24.BÖLÜM - AŞKIN DURAĞINA YAKINIZ... (FİNALE 1 KALA)

16.7K 1.2K 66
                                    


“Sen benim en zayıf yanımsın. Ama aynı zamanda kendimi güçlü hissettiğim tek yer, senin yanın. Hep yanımda kal.”

Operasyon başlamış, Nefes bekleme koltuklarında oğlu ile oturuyordu. Onlardan uzakta duran aileye bakmamaya çalışıyordu. Ama onların bakışlarını hissediyordu.

“Anlamadım valla ben bu işi.” Emine Hayriye hanımın yanına otururken, tüm zehrini saçmaya hazırlanıyordu.
“Neyi anlamadın?” Hayriye hanım küçümseyici bakışlarını oğluna bir türlü layık göremediği Emine’ye çevirdi.
“Bunlar, babamın oğlu ile bu kadın 2 hafta önce mi ne evlenmiş. Ama üç yaşında çocukları var.”
Hayriye hanım aniden kaşlarını çattı. Buz gibi bakışlarını ileride oğlu ile gülüşen kadına çevirdi. “O ne demekmiş?” dedi tekrar bakışlarını kadına çevirerek.

“Valla ben bir kere Rıfat’ımla buluştum diye hakkımda demediğini bırakmayıydı babam. Bakalım büyük oğluna kıyacak mı? Yok yani çocuk gökten zembille inmiyor. Nasıl olduğunu biliyoruz. Gerçi çocuk ataya çekermiş.” Gözlerindeki şeytan pırıltılarını görebiliyordu Hayriye hanım. Yıllardır içinde tuttuğu kini kusacaktı besbelli. Ama onda bu kadına meydan bırakacak göz yoktu. Oğlu okumuş, adam olmuş, boylu poslu, yakışıklı biriydi. Ona ne kızları layık görmüştü. Ama o bu görgüsüz kadını kendine layık görmüştü. Emine tam sonradan görme bir kadındı. Koca konak ona dar gelmiş, illa ayrı ev diye tutturmuştu. Şimdi de ortalıkta sultan gibi dolanıyordu.

Gerçekten çok öfkelenmişti.
“Bana bak, o dilini tut yoksa ben tutturmasını bilirim. O kadınla uğraşacağına kendi kocanla evinle uğraş. Bize ne, ne halt yediklerinden. Tasası bize mi kaldı? Ayrıca yarın öbür gün gidecekler. Kalıp burada yaşayacak halleri yok. Zaten ne ben ne de Osman böyle bir şey istemiyoruz. İstese yıllar önce sahip çıkardı. Sadece Handan’a yardımcı olmak için gelmiş. Kendinin de kocamdan bir beklentisi yok. Bir hafta sonra eski hayatımıza geri döneceğiz.” Ceketini çekiştirip, oturuşunu dikleştirdi. Ama aklındaki tilkilerin birinin bile kuyruğu diğerine değmiyordu. Kaç gecedir uyku uyuyamıyordu. Kocası ‘o benim oğlum, ona sahip çıkacağım artı’' derse diye korkuyordu. Ama şimdi elinde harika bir koz vardı. Bu namusunu harcamış kadını asla evine sokmazdı.

Doktor kapıdan çıkınca Nefes oğlunun elinden tutup, diğerleri ile birlikte kapıya yaklaştı.
“Handan nasıl doktor bey?” dedi Osman bey telaşla.
“Gayet iyi. Umduğumuz hiçbir olumsuzluk yaşanmadı. Biraz dinlenmesi gerekiyor. Bir süre yoğun bakımda uyutacağız. Ama bir terslik yok.”

Osman bey elindeki mendille terini sildi ve elinin içinde sıktı. O söz çıkmıyordu ağzından tam Nefes dayanamayıp soracaktı ki adamın gür sesini tekrar duydu.
“Aslan, oğlum, o nasıl peki?” Hayriye hanım duyduğu cümleyle adama ölümcül bakışlar attı, ama Osman bey pek oralı olmadı.

Doktor bey gülümsedi. “O da gayet iyi. Durumları size bildireceğim. Zor olan uyumlu ilik bulmaktı ve zoru atlattık. Geçmiş olsun.” Deyip, yanlarından ayrıldı. Nefes oğluna eğildi.
“Gördün mü Gökdeniz’im babamız iyiymiş.”
“Göydüm annesi göydüm. Aslan çünkü benim babam. Tabi ki iyi olacak. Kimin babası?”
Nefes yanaklarını mıncıkları. “Tabi ki senin baban.”

Osman bey küçük çocuğu izliyordu hasretle. Yumruklarını sıktı. Ne kadar kabullenemese de, içindeki o diğer yan bu miniğin onun torunu olduğunu haykırıyordu. Acaba bir kere kucağına alsa gelir miydi?
“Hey delikanlı!” diye seslendi. Hayriye hanım ateş saçan bakışlarını birden çevirdi ona. Emine ise ‘ben demiştim’ der gibi bakıyordu.
Gökdeniz kocaman gözlerini yaşlı adama dikti.

“Ben küçük aslanım bi keye.”
“Tamam, küçük aslan, gelsene yanıma.”
Nefes çocuğun başını kendine yaslamış, öylece bakıyordu. Adam rica dolu bakışlarını kadına çevirince Nefes oğlunu serbest bıraktı.
Gökdeniz annesine bakıp, onay aldı ve adama doğru yürüdü.
Osman bey kucağına alıp, koltuklara oturdu. Kızı kurtulmuştu, neşesi yerindeydi.
"Senin adın ne bakayım?”
“Dötdeniz. Babamın dözlerinin anlamı demek.”

SON NEFES - Son Serisi I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin