"Vakit yaklaşıyor Yoongi." Kral Min'in demek istediği açıkça belliydi. Evlenmeli ve tahta geçmeliydi. Kral Min'in aklında elbette bir kız vardı ama kararı Yoongi'ye bırakmayı düşünüyordu.
"Tamam" Yoongi dalgın bir şekilde yanıtlayıp dirseğini masaya,yanağını yumruk yaptığı eline yasladı. "Yani, yaşıtım olan birisini sevmem lazım ha?" kafasını kaldırdı ve masanın diğer tarafında oturan babasına baktı.
"Böyle bir soruyu sorman bile saçmalık Min Yoongi. Kurallar değiştirilemez. Sen asla ama asla yaşından küçük ya da büyük birisini sevemezsin." bunu biliyordu. Sadece nedenini anlamak ve bilmediği şeyi idrak etmeye çalışmak çok zordu. "Tamam." ayağa kalktığında Kral Min,ayağa kalktı ve oğlunun yanına gidip elini omzuna koydu.
"Bu akşam bir tören verilecek biliyorsun değil mi? Bu akşam birisini seçeceksin." birini seçtikten sonra onunla bir müddet zaman geçirmeliydi. Her ne kadar tanımadan seçse bile anlaşabilecekler miydi ve devam edebilecekler miydi, bilinmediği için bir süre vakit geçirmeliydi seçtiği kişiyle. Bu süreç uzayabiliyor ya da kısalabiliyordu ama Kral Min, bunu kısaltmak adına Yoongi'ye belli bir süre vermişti.
"Biliyorum." kafasını eğdi ve odadan çıktı. Sarayın geniş holü çoktan süslenmeye başlamıştı ve Hoseok'ta hizmetlilere yardım ediyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dersten geldikten sonra üzerini değiştirmiş ve aşağıya yardıma inmişti. Yoongi ile yaşıt olan lolitaların heyecanına gün boyu tanık olmuştu. Aslında güzel bir şeydi. Bir kral ile birlikte olmak, bir prens doğurmak ve geleceğin kralını büyütmek paha biçilemez olmalıydı.
"Hoseok şunları masalara ser!" Clara konuşunca altın rengi örtüleri alıp masalara ilerlemeye başladı. "Yoongi'nin kimi seçeceğini düşünüyorsun." kendi kendine konuşup tabakları çıkartan hizmetlilere baktı. Elbette herkesin merakı da buydu.
Güneş batmaya yakın halkın asil kesimi saraya gelecekti. Yoongi'nin seçim yapacağı lolitalar heyecanla hazırlanıyordu. Ama bu durumdan hoşnut olmayan birisi vardı.
Yoongi, merdivenlerin orada yukarıdan Hoseok'u seyrederken kendi kendine fısıldadı. "Senden daha güzeli mi var... Kimi seçmeliyim? Birini seçmek zorunda mıyım?"
Bu, aşk değildi. Sadece birkaç kez gördüğü birine aşık olacak birisi değildi. Sadece, Hoseok dış görünüş olarak inkar edilemeyecek kadar güzeldi. Ve Yoongi, o güzelliğine çoktan kapılmıştı.
Ha bu arada, kitap mpreg falan değil. Bunu da belirteyim de şimdiden jfjjfjf
Bölümler fazla uzun değil ve bazen zaman atlamaları falan oluyor. Bu zaten belli oluyor yani. Okuldayken saraya atlatıyorum yazarken.
Görüşlerinizi belirtir misiniz ayrıca. Kitap ne kadar uzun olur bilemem ama daha başındayken bir görüşlerinizi almak istiyorum. Lütfen cevaplayınız~