" Vokal kısmı senin kadar iyi söylemek istiyorum, ah çok eksiğim var " Hei şirkete girmeden hemen önce bana dert yanarken kulaklarımı tıkama hissiyatıyla dolmuştum. Benim kadar olmasa da iyiydi işte, bunu büyütecek ne vardı ki?
" Cevap vermediğine göre sen de öyle düşünüyorsun değil mi? " sızlanarak ayaklarımı yere sürttüm. Bu kız neden böyle yapıyordu? " İyisin, gruba yeterli bu kadarı " gülümsememin ardından biraz daha sakin görünmüştü gözüme. Her şeyi abartmaya bayılıyordu zaten.
" Günaydın " sesin geldiği yöne dönmemin ardından Yoongi, Jimin ve Namjoonu gördüm. Şu sıralar bize baya selam verir olmuşlardı. Dün mesajda onu sıktığımı ima ettiği için Yoongiyle konuşmayacaktım. Erkeklerin kendini bir halt sanması canımı sıkıyordu.
" Günaydın " Hei onlara cevap verirken ben sadece gülümsemekle yetindim. Şuan trip atmıyordum, erkeklerin fazla yüz bulması onlara olan sinir katsayımı arttırıyordu sadece. " Vokal line beraber mi takılıyorsunuz? " Jimin yine sevecen bir tonda konuşunca içten bir şekilde gülümseyerek kafamı aşağı yukarı salladım.
" Siz de maknae line takılıyordunuz en son gördüğümde " bana gözleri kısılana kadar gülümseyerek " Demek bizi gözetliyorsun " demişti. Herkes bunu söylemek zorunda mıydı? Tamam birazcık dinliyordum ama gözetleyecek kadar da düşmemiştim.
" Gözetlememe gerek yok ki, sürekli her yerde yan yanasınız " kendi grubunu geride bırakıp bir adım ileri doğru gelerek yanıma geçmesi üzerine yürümeye devam ettim. Bu çocuk benden gerçekten hoşlanıyor olmalıydı, hoşlanmıyorsa bile salak salak gülerek kendime aşık edecektim.
" Bir ara bizimle takılmak ister misin? Şirkete pek alışamadığını söylemiştin " bu teklifi reddetmeli miydim? Ya da neden reddedecektim ki, sarışın beni odada sıkıştırırken eğlenmişe benziyordu. Ben de onun neredeyse aşık olduğu çocukla bir gün takılsam sinirlenirdi, ben de izlerdim. Eğlenceli.
" Teşekkür ederim, boş olduğumuz bir zaman takılmayı isterim " o kadar mutlu görünüyordu ki bir an kabul ettiğime pişman olur gibi oldum. Hayır, takılacağım dememe bu kadar sevinen ilerde sevgili olsak ne yapardı acaba? Ah, sevgili nereden çıktı ki şimdi?
" Tamam o zaman görüşürüz " dans odasının önüne geldiğimizi fark ederek kafamı eğdim. Aynı yaşta olsak da çaylak olan bizdik, saygı önemli bir unsurdu. Yoongi bana kafa selamı verdiğinde almadan içeri girdim. Evet, bunu neden yapmıştım ki ? Ergen falan mıydım?
***
" Hocam yeter artık, boğazım ağrıdı. Lütfen bırakalım " Hei sızlanarak su içmekle meşgulken ben de kendimi köşedeki yastıkların üstüne bırakmıştım. Çok fazla çalışıyorduk, bu kadarı bana fazla geliyordu.
" Menajeri bul gel Soo Hee " daha yeni oturmuştum? Neden hemen kalkmak zorundaydım ki? İçimden söverek yerimden kalkmamın ardından koridora çıktım. Ben ne biliyim bu adam neredeydi şimdi?
İkinci katta aramadığım yer kalmayınca bir üst kata çıktım. Harika, karşıdan bana doğru gelen Yoongi değil miydi? Hayatımın hiçbir döneminde mesajda birine sinirlenip ertesi gün onu normal yaşama aktarmamıştım. Ama Yoongiye böyle davranmak hoşuma gitmiş gibiydi.
" Merhaba " bana selam mı vermişti o? Gerçekten seks yaptığı kızlara bu kadar nazik davranması komiğime gitmeye başlamıştı. Kafa selamı vererek hızlıca yanından geçtim. Bir de zoraki bir şekilde gülümsemeyi de unutmamıştım tabi.
Menajeri bulmamın ardından onunla beraber pratik odasına gelmiştik ki cebimde hissettiğim titremeyle telefonumu elime aldım.
MYG : Oyun mu oynuyorsun?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Closer | MYG ✓
FanfictionHayran Kurgu #1 Dokunmak. Her şey böyle başlar bazen. Karşındakinin bedenini görmek, onun tenini hissetmek, keşfetmek... Sonra aniden bir şey olur. Karanlık tarafının aydınlandığını hisseder insan. Artık bir bedene dokunmak yetmez, onun ruhuna da...