61.Bölüm(MELEKLER ALDI ONU)

4.2K 172 35
                                    

Şuraya uzun süre bölüm atmadığı için hayaletlerini kendine küstüren Casper'ın kendini affettirmeye çalışırken olmaya çalıştığı şirin kişiyi çizelim.

Gerçi görünmeyenler çizilmezler:)

Bölüm miyasenurrr'a ithaftır:)))

İyi okumalar hayaletlerim💙

Casper sunar...

Bazı zamanlarda insanlar yalnız kalmak ve sadece kendilerini dinlemek isterler.

Çünkü bazı insanlar acısını anlatamazlar, utanırlar, çekinirler... Ya da onun gibi bir şey, buna rağmen iyi bir dinleyici ve yol göstericidir bu kişiler.

Kendilerine faydaları pek dokunmaz ama başkaları için, özellikle sevdikleri insanlar için o kadar fedâkar olurlar ki etrafında duranlar şaşkınlıkla izler onları.

Nisan Yılmaz bu kişilerden birisiydi.

Ama bu insanlarında gücü ve güç verme özelliği bir yere kadar gidebilirdi. Cam kırıklarıyla dolu bir yolda çıplak ayakla gidemezlerdi ki...

Hastane koridorunda karşılıklı duvarlara yaslanmış olan rahatsız sandalyelerden hepsi doluydu, yoğun bakım ünitesinin kapısına dikilen gözler bu aileye yakışır değildi.

Mutsuzluğu geçmiş, umutsuzluğun dibine vurmuş ve kaybetmenin doruklarında geziniyorlardı.

Nisan, abisine bakmaya korkuyordu. Kalbi en son ne zaman bu kadar hızlı atmıştı? Mithat öldüğünde mi?

Neden her ölümde elim ayağım bağlanıyor diye düşünmeden edemiyordu Nisan. Doğmamış bir bebeğin ölümünü kaldıramıyordu, her şey güzel giderken, herkes mutluyken ve yüzler gülerken neden birden bire kendilerini Nazlı'nın yaşayıp yaşayamayacağını düşünürken bulmuşlardı?

Nefes almak bazen çok zor olabiliyordu, Nisan ise bundan o kadar bıkmıştı ki son kez derin bir nefes alarak koltuklara baktı. Babası, annesi, abisi... Yukarıda odaya yatırılan kaynanası ve kayınpederi...

Boğaç, Nisan'dan sonra aralarında en çok zor zamanlarda ne yapacağını bilen kişiydi ama o da yalnızca içeriden doktorların çıkmasını bekliyordu. Gözlerini kapatarak Selim'in önünde dizlerinin üzerine çöktü.

"Selim," O kadar uzun süredir konuşmuyordu ki konuşmasını yutkunarak kesti. Selim'in kızaran gözleri adının seslenilmesi üzerine karşısında duran adama döndü. "Her şey düzelecek."

Dünya'nın en boktan teselli cümlesi.

Her şey düzelecek, öyle mi?

Boğaç'ta gidenin gelmeyeceğini biliyordu elbette ama Selim'in buna ihtiyacı vardı. Ellerini onun omuzlarına koydu ve vücudunu dikleştirdi.

"Sen güçlü duracaksın ve karın oradan çıkartıldığı zaman onun yanında duracaksın," dedi sesini kendinden emin çıkartırken. "Onun en çok sana ihtiyacı var, Nazlı'nın yanında olmalısın."

"Ablam oradan çıkacak mı," Sevda'nın yankılanan sesi Nisan'ın kafasındada dört beş kez yankılandı. Sesindeki umutsuz tını o kadar beyaza siyah kalmıştı ki Nisan, Sevda'yla umutsuzluk arasında ne kadar büyük bir uçurum olduğunu ilk kez o an anlamıştı. Hızlı adımlarla onun yanına gitti ve ellerini yanaklarına koyup yüzünü kendinde sabitledi.

"Çıkacak," dedi kararlı bir şekilde. İçten içe o kadar korkuyordu ki sesine yansımaması için çok büyük çaba sarf etmişti. "Oradan çıkacak ve her şey düzelecek."

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin