24.Bölüm(MASAL MI?)

9.5K 315 38
                                    

(BÖLÜM DÜZENLENMİŞTİR.)

İyi okumalar hayaletlerim🖤

Casper sundu...

Uçuruma gittiğimiz günün üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bir haftadır Boran'la tek kelime konuşmamıştık, odada karşılaştığımız zaman da gözlerini kaçırıyordu hep. Ben de üstüne gitmemiştim, aslında alışık değildim buna.

Tanıştığımızdan beri birkaç adım fazla atan kişi hep Boran'dı. Ben zaten bir insana nasıl yaklaşılır çok bilmezdim, ona dağ ayısı diyordum ama o benim onunla kuracağım ilişkiden çok daha sağlıklısını benimle kuruyordu. Üstelik tek başına çabalayarak.

Benden uzak duran birisiyle konuşmak için ne yapılması gerekirdi? Benim hiçbir fikrim yoktu ki, hep yalnız yaşamıştım çocukluğumdan beri. Üstelik birileriyle konuşmak için çaba harcamamıştım da. Genelde insanlar benimle gelip konuşurdu. Tıpkı Boran gibi. Ondan daha az... Özel kelimesi doğru mu bilmiyorum ama daha az özel.

Garip hissediyordum, Boran çok kısa bir sürede eşim olmuştu ve bu benim hayatım boyunca asla düşünmediğim bir şeydi. Yani evlilik... Boran benim için özel biri olmalıydı, ya da onun gibi bir şey. Çünkü hiç bu kadar kısa sürede benimle bu kadar yakın olabilen bir kişi olmadı. Erkek ya da kadın, sevgili ya da arkadaş, hatta düşman bile.

Derin bir nefes alarak kafamdaki baş ağrıtan düşünceleri kovaladım.

Bugün evde Burak'la tek kalacaktım.

Aziz abi ve Dilan ablanın -evet kendileri böyle söylememi söyledi- bugün evlilik yıl dönümleriydi. Dilan abla bana Burak'a göz kulak olur muyum diye sordu ve ben de olabileceğimi söyledim.

Bugün ayrıca Ana köye dönüyordu. Söz verdi gerçi ramazan geldiği zaman tekrar gelecekmiş ama orada da halledilmesi gereken işler varmış. Bu yüzden gidiyordu.

Şimdi de onun odasında bavulunu hazırlıyorduk. Ana, Zelal Hanım'a giderayak yine ayar veriyordu ve elimdekileri katlarken bıyık altından gülmemi sağlıyordu. "Ee gelin, meydan sana kalıyor. Gözün aydın!"

"Aman Ana, başımın üstünde yerin var."

"Ay ne işim var senin başının üstünde! Koskoca konağım var benim!"

"Ana, lafın gelişi söyledim ben..."

"Ha yani, normalde başının üstünde yerim yok? Yalan mı söylüyorsun bana bu yaşında!"

Zelal Hanım daha fazla bir şey diyememiş bana ve Sevda'ya bakmıştı. Biz de Ana'ya bakıyorduk.

Kadın her laftan bir şey çıkartıyor...

Aynen.

Bavulunu hazırladıktan sonra bütün aile onunla birlikte evden çıkmıştı. Bense evde kalmıştım, vedalaşmamızı da evde yaptık.

"Güle güle güzel gelinim, iyi bak kendine de Boran'ıma da."

Kafa sallayarak geçiştirdim. "Tekrar geleceksin değil mi Ana?"

"Ramazanda geleceğim inşallah! Sizin de bir daha kavga ettiğinizi duyarsam topuğunuza sıkarım," Kafasını bana biraz yaklaştırıp sadece benim duyabileceğim bir sesle devam etti.

"Hem bir haftadır konuşmadığınızı da fark ettim. Kızım, sen yanına git de barışın. Hiç yakışıyor mu size?"

Gülünsemekle yetindim. Tamam, Boran'ın inadını şu bir haftada görmüştüm ama ben de inatçı biriydim. O gelmiyorsa ben neden gidiyorum? Hem... Ben gidemem, nasıl gideyim?

Mardin'de Töre (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin