonu kapatarak kafasını masaya yasladı Cihan. Nisan ve Dilan tepki veremiyordu gülmekten. En sonunda ikisi birbirini cimcikleyerek susturabilmişti. Nisan ağrıyan çenesini tutarak diğer eliyle Cihan'ı dürttü kafasını kaldırsın diye.

"Üzülme," demişti Dilan ciddiyetle. Sonra yüzü güleceğini belli eden bir ifadeye büründü. "Büyüyünce unutursun." diyerek kahkaha atmıştı tekrar. Nisan da eliyle ağzını kapatarak gülmüştü, Cihan bunu görünce iyice üzüldü.

"29 yaşına kadar bekleyeceğim... Vay be, Cihan Kara bu hallere düşecek adam mıydın sen?" Kendi kendine kendini sorgulamaya devam etti Cihan. Kafasını sağa sola sallayıp iç çekmişti.

"Ne abarttın böyle ya, ben de baktım storylere. Hiç bir şey yok orada."

"Ya olursa? Baksana herife, Sıla'nın yanına oturmuş." diyerek ekranı Dilan'a döndürdü Cihan. Nisan kafasını sağa sola salladı.

"Haklısın aslında ama üzülme. Ben seni sık sık İstanbul'a yollayacağım, yengen her şeyi düşünüyor. Hele bir Cüneyt doğsun, sonra her şeyi çözeceğim ben."

● ● ● ● ●

"Boran doğmayacak bugün bu galiba." Nisan kahkaha atarak arkasına yaslandı. Onunla salona giren herkes somurtarak oturmuştu koltuklara. Boran elindeki filmle televizyonun yanına gitti.

"Hiç komik değildi Nisan." demişti bundan hoşlanmadığını açıkça belli ederek. Nisan gülmekten başka bir şey yapmadı. Bugün çok eğlenmişti.

"Şaka yaptım sadece, neden bu kadar kızdınız ki?"

Boran elindeki filmi oynatıp Nisan'ın yanına oturmuştu ama kimse bu soruyu cevaplamamıştı. Nisan da omuz silkip kendi kendine konuşmaya devam etti.

"Ufacık bir şakaydı, çok abarttınız."

Nisan yemekte sancısının başladığını söyleyip herkesi paniğe sokmuştu ama şakasını çok uzun tutmamıştı. En fazla birkaç dakika sürmüştü, sonra gülmeye başlayarak bitirmişti şakasını.

"Ufacık bir şaka mı? Bunun şakası mı olur Nisan? Yüreğimiz ağzımıza geldi burada."

Nisan, Boğaç'a bakarak omuz silkti. "Siz mi doğuracaksınız? Siz niye korkuyorsunuz?" Kimse ses çıkartmayınca Nisan da kafasını sallayarak Boran'ın koluna sarıldı. "Ben de öyle düşünmüştüm."

Boran mı? Onun söz hakkı yoktu.

Şimdi Nisan'a kızsa Nisan kendisini haklı çıkartacaktı ve Boran bu işten zararlı çıkacaktı. O yüzden Nisan doğum yapana kadar sessiz kalmayı seçmişti.

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin