Başkasıyla Olamam

2.9K 412 49
                                    

Arayı çok uzun tutmadan yazayım dedim. İyi okumalar~

3 gün sonra

Hoseok üzerindeki yeşil beyaz tonlarına sahip elbisesini düzeltti ve geniş saray bahçesinde kendisine uygun bulduğu,sessiz bir köşeye geçti.

Hava biraz rüzgarlıydı ve kafasındaki şapkanın uçma tehlikesine karşın,şapkayı düzeltip tel tokayla saçlarıma sabitlemek adına bir süre uğraşmıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hava biraz rüzgarlıydı ve kafasındaki şapkanın uçma tehlikesine karşın,şapkayı düzeltip tel tokayla saçlarıma sabitlemek adına bir süre uğraşmıştı.

En sonunda başardığında kenara koyduğu defter ve kalemi alıp iç çekti. Karmaşık geçen günlerin ardından içini dökmek adına uzun zamandır eline almadığı deftere sığınmaya karar vermişti.

Biraz yalnızdı,birilerine dert anlatmak ve rahatlamak konusunda. Aslında, her konuda yalnızdı ama hiçbir zaman -bu zamana dek- bundan şikayetçi olmamış ya da buna üzülmemişti ama şimdi,yanında birisi olsaydı içinde bulunduğu durum hakkında ona destek çıksa ve yanında olduğunu her daim hissettirse... Bu güzel olurdu.

İç çekip bir şeyler karalamaya başladı. Yazıyor ve yazdıkça rahatladığını hissediyordu, belki de bir omuzdan daha iyiydi içini temiz bir sayfaya satırlarca aktarmak. Bunu bilmiyordu,hiç tatmadığı arkadaşlık denilen şey belki de daha iyiydi. Öyle de görünüyordu. Karşıda,papatyaları kopartıp koklayan ve sonra saçlarının arasına yerleştiren kızlara baktı.

Bir şeyleri karşılıklı paylaşmak güzel olmalıydı. Karşılıklı gülüşmek ve karşılıklı değer görmek... Defteri yavaşça kapatıp etrafa bakındı. Dersin olmadığı bu günde,herkes dışarıda,hafif esen rüzgara aldırmadan eğleniyordu. Eğlenmediğini hissetti. Gerçekten böyle bir şeyin,bu kadar çok canını yakacağını asla tahmin edemezdi. Mavi gözleri etrafta bir süre daha gezindi ve ayağa kalktı.

"Jung Hoseok?"

İsmi söylendiğinde hemen arkasına dönmüştü. Kocaman gülümseyen oğlan el sallayıp yanına gitti. Hoseok,Yoongi'nin evleneceği çocuğu karşısında görünce bir süre telaşla etrafa bakınıp ardından titrek bir nefes verdi.

Kendisinden 4 yaş büyük birisinin konuşmak için tek bir sebebi olmalıydı. Öğrenmişti... Bu düşünce midesinin ağzına gelmesine sebep olurken saygıyla eğildi.

"Seni burada yalnız görünce yanına gelmek istedim." bu bir neden miydi şimdi? Çünkü Hoseok hala korkutucu şeyler düşünüyor ve daha çok telaşlanıyordu.

"Teşekkür ederim." o,artık seçilmişti. Kralın eşi olacaktı. Bu yüzden ona saygılı olmalıydı. Her şekilde.

"Zindana atıldığını duydum. Bir sorun yok değil mi? Yoongi bu konunun içeriği hakkında konuşmadı. Aslında biraz da,bunu merak etmiştim." boğazı düğümlenirken bir anda onların sohbet ettiğini,aynı ortamda bulunduğunu düşününce alt dudağını ısırmıştı. Bu biraz... Kalbine iğne batmış gibi bir his vermişti. Bunun üzerinde durmak bile istemiyordu. Hele ki karşısında,onun eşi olacak kişi varken.

"Bir sorun yok. Sadece biraz saygısızlıkta bulundum. İstem dışı..." titrek bir nefes verdi. HyungJin kafasını aşağı yukarı sallayıp,bir süre daha konuştuklarında oradan ayrıldı.

Hoseok o uzaklaştığında sırtını ağaca yaslayıp gözlerini kapattı. İçinden geçen o saçma cümleleri durduramıyordu.

'Senden başkasıyla olamam.'

Yavaştan giriyoruz olaylara~

Sınır : 55+

Sınır : 55+

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Lolita :: YoonSeok ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin