15.BÖLÜM - AYRILIK

18.7K 1.4K 41
                                    

Yeni bölüm günü gelmişse...
rehber2202 bu bölüm sana gelsin 😉

“Bazen nefes alamıyorum gibi hissediyorum. Sonra hayali geliyor aklıma. İşte o zaman canım çok yanıyor.”

Nefes kendi evine girdiğinde evini tanıyamadı. Bu adam ne yapmıştı evine? “İnanamıyorum.” Diye mırıldandı. Bu kadarı da fazlaydı. “Kendini beğenmiş, ukala.” Diye söylendi. Hemen bu evi elden çıkarıp, buradan uzaklaşması lazımdı. Öncelikle gidecek yeri ayarlamalıydı.

Nefes geldiği küçük kasabada yaşamaya alışmak üzereydi. Eski arkadaşı Gül’ün yanına gelmişti. Gül başta soru yağmuruna tutsa da daha sonra anlayışlı davranmıştı. Ev ve iş bulmuştu. Hamileliğinin altıncı ayına girmişti. Bir oğlu olacaktı. Bazen onu rüyasında görüyordu ya da hayal ediyordu. Babası gibi mavi gözlü mü olurdu? Yoksa kendi gibi kahverengi gözlü mü?
Her şekilde gülümsemesi artıyordu.
“Nefes, hadi biraz dinlen artık sen.”
“İyiyim Gül. Söz yorulursam oturacağım.”
“Of, inatçı.”
Bu sözüne sadece gülümsedi Nefes. Buraya gelir gelmez bir işe girmişti ama bir süre sonra Gül ile butik kafe açmışlardı. Yaz sezonunda çok iyi para kazanmışlardı. Şimdi kış ayında olmalarına rağmen, öğrencilerin uğrak mekanı olmuştu.
“Gül, maydanozları sen yıkar mısın? Ben patatesi püreleyim.”
“Tamam. Güney’i aradın mı?”
“Evet, maymun. Yeğenine isim bulma derdinde. Her dakika bir isim gönderiyor.”
Gül sesli bir kahkaha attı. “Ama kabul et orijinal isimler buluyor.”
Güney başlarda yeğeninin babasını çok sorgulasa da Nefes ona uygun bir dille açıklamış ve biraz daha büyüyünce her şeyi daha rahat anlatacağını ve onun da onu daha iyi anlayacağını söylemişti.
‘Şimdilik yanımda ol, yeter.’ Demişti. O da ‘Hep yanındayım.’ Demişti.
“Ya en son ikimizin isimlerini birleştirmeye çalışıyordu. Negün’müş...”
“Güneş iyiydi ama.”
“Kız olsaydı evet.”
“Peki sen ne koyacaksın?”
Nefes gözlerini kapattı. Aslan’ın mavi gözleri geldi aklına. “Gözleri...” dedi Aslan’ın gözlerini kastederek. “Gözleri deniz gibi masmavi... ve gökyüzü gibi sonsuz... Sinirlendiği zaman bulutlu bir gün gibi kasvetli oluyor bakışları...” derin bir nefes aldı. “O yüzden Gökdeniz olacak.”
“Gökdeniz... Imm güzelmiş. Beğendim.”
Bazen Arzu’nun samimiyetini özlüyordu. Gül de iyiydi. Çok da seviyordu. Ama Arzu’daki heyecan ya da coşku onda yoktu. Şimdi Arzu olsa, çocuğun odasını bile dizerdi. İç çekip, işine geri döndü.

“Kafam çok karışık Halil.”
“Neden?”
‘Sence?’ der gibi baktı. “Nefes... Gittiği gün sadece bir miktar para çekmiş, ondan sonra da paraya dokunmamış. Nedenini merak ediyorum. Evi satmış ama... Onu ne kadar idare eder ki o para? Yani...”
“Nerede ve nasıl olduğunu merak ediyorsun. Ama her zaman ki Aslan Atabey kılıfın yüzünden dile bile getiremiyorsun. Para çekmeme konusu da nedense beni şaşırtmadı. Onun senden para istemeyeceğini biliyorduk. Ayrıca evi sattığına göre bir daha buraya dönmeyi düşünmüyor demektir. Sana yerini öğrenebilirim. Tabi istersen.”
“İstemez.” Birden öfkelenmişti.
“Neden?” diye sordu Halil, sakin bir tavırla.
“Çünkü öğrenirsem giderim” dedi öfke ile “Ve gidersem hiç iyi şeyler olmaz Halil.”
Onu merak etse de çocuk olayı yüzünden kızgındı. Ona sormadan, danışmadan nasıl böyle bir şey yapardı. Özellikle de kendini kandırılmış gibi hissediyordu. Bu da onun masumluğunu bozuyordu. Muhtemelen çocuk doğunca kapısına dayanacaktı.
“Aslan gerçekten garipsin. Git oğlum, ne olacak? Duygularını söyle.”
“Kandırdı beni.”
“Hah, bi de bu var. Nasıl kandırdı? Neden anlatmıyorsun?”
Adam elleri ile yüzünü sıvazladı.
“Bazen nefes alamıyorum gibi hissediyorum. Sonra hayali geliyor aklıma. İşte o zaman canım çok yanıyor. Çünkü onun masumluğunu bozan kabuslarımda arkasından takip ediyor.”
Halil sabır çekti. “Anlatmayacak mısın?” diye tısladı.
“Hayır. Anlatamam.” Yerinden kalktı. “Hadi evine git ve dilediğin bir kızla seviş. Benle uğraşma. Sıkıldım senden her gece her gece. Yakında dedikodumuz çıkacak.” Dedi barın tezgahına yüklü bir para bırakarak. İki adım atınca tökezledi. Halil onu tutmak için ayaklanınca, eliyle onu durdurdu.
“Tamam iyiyim.”
“İyi falan değilsin. Kızdan sonra resmen dağıldın. Görmüyor musun? Şu haline bak. Aslan Atabey bu mu?”
Adam sesli bir kahkaha attı ve bağırarak konuştu. “Hadi tutma kendini söyle. Yenildin diye bağır... O bacak kadar kadına yenildin, de. Koskoca Aslan Atabey, küçük kadınına rezil bir şekilde yenildi.” Hızla çıktı bardan ve arabasına binip, dairesine gitti.

SON NEFES - Son Serisi I - FİNALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin