8.BÖLÜM- KABULLENİŞ

20.6K 1.4K 29
                                    

Akşam biraz yoğun olacağımdan, bugün paylaşıyorum hikayeleri. Keyifli okumalar.

“Neden bana kötü davranmak için kendinizi zorluyorsunuz Aslan Bey? İstediğiniz bu değil çünkü...”

Sofrada adam annesinin yanına oturmuş, onunla gülüşerek konuşuyordu. Nefes’ten uzak duruyordu. Öyle de olmalıydı.
“Nefes de ne tatlı kız değil mi?”
Aslan bir an Nefes’e baktı. “Hı öyle.” Dedi ilgisiz durmaya çalışarak.
“Onu alacak kişi de ne şanslı. Billur gibi kız. Şu yanaklara bak, tek nokta makyaj yok. Kaymak gibi maşallah.”
Aslan annesinin yapmak istediği şeyi anlasa da ilk sözlerine takılmıştı. “Onu alacak kişi...” doksan iki gün sonra gidecekti ve hayatına birisi ya da birileri girecekti. Bu neden onu rahatsız etmişti. Başkasının ona dokunmasını kaldıramazdı. Kıza çevirdi bakışlarını, Hakan’la bir şeyler konuşup, gülüşüyorlardı. Sinirlendi.
“Allah sahibine bağışlasın anne. Ne yapayım? Hem sahibi belli gibi.” Dedi o tarafa öfke ile bakarak.
“Yok canım, Hakan’a abi diyor. Dikkat ettim. Hem Hakan da onu kardeşi gibi görüyor. Ama ben böyle bir gelinim olsun isterdim. Ne yalan söyleyim.”
“Anne!” diye tısladı Aslan.
“Ne anne. Bu güne kadar yanında tek bir kız görmedim. Nasıl tiplerden hoşlandığını bile bilmiyorum.”
“Nefes benim tipim değil. Oldu mu?”
“Of iyi tamam. Billur gibi kızın nesini beğenmediysen? Maşallah. Kocası evden çıkmaz bunun.”
Aslan başını yana çevirip, “Ya sabır!” diye fısıldadı.
Ama annesi bütün gün Nefes ile Aslan’ı izlemiş ve bir kaç bakışlarını fark etmişti. Arzu ile konuşup, onları bir kaç kez daha yan yana getirmeliydi.
Aslan Nefes’e kalkması için kaş göz yaptı.
“Ben de kalkayım artık geç oldu. Her şey için teşekkür ederim. Çok güzel bir geceydi.”
“Ne demek kızım her zaman bekleriz.” Dedi Arzu’nun annesi.
“Nefesçiğim numaramı verdim sana, bana da bekliyorum seni. En kısa zamanda.”
“İnşallah. Yoğun bir çalışma durumum var da bu aralar.”
“Bu zamanda zor tabi çalışmak. Ah sen neyle geldin bu arada?”
“Arzu ile geldim.”
“Eee nasıl döneceksin?”
Arzu lafa girdi. “Ben götürürüm Nevin yenge.”
“Ah yok zahmet etmeyin. Ben taksi ile giderim.”
“Aa olur mu hiç taksi ile. Aslan götürsün işte. Götürürsün de mi benim aslan parçam?”
Aslan bir annesine bir Nefes’e baktı. Sonra anahtarı alıp, ayağa kalktı.
“Hadi gidelim.” Dedi kıza bakmadan. Nefes başını salladı.
“Herkese tekrardan iyi akşamlar.” Deyip, adamın peşinden gitti.
Arzu arkalarından sırıtarak bakan yengesine yaklaştı. “Yengecim, pek de masum olmayan planlar içindesin sanki?” dedi gülerek.
“Çok hoş kız. Çok beğendim. Çok da ağır başlı. Neden olmasın?”
“Bende ilk başta öyle düşündüm. Ama sevdiği biri varmış.”
“Nefes’in mi?”
“Evet.”
“Ben bugün birbirlerine nasıl baktıklarını gördüm. Azıcık dürtülmeye ihtiyaçları var.”
Arzu kahkaha attı. “Ay yenge senden korkulur.”

Motorda adamın beline sarılan Nefes, bu anın hiç bitmemesini diledi. Adam da sanki bu dileğini duymuş gibi, yolu uzattı.
“Nereye gidiyoruz?” diye sordu kız.
“Motorda gezmedin mi daha önce?”
“Kapımın önündeki Yamaha VMAX’ı görmedim deme?” dedi alaylı sesi ile.
“Motordan anlıyoruz bakıyorum.”
“Çok severim evet ama sürmedim daha önce.”
Adam sağa çekti. Arkasına baktı.
“Denemek ister misin?”
“Bu bebeği ziyan edemem. O harika bir şey.”
Adam gülümsedi. “Hadi gel.”
“Hayır. Korkarım.” Kızın gözlerine baktı, uzun uzun. “Eve gidelim mi? Bugün anlaşmanın 4.maddesini fazlası ile ihlal ettik bence.” Dedi bakışlarını kaçırarak. Adam başını salladı.
Neden şimdi anlaşmayı hatırlatmıştı ki?

Aradan geçen iki gün boyunca ilişkileri sadece yatak odası ile sınırlı kalmıştı. Sabahları o uyanmadan evden çıkıyor, akşamları da geç geliyordu. Onunla fazla zaman geçirmek istemiyordu. Çünkü kanına zehir gibi yayılıyor, hiç olmayan birine çeviriyordu onu.
Düşüncelerinden telefonun sesi ile sıyrıldı.
“Efendim anne.”
“Aslan parçam, nasılsın?”
“İyiyim anne. Sen nasılsın?”
“Bende iyiyim. Ya konuşamadık o gün. Kızı bıraktın evine sağ salim değil mi?”
“Evet anne de amacını anlamadım sanma!”
“Yok oğlum, kızın sevdiği varmış zaten.” Karşıdaki sessizlik hoşuna gitmişti Nevin hanımın.
“O da nereden çıktı?”
“Arzu söyledi. Ona anlatmış.”
“Neyse anne, bize ne? Toplantım var anne. Ona girmem lazım. Ararım seni.”
Telefonu kapatıp, ayağa kalktı. Sinirle ellerini saçlarından geçirdi. Kimdi sevdiği? Hakan mı acaba? Kafasındaki senaryolara öfkelenerek ofisten çıktı. Asistanın arkasından seslenmesine aldırmadı.
Eve geldiğinde öfke ile etrafa baktı. Yoktu. Odasına çıkan merdivenleri üçer beşer çıkıp, koridordan rüzgar gibi geçti. Kapıyı sertçe sonuna kadar açınca uykusundan ayağa fırladı Nefes.
“Aslan bey? Bir sorun mu var?”
Adam konuşmadan kızı elinden tutup, odaya sürükledi. Kapıyı kapatır kapatmaz, kızı duvara yapıştırdı. Sertçe onu öperken birden kızın ellerini duvara dayadı ve ateş saçan bakışlarını Nefes’in gözlerine dikti. Nefes sertçe yutkundu.
“SEN. SADECE. BENİMSİN. ANLIYOR MUSUN?”
Kadın başını salladı.
“Kiminmişsin?” kız korkudan sesini bulamadı. Aslan bu sefer bağırdı “KİMİNMİŞSİN DEDİM SANA?”
“SENİNİM.”
“Başkası olmayacak.”
“Anlaşmanın dışına çıkmıyorum Aslan bey. Yemin ederim.”
“Anlaşmanı sikeyim Nefes. Ondan bahsetmiyorum.”
“Neden bahsediyorsunuz Aslan bey? Ben anlamıyorum.”
“Kes sesini. Bana soru sorma. Şimdi yatağa geç ve soyun.”
“Ama...”
“Ne ama? Sana yeterince nazik davrandım. Ama artık sadece istediğimi alacağım.”
“Neden bana kötü davranmak için kendinizi zorluyorsun Aslan bey? İstediğiniz bu değil çünkü... Bunun için-“
“Kes sesini! Sen kim oluyorsun da bana hesap soruyorsun? Sen benim paramla bana zevk vermek için tutulmuş-“
“Yeter Aslan bey! Her seferinde fahişeniz olduğumu hatırlatmayın! Biliyorum neyiniz olduğumu. Bunun için yeterince utanıyorum. Kendimden de nefret ediyorum.”
Kız dizlerinin üstüne çöktü, ağlamaya başladı.
“BIRAK BENİ ARTIK YALVARIYORUM. BİTTİM GÖRMÜYOR MUSUN?” ilk kez ona “siz” diye hitap etmemişti.
“GÖRÜYORUM NEFES. AMA SENİN BU OYUNUN BAŞINDAN BERİ ANLAMADIĞIN BİR ŞEY VAR, AMACIM ZATEN BU, SENİ BİTİRMEK.”
“HİÇ Mİ ACIMIYORSUN BANA ASLAN?”
“HAYIR. ÇÜNKÜ ACIRSAM KAYBEDERİM. ACIRSAM...” -SEVERİM SENİ... son cümleyi içinden söylemişti.
Kız başını kaldırıp adama baktı. İçindeki tüm duyguları gözlerine taşıdı.
“Ben sana aşık oldum...” dedi fısıltı gibi.
Aslan duyduğu şeyle kontrolünü kaybetmişti. Ne saçmalıyordu bu. Ne aşkı? Aşık olamazdı. Olmazdı. Sevdiği biri olduğunu duyduğu dakikadan beri deli gibiydi. Onun olana başkasının dokunacak olması onu mahvediyordu. Ama şimdi duyduğu şey onu daha da öfkelendirmişti.
Kız sessizce yerinden doğruldu ve yatağın oraya gitti. Adamın hala yüzü kapıya dönüktü. Kız üzerindekileri çıkarıp, yatağa uzandı. Adam iki dakika sonra odadan sinirle çıktı. Kız ise üzerini örtüp, sabahın ilk ışıklarına kadar ağladı. Artık kabul ediyordu. O ukala, sert ve acımasız diktatör Aslan Atabey’e aşıktı.

SON NEFES - Son Serisi I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin