Şirketteki işlerimizi bireysel ve grup olarak halletmiştik. Şu aptal MAMA performansı için hazırlanacağımız saatler başlayacaktı ama ondan önce kendi kendime kahve molası vermeye karar vermiştim. Ayrıca üstümde bugün bir üşüme vardı, kendime gelemiyordum.
" Hadi, şu şarkı işini halledelim "
Arkamdan bana seslenip ona dönmeden önüme geçmiş cevabımı bile beklemeden yürümeyi sürdürmüştü. Benimle eş olması yeterince sinirimi bozuyordu zaten bir de şarkı mı yazacaktık?
Yavaş adımlarla arkasından onu takip etmeye başladım, yine rapper line olarak takıldıkları odaya gelmiştik. Koltuktaki seksimizi hatırlayınca gözlerim orada takılı kalmıştı ki Yoonginin konuşmasını duyarak bakışlarımı ona çevirdim.
" Kenardaki sandalyeyi alıp masamın tam karşısına koy "
" Hizmetçi gibi mi görünüyorum oradan? "
" Dediğimi yap, herkes çoktan başladı " derin bir nefes alarak kenardaki sandalyeyi masasının karşısına koydum. Kendim koltuğa yönelecekken yine beni durdurmuştu.
" Koltuğa değil sandalyeye oturacaksın "
Anlamadığımı belli eden bakışlarımla ona bakmamın ardından göz devirerek açıklama yapma gereksiniminde bulunmuş olacak ki devam etti.
" Sen oturacaksın ben de şarkı yazacağım. Bunda anlamayacak ne var? Şöyle bakmayı kes "
Benimle emir verir gibi konuşması sinirimi bozduğu için elimdeki kahve bardağını sıktım. Kağıt olsaydı muhtemelen şuan elimi yakmıştım ama cam bardakta içtiğim için sıcaklık sıkıntı oluyordu sadece.
" Sana yardım etmeyecek miyim? Neden buraya oturuyorum? "
" Yardım edeceksin işte. Senin görevin oraya oturup sessizce beklemek. Ben de seni izleyerek şarkımızı yazacağım "
Zoraki bir gülümseme takındığında aynı şekilde karşılık verip söylediği yere oturdum. O kadar aptalcaydı ki şu durum rahatsız olmam için çabalıyor gibiydi. Masasına geçip oturduğunda önüne çıkardığı bir sürü kağıda baktım, hem dans hem edip hem şarkı yazmak ayrıca rap yapmak zor oluyor olmalıydı.
Bana bakıp önündeki kağıda bir şeyler karalamaya başladığında gözlerimi ondan çekip dışarıda yağan yağmura odaklandım, üşüdüğümü bir kez daha hissetmiştim. Demek ki böyle günlerde elbise giyilmemesi gerekiyordu, bacaklarım üşümüştü.
Üstümdeki hırkaya sarılarak kahvemden bir yudum daha aldım. " Şuradaki ceketlerden birini alabilirsin " bana bakmadan konuştuğunda onu duymazlıktan gelerek kahvemi içmeye devam ettim. Daha şu sahne korkusunu nasıl yeneceğim konusu vardı.
Kafamı kaldırdığım an göz göze geldiğimizde bana olan bakışlarındaki farklılık kaşlarımın çatılmasına sebep olmuştu. O kadar odaklanmış bir şekilde bakıyordu ki gözlerimi kaçırma hissiyatıyla dolmuştum.
" Çok saçma, ben burada boşuna oturuyorum. Hiçbir yardımımım dokunmuyor "
" Tahmin edemeyeceğinden çok daha fazla yardımın dokunuyor, sadece sessiz ol "
Bakışlarımı ondan kaçırarak telefonumu çıkardım, oyun falan oynasam sıkıntı olmazdı sanırım. Yada biraz Kai fotoğraflarına bakabilirdim. Belli başlı seksi kpop idolü kategorisinde bir numaram olduğu için ona bakmak bana iyi geliyordu. Belki de Jung Hee'yi andırdığı için ona bakmayı seviyordum tam emin değilim.
Onu özlemiş miydim? Sanırım evet. Birlikteyken mutlu olduğumuz yüzlerce anımız vardı. Ben onu sessizce severken bile aynı arkadaş ortamında bulunduğumuz için bir sürü anı biriktirmiştik. Keşkelerimin ve iyikilerimin çoğunluğu ona aitti. Fotoğraflarına bakamıyordum, bir erkek için acı çekmek yeterince zorken ona benzeyen birine bakmak biraz olsun sakinleştiriyordu işte.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Closer | MYG ✓
FanfictionHayran Kurgu #1 Dokunmak. Her şey böyle başlar bazen. Karşındakinin bedenini görmek, onun tenini hissetmek, keşfetmek... Sonra aniden bir şey olur. Karanlık tarafının aydınlandığını hisseder insan. Artık bir bedene dokunmak yetmez, onun ruhuna da...