"Bazı anlar vardır zaman dışarda ,dünya dışarda. Sanki kendimizi dünyaya kapatmışız gibi. Sanki bütün kötü anılarım silinmiş sadece sen varmışsın gibi.."
"Bir gün sana doğru yola çıktım hava karlıymış , buzluymuş. Yürümeye başladım. Sadece gelip san...
Zümrüt Hanım bu sefer daha sesli bağardı. Farah anca kendine gelebilmişti. Hala terasın kenarındaydı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Kızım yanıma gel uzaklaş oradan. Senin yaptığın saçmalık falan değildi, sevdin sen.
-En yapmamam gereken şeydi.
-Deme kızım öyle şimdiye kadar kim bu duyguya karşı gelebilmiş ki
-Ben, çok sevdim onu
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Ben anayım kızım. Hazer göz bebeğini oynatsa ne demek ister anlarım. Ona güven kızım, belli ki sevdi seni. Yoksa suçsuz olduğunu ispatlamak için bu kadar uğraşmazdı benim oğlum, ağayım ben der çıkardı işin içinden.
-Nasıl olacak peki, yol gösterin bana
-Nasıl olacak biliyor musun, gidip Hazerin elini tutacaksın. Hazer sana çocuğun onun olmadığını kanıtlayana kadar onun yanında ol kızım ben oğluma güveniyorum ,seni aldatmadı
-Hazerin gözlerine bakınca çok korkuyorum biliyor musunuz.
Zümrüt Hanım hala tedirgindi.
-Neden kızım
-Çünkü, her şeyi yapabileceğini ve yaptırabileceğini söylüyor o gözler.
-Kızım elini ver bana
Farah yavaşça arkasına döndü. Zümrüt Hanım ağlamıştı, yanakları hala ıslaktı. Farah son gücüyle elini uzattı, Zümrüt Hanım onu tutarak kendine çekti. Ama Farahın gücü tükenmişti olduğu yere yığıldı...
Saatler sonra Farah ağır kolonya kokusuyla gözlerini açtı. Hazer yanında yatakta oturuyordu. Onun uyandığını farketmedi , Farah da fırsattan istifade o ezberlemek istediği yüzde gezdirdi gözlerini. Kafasını kaldırdığında ancak uyandığını farketti Hazer.
-İyi misin
Usulca kafa salladı Farah, iyi olmaktan başka çaresi var mıydı?
-O kadar yordun ki yüreğimi seni severken, sayende bulunduğum yerden kalkıp gitmeye mecalim kalmadı.
-Babamın dediklerini biliyorum ama sen annemin dediklerini dinle benim elimi tutmaktan asla vazgeçme.
-Ben burada duramam. Bu yaşanılanlar çok ağır kaldıramam.
Hazer çaresizce oturduğu yerden kalktı. Nasıl kalkılacaktı bu durumun altından bilmiyordu, tek bildiği elinin kolunun bağlandığı idi. Bir yanda tüm testlerin onun çocuğu olduğunu söylediği bir evladı vardı, bir yanda ise gönülsüzce evlense de gönlünün tek sahibi olmuş karısı.
-Eğer ki gidersen , beni unutmayı seçersen benden bu kadar derim Farah. Benim yanımda kalmayı seç.
-Seni bu kadar çok sevmek canımı yakıyor.
-Benim yanmıyor mu zannediyorsun. Her gün nasıl bir kalp sızısıyla uyandığımı bilmiyorsun sen
- Boşuna dememişler Önce en çok sevdiğiniz terk eder diye .
-Gitmeyi seçiyorsun yani. Hiç kendinden ödün vermeyeceksin demi , bildiğini okuyacak ve ayrılacaksın benden.
-Çocuğuna sahip çık. Yaptın madem bir hata bundan sonra telafi et .
-Madem öyle, yoksun bundan sonra benim için.
Farah kalbine saplanan okla sarsıldı. O ok Hazerin sözleriydi.
- Ben senin için zaten tek bir gece vardım. Sadece sözde adamlığını ispat ettiğin o gece
- Farah bana kızıp, o geceyi sözlerinle kirletme
-Sen benle evlenmene rağmen o kızı hamile bıraktın sonra gelip bana dokundun. Sen bizim her anımızı kirlettin zaten...
Evet arkadaşlar bölümün kısa olmasına bakmayın peşinden bir bölüm daha gelecek kısa zamanda , yorum yapmayı unutmayın..Allah' emanet..😊😊
