-8-

379 12 0
                                    

"Senden hoşlanıyor." diye diretti Gözde.

"Hoşlanmıyor."

"Hoşlanıyor."

"Hoşlanmı-" Sözümü tamamlayamadan gözlerimi sağa çevirdim.

Gördüğüm manzarayla donakalmıştım.

Gözde de ellerini başına koyarak,

"Yok artık." dedi.

Kuzey yanındaki kızla el ele yürüyor, etraftan "vaaoovvvvv" sesleri geliyordu.

Boğazımdaki yumruyu yutkunarak gidermeye çalıştım. Kendime gelmeliydim, Kuzey'le ne düşünüyordum da hayal kırıklığı yaşıyordum ki? Hah.

Yanındaki kız muhtemelen benden daha zayıftı. Güzel bir fiziği, yeşil gözleri vardı. Kuzey mutlu görünüyordu.

Sınıfa beraber girdiklerinde onların bu haline üzülen iki kişi vardı. İpek ve ben.

Koridora ne olduğuna bakmaya giderken Berke'yi gördüm. (Kuzey'in arkadaşı)

"Selam Berke."

"Selam." Abartılı bir şekilde gülümsedi.

"Kuzey ve..."

"Tuğçe ve Kuzey çıkıyor. Dün akşam onları öpüşürken görenler olmuş."

Bunu bu kadar rahat bir şekilde söylemesi beni şaşırtmıştı.

Ne yani, dedi iç sesim. Sanki o da mı senin gibi Kuzey'i kıskanıyor? Ahaha.

İç sesimi tokatlarken karşımda duran Berke'ye bakmayı sürdürdüm.

"Ha bu arada, Kuzey seni ve Gözde'yi iyi bir arkadaş olarak görüyormuş. Eğer isterseniz sen, Gözde, ben, Kuzey ve Tuğçe beraber bir şeyler yapabiliriz. Takılmak için falan."

Mutlu görünmeye çalışarak, "Gözde'ye sorarım." dedim.

~~~~

Ne yani bizi mekanlarına mı davet ediyorlar?" dedi yeşil gözlü somurtkan arkadaşım.

"Evet Gözde, sabahtan beri anlatıyorum. Sonunda anlamana sevindim."

"Anlıyorum. Sadece inanamıyorum. Bu iş senin için pek iyi olmayabilir. Sonuçta Kuzey ile..."

"Yoo, benim için gayet iyi. Kuzey beni arkadaşı olarak görüyor, ben de onu. Ortada bir sorun yok."

Sonra Gözde'yle hızlıca vedalaşıp eve gittim. Annem bugün erken gelmişti.

"Selam anne."

Kafasını, çözmekte olduğu bulmacadan kaldırıp bana baktı.

"Hoşgeldin."

Heyecanla salona geçip anlatmaya başladım.

"Bugün ne oldu biliyor musun?"

Annemden ses gelmedi. Merak etmişe benzemiyordu.

"Anne...bugün ilk ders..." devam etmedim çünkü bana bakmaya bile tenezzül etmemişti. Çoğu zaman böyleydi.

Okuldan geldiğimde beni karşılamasını, sarılmasını, anlattıklarımı dinleyip bana katılmasını istiyordum. Ama o her zamanki gibi ilgisizdi.

Gözlerimin dolmasına engel olamayarak konuştum.

"Beni dinlediğin için teşekkürler anne."

Bana baktı. "Ne istiyorsun? Yorgunum zaten, bir de trip atma bana."

"Ben trip atmıyorum!" Sonunda dayanamayıp sesimi yükseltmiştim.

"Sadece Allah'ın tek bir günü benimle düzgün bir iletişim kurmanı istemiştim! Seninle sabahtan akşama dek aynı evde olmaya ben de dayanamıyorum ama tek istediğim benimle biraz ilgilenmendi..."

Bir şey demesine izin vermeden sinirle kapıyı çarpıp odama gittim. Bugün sinirlerim yeterince bozuktu. Annemin az önceki davranışı yüzünden de patlamıştım.

Gözde bana haber vermişti, Kuzey'lerin evine gidecektik. Hem de bu akşam. Sanırım Tuğçe ile ilişkilerini kutlayacaklardı. Gitmek için annemden izin almayacaktım. Bu yaptığım ne kadar doğruydu bilmiyorum ama umrumda mıydı? Tabii ki hayır.

~~~~~~~

Gözde,Berke,Tuğçe, ben ve Kuzey, Kuzeylerin evlerinde oturuyorduk. 

"Sizinle tanıştığıma sevindim." dedi Tuğçe bize dönerek.

"Sence de öyle değil mi aşkım?" Sesindeki yapmacıklığı tek fark eden ben miydim?

"Evet bebeğim." Kuzey onayladı.

Bir süre sonra herkes sıkılmıştı. Gözde, Tuğçe ve ben sohbet ederken erkekler de futboldan konuşuyordu.

"Sizin erkek arkadaşınız var mı?" dedi Tuğçe.

Gözde başını iki yana sallarken ben "Benim var." dedim ve Gözde'nin pot kırmaması için dua ettim. Berke ve Kuzey de bizi duymuştu.

Tuğçe, "Aslında böyle şeyler insanı bambaşka birisi yapıyor, yenilenmemizi sağlıyor, değil mi Eylül?"

"Aynen." diye onayladım.

Kuzey Tuğçe'ye gülümsediğinde içimde tuhaf bir şeylerin olduğunu hissettim.

"Lavabo ne tarafta?"

"Ben göstereyim, nasılsa buraya çok geldim." dedi Berke. Bana yine abartılıca gülümseyerek peşimden geldi.

Bu çocuk bana çok iyi davranıyordu.

Lavaboya girdikten sonra bir süre öylece bekleyip göz pınarlarımdaki yaşların gitmesini bekledim ama başarılı olamayınca gözyaşlarımı serbest bıraktım. Neden ağladığımı bile bilmiyordum.

Kendimi toparladığıma inanıp çıktığımda Kuzey'le karşılaştım.

"Neden ağladın?" diye sordu.

"Ağlamadım. Sadece...az önce annem aradı da..." Ne kadar iyi bir yalancıyım Rabbim.

"Ailevi bir mesele mi?" Elleriyle yanaklarımı tutup gözlerimin içine baktı. Böyle durmamalıydık, sonuçta onun sevgilisi vardı. Ama o an, sadece o an herşeyi boşvermiştim.

"Evet, ailevi."

Sonra bana sarıldı. Fark ettirmemeye çalışarak kokusunu içime çektim.

İçeriden Tuğçe'nin sesi geldiğinde kollarını benden çekmişti.

"Neredesiniz Kuzeeeeeey?"

"Geliyorum aşkım."

Masum ile EgoistHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin