Hayran Kurgu #1
Dokunmak.
Her şey böyle başlar bazen.
Karşındakinin bedenini görmek, onun tenini hissetmek, keşfetmek...
Sonra aniden bir şey olur.
Karanlık tarafının aydınlandığını hisseder insan.
Artık bir bedene dokunmak yetmez, onun ruhuna da...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Bu saçma ortamda neden bulunuyordum, bilmiyordum. Etrafımdaki insanlara bakmak bile canımı sıkıyordu, şurada harcadığım vakitle kaç kızla yatardım acaba?
En azından onun zevkli bir tarafı vardı, burada dikilmek sadece insanı bunaltıyordu. Etrafıma göz gezdirdiğimde sağ tarafımdaki masada Soo Heeyi görmüştüm. Jimin kız gibi bin saatte hazırlandığı için yeni gelmiş olmalıydılar. Uyarılarıma rağmen Jiminle buraya gelmişti, huylu huyundan vazgeçmiyordu işte.
Elbisesini incelediğimde alayla gülmek istemiştim, benim onaylamadığım elbiseyi giymişti. Yakışmamış demiştim, neden bu elbiseyi giymişti ki? Gerçi yalan söylemiştim ama haklı bir yalandı. Her bakan yüzünden çok göğüslerine odaklanıyordu.
Göğüsleri zaten büyüktü, Kore standartlarına göre fark edilmeyecek gibi değillerdi. Bir de bu kadar odağı göğüse veren bir elbise giymenin ne gereği vardı?
Jimin onun yanından ayrıldı ve Soo Hee'nin bakışları bir yere kilitlendi. Baktığı yere baktığımda Jae Hwayı görmüştüm, kızı gözleri ile yiyecek gibi bakıyordu. Gerçekten yemekten bahsediyorum, kızı lime lime edecek gibiydi.
Alayla güldüm, demek Soo Hee benim başkalarını ideal tipim olarak göstermemden hoşlanmıyordu. Bana döndü ve göz göze geldik, aklıma gelen fikirle sinsice güldüm. O benim hoşlanmayacağım bir şey yaptıysa, bunun nasıl bir şey olduğunu görmesi gerekirdi değil mi?
Onun gözlerinden gözlerimi çektim, hala bana baktığından adım kadar emindim. Jae Hwayı baştan aşağı süzerek dudaklarımı ısırmıştım. Daha önce fark etmemiştim ama kız gerçekten güzel olmuştu, numara yapmıyor olsam da belki aynı tepkiyi verirdim.
Tekrar Soo Heeye baktığımda bakışlarındaki bariz sinirin beni tatmin ettiğini hissettim. Bu beni eğlendirmişti, biraz daha eğlenebilirdim.
Jae Hwayı gözlerimle takip etmeye başladım, fırsat kolluyordum. Beklediğim fırsat çok geçmeden ayağıma gelmiş ve Jae Hwa elindeki çantayı düşürmüştü. Zaten bir masa kadar uzağımdaydı, hızlı hareketler yanına gittim. Göz ucuyla Soo Hee'nin bana baktığını görmüştüm.
Eğildim ve çantasını aldım. Gülümseyerek ona uzattığımda yüzünde utangaç bir tebessüm berildi, Soo Hee'ye dersini vermem konusunda çok yardımcı oluyordu.
"Teşekkürler." diyerek dikkatimi kendine çeken kıza gülümsedim, etkileyeci bir gülümseme takınmaya dikkat etmiştim. "Önemli değil." Elimi elbisesinin omuz kısmındaki dantellerine sürttüm, Jae Hwanın nefesini tuttuğunu hissetmiştim. "Ne kadar güzel olmuş."
Dilini yutmuş gibi bana bakan kıza tekrar güldüm, gözlerimi Soo Heeye çevirdiğimde yutkunup gözünü benden çekmişti. "Beğenmene sevindim." Jae Hwanın sesini duyduğumda onunla muhabbete devam ettim. "Sen kiminle geldin?"
