Çok fazla anlatmadığım smutlu bir bölümdür. Rahatsız olacaklar okumayabilir.
Pembe tül sabahlığı çıplak omuzlarından sıyrılırken yutkundu. İçi titriyordu ve yanaklarına doğru ulaşan kan yanmasına sebep oluyordu. Sıfır kollu geceliği ile kaldığında Yoongi ellerini ince,çıplak kollarda tüy hafifliğinde gezdirdi.
Konuşmuyorlardı ama birbirlerine bakarken öyle fazla duyguyu bir arada anlatıyorlardı ki. Hoseok onun kahverengi irislerine diktiği masmavi irislerini başka yöne çevirdi. Hızlı hızlı soluklanıyordu.
Böyle bir şey yapmak,ilişkide öylesine farklı bir boyuta atlamak demekti ki. Bunun farkındaydı. Emindi ki Yoongi'de bunun farkındaydı ve ikisi de bunu istiyordu. İlişkilerini farklı boyutlara taşımak,daha derin denizlere yelken açmak... Gün gelip boğulacak olsalar bile dert etmeyecek kadar çok seviyorlardı birbirlerini.
Pembe tül sabahlığı bacaklarının altından kurtulup oldukça sessiz bir şekilde yere düştüğünde bir süre yerdeki kumaş parçasına baktı. Yoongi'nin hareketleri delirtecek bir yavaşlıktaydı. Ama Hoseok bu yavaşlığı sevmişti. Bir sonraki adıma alışmak ya da ruhen hazırlanmak kısa bir süre de olsa onun için uygundu.
Kesinlikle istese bile bir şeyleri,yapacakları asıl şeye adım adım yaklaşırken oldukça heyecanlıydı.
Yoongi'nin parmakları bir süre geceliğin ön kısmındaki kurdelede oyalandı ve kıkırdandı. Hoseok yerdeki tülde oyalanan bakışlarını ona çıkarttı. "Oldukça tatlısın,kesinlikle böyle kıyafetler giymeyi kes... Fazla şeker." yutkunup kurdelede oyalanan bakışlarını Hoseok'un mavi denizlerine yöneltti ve tebessüm etti. Yavaşça kollarından kavradığı geceliği çıkartırken Hoseok sesli,titrek bir nefes sundu.Onun pürüzsüz tenini parmak uçları ile hissetmek Yoongi'de ağlama isteği uyandırıyordu. Onun güzelliği baş döndürücüydü. Kesinlikle fazla baş döndürücüydü. Heyecandan kızaran dudaklara bakarken dilini yavaşça kendi dudaklarında gezdirdi. Sonra yavaşça o öne büzüşmüş olan kırmızı dudaklara yöneldi.
Hoseok bunu fark ettiğinde birkaç saniyeliğine farkında olmadan nefesini tuttu. Sıcak dudakları hissetmek onun için öylesine güzeldi ki. Yumuşak bir şekilde alt dudağını emmeye başladığında,Yoongi'ye karşılık vermeye başladı.
Kollarından kurtulan gecelik askılarının ardından Yoongi gözleri kapalı bir şekilde onu öperken yavaşça beyaz geceliği tamamen indirdi. Bir erkek vücuduna sahip olsa bile o bu dünyadaki en güzel şey olabilirdi. Yavaşça ellerini çıplak sırtına yasladı ve onu daha çok kendisine çekip ardından onu yavaşça yatağa yatırdı.
Bu hareket dudaklarını ayırmalarına sebep olduğunda Hoseok ellerini onun yanağına yaslamış,dudaklarına doğru soluklanıyordu. Kumaş parçası bedeninden tamamen sıyrıldığında altında sadece biraz bol olan bir şort kalmıştı. Yoongi gerileyip onun ince bedenini süzdü kendi üzerindeki kraliyet kıyafetlerini çıkartırken.
Tanrı'ya defalarca ve defalarca şükretse bile az gelirdi. Buna emindi. Hoseok'a sahip olmak öylesine özel bir şeydi ki ona göre. O da iç çamaşırı ile kalınca Hoseok'un bacakları arasına yerleşti ve üzerine doğru eğilip dudaklarını yeniden birleştirdi.
Elini ince bedenin teninde usulca gezdirirken parmaklarının uyuştuğunu hissediyordu. Hoseok bağımlılık yapacak kadar harikaydı.
Elini yavaşça şorttan içeriye yolladığında Hoseok,bedeninin kasıldığını hissetmişti. Onun eli üyesini bulduğunda dudaklarını ayırıp kafasını boynuna gömdü. Bu yabancı olduğu şey onu heyecanlandırdığı kadar ürpertiyordu da. Yanlış bir şey yapmak,onu memnun edememek ya da beklentilerini karşılayacak bir vücuda sahip olamamak... Araya tutkular girdiğinde ister istemez,onun için en iyisi olabilmeyi istiyordu. Onun için tek ve en iyisi olmak...
Evet onlar sevgiliydiler ama araya ihtiyaçlar girdiğinde onu tatmin edememek öylesine kötü hissettirirdi ki. Yoongi elini ne çok uzun ne de çok kalın olan üyesinde usulca gezdirirken boynuna iz bırakmayacak şekilde ufak öpücükler bırakıyordu. Onun bedeni altında kıvranışını hissetmek öylesine güzeldi ki.
Orta parmağı ile deliğini dürtüklediğinde Hoseok kısık sesli bir inleme sundu. Fazla sesli olmamalıydı. Birilerinin duymasını asla istemiyordu. Alt dudağını ısırdı ve kollarını Yoongi'nin çıplak sırtına daha sıkı doladı. Yoongi parmağını yavaşça içine yolladığında acıyla yüzünü buruştursa da sadece titrek bir nefes vermişti. "Bu darlığın,beni saracağını bilmek..." Yoongi kulağına doğru hızlı hızlı soluklanırken konuştu ve parmağını içinde hareket ettirirken tek eliyle de kendi iç çamaşırını çıkarttı. Hoseok mümkün olduğunda alt kısıma bakmıyordu. Kafasını geriye atmış hızlı hızlı soluklanıyordu. Gözlerini sımsıkı yummuştu. Sonra bacaklarından sıyrılan şortu hissettiğinde gözlerini araladı. Yoongi yavaşça yatağa uzanmış ve Hoseok'u kucağına çekmişti. "Bunu ilk kez yapıyorum. Ve yemin ederim son kez de seninle yapacağım." Yoongi'nin fısıltısı onun gülümsemesini sağladı. Onun sertleşmiş olan üyesini yavaşça derinliklerine aldığında ikisi de kısık bir inleme sunmuştu. Yoongi onun dolgun kalçalarını kavramış kucağında zıplamasını sağlarken dudaklarına yönelmişti. Onun kendisine ait olması,Yoongi için önemliydi. Bu bir nevi,gizli bir mühürdü. Hoseok ve Yoongi arasında...
Ve bu ilkti ama son olarakta kalmayacaktı.
Sınır : 85+
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lolita :: YoonSeok ✔
FanfictionMin Krallığında yıllardır süregelen bir kural vardı. Kral, asla kendisinden küçük ya da büyük birisini sevemezdi. ||22.09.2017||